Anasayfa

Raporu usule aykırı olan memura uyarı yazısı EBYS, mail veya telefonla bildirilebilir mi?

Danıştay 12. Dairesi, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığında mühendis olarak görev yapan davacının, 27/08/2018-17/09/2018 tarihleri arasında mazeretsiz olarak göreve gelmediği tespit edildiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 94. maddesi uyarınca memurluktan çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemi hukuka aykırı bulan kararı onadı.

Haber Giriş : 2025-07-13T14:00, Son Güncelleme 2025-07-04T09:13

İlk derece: Belirli durumlar dışında memuriyet mahalli dışından alınan raporlar geçersizdir

Geçici görev ve kanuni izinlerin kullanılması durumu ile acil vakalar hariç, memuriyet mahallindeki veya hastanın sevkinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucularından rapor alınması zorunluluğu karşısında, davacının herhangi bir sevki, geçici görevi veya kanuni izni bulunmadığı halde memuriyet mahalli dışındaki Diyarbakır ilinde bulunan aile sağlığı merkezlerinden almış olduğu istirahat raporlarının usulüne uygun olarak alınmış bir istirahat raporu olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda; davacının 27/08/2018 - 17/09/2018 tarihlerini kapsayan dönemde memuriyet mahalli dışından almış olduğu iş göremezlik raporlarının usule aykırı raporlar olması nedeniyle geçerli sayılmayarak, kesintisiz ve mazereti olmaksızın 10 gün görevini terk ettiğinden bahisle memurluktan çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

İstinaf, EBYS, mail ve telefon ile bildirimi kabul etmedi

Kamu görevlilerinin Yönetmelikte öngörülen usullere aykırı biçimde hastalık raporu almaları halinde bu durumun kendilerine yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, ancak bu bildirim üzerine görevine başlamayan kamu görevlisinin izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk etmiş sayılacağı aşikar olup, kendisine söz konusu usule göre yazılı bir bildirimde bulunulmayan davacı hakkında 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinin uygulanması suretiyle görevden çekilmiş sayılmasına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uygunluk bulunmamaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2022/2245
Karar No: 2025/1015

İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
... Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığında mühendis olarak görev yapan davacının, 27/08/2018-17/09/2018 tarihleri arasında mazeretsiz olarak göreve gelmediği tespit edildiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 94. maddesi uyarınca memurluktan çekilmiş sayılmasına ilişkin... tarih ve E... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; geçici görev ve kanuni izinlerin kullanılması durumu ile acil vakalar hariç, memuriyet mahallindeki veya hastanın sevkinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucularından rapor alınması zorunluluğu karşısında, davacının herhangi bir sevki, geçici görevi veya kanuni izni bulunmadığı halde memuriyet mahalli dışındaki Diyarbakır ilinde bulunan aile sağlığı merkezlerinden almış olduğu istirahat raporlarının usulüne uygun olarak alınmış bir istirahat raporu olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda; davacının 27/08/2018 - 17/09/2018 tarihlerini kapsayan dönemde memuriyet mahalli dışından almış olduğu iş göremezlik raporlarının usule aykırı raporlar olması nedeniyle geçerli sayılmayarak, kesintisiz ve mazereti olmaksızın 10 gün görevini terk ettiğinden bahisle memurluktan çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, davacının bahse konu iş göremezlik raporlarının usule uygun olmadığı ve mesai saatlerinde iş yerinde olması gerektiği hususundaki... tarih, E... sayılı ve ... tarih, E... sayılı davalı idare yazılarının, davacının EBYS hesabı ile kurumsal mail adresine gönderildiği, konu hakkında 06/09/2018 tarihi ile 10/09/2018 tarihinde davacıya telefonla bilgi verildiği ve gönderilen maillerin davacı tarafından okunduğu anlaşıldığından, davacının sağlık raporlarının usule aykırı olduğuna ilişkin olarak kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığına ilişkin iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; her ne kadar davacı tarafından alınan raporların usulüne uygun alınmadığından bahisle davacının mesai saatleri içerisinde iş yerinde olması gerektiğine yönelik yazılarının davacının Elektronik Belge Yönetim Sistemi Hesabına gönderildiği ve konu hakkında 06/09/2018 tarihi ile 10/09/2018 tarihinde davacıya telefonla bilgi verildiği, söz konusu yazıların davacı tarafından EBYS üzerinden okunmaması üzerine, bu yazıların davacının kurumsal mail adresine 06/09/2018 ve 10/09/2018 tarihlerinde gönderildiği ve gönderilen maillerin davacı tarafından okunduğu belirtilmiş ise de; alınan hastalık raporlarının gerçeğe uygun olmadığı yönünde bir tespit bulunmadığı gibi Devlet Memurlarına verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık ve Refakat İznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin beşinci fıkrası gereğince, kamu görevlilerinin Yönetmelikte öngörülen usullere aykırı biçimde hastalık raporu almaları halinde bu durumun kendilerine yazılı olarak bildirilmesinin gerektiği, ancak bu bildirim üzerine görevine başlamayan kamu görevlisinin izinsiz ve özürsüz olarak görevini terk etmiş sayılacağı aşikar olup, kendisine söz konusu usule göre yazılı bir bildirimde bulunulmayan davacı hakkında 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinin uygulanması suretiyle görevden çekilmiş sayılmasına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının en erken dava tarihi (16/10/2018) olmak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacının önce 06/08/2018 - 15/08/2018 tarihleri arasında 10 günlük hastalık izni aldığı, bu tarihten sonra 16/08/2018 ve 17/08/2018 tarihinde işe gelmediğinin tespit edildiği, 9 günlük Kurban Bayramı tatili sonrasında 27, 28, 29 Ağustos tarihlerinde işe gelmeyip EBYS sistemi üzerinden izin talebinde bulunduğu, izin talebinin uygun görülmediği, 27/08/2018 - 17/09/2018 tarihleri arasında çalışamayacağı ilişkin olarak geçici iş göremezlik raporu gönderdiği, söz konusu raporların hastalık ve refakat iznine ilişkin yönetmelik hükümleri uyarınca geçersiz kabul edildiği, belirtilen tarihler arasında göreve devam etmeyen davacının müstafi sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı idarenin duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın, " işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının en erken dava tarihi (16/10/2018) olmak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine" ilişkin hüküm fıkrasına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa, Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarında düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekalet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Öte yandan; yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri olan "taleple bağlılık" ilkesi uyarınca, yargı mercilerinin, açılan davalarda davacının istemi ile bağlı olduğu, istemi genişletecek biçimde karar veremeyeceği tartışmasızdır.
Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde faiz isteminde bulunulmadığı halde, Bölge İdare Mahkemesince, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının en erken dava tarihi (16/10/2018) olmak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmakta olup, davacının talebi aşılarak yasal faize hükmedilmesinde usul kurallarına uyarlık bulunmamaktadır.
Ancak, bu husus, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğundan, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan " işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının en erken dava tarihi (16/10/2018) olmak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine" ibaresinin, "davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının davacıya ödenmesine" şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının en erken dava tarihi (16/10/2018) olmak üzere her bir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak, 27/02/2025 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan istinaf isteminin reddi gerekirken, aksi bir değerlendirmeyle kabul edilerek dava konusu işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların ödenmesi yönünde verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşü ile Daire kararına katılmıyorum.

Memurlar.Net