Anasayfa

Cam kemik hastası Hamza'nın 'doktorluk' hayali gerçek oldu

Doğuştan cam kemik hastalığıyla (osteogenesis imperfecta) yaşamını sürdüren 24 yaşındaki intörn doktor Hamza Mesut Ağır, çocukluk yıllarında sık sık hastanelerde tedavi görürken şekillenen "hekimlik" hayalini gerçeğe dönüştürdü.

Haber Giriş : 2025-09-27T11:51, Son Güncelleme 2025-09-27T11:52

Ankara'da yaşayan Ağır, zorlu hayat yolculuğuna rağmen azmi ve annesinin desteğiyle Lokman Hekim Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam ediyor.

Tıp fakültesinde intörnlük sürecine başlayan Ağır'ın çocukluk yıllarında aldığı sayısız tedavi, karşılaştığı ön yargılar ve fiziki engeller, yolculuğunu daha da güçleştirse de annesiyle bu süreci aşmayı başardı. Annesi, her gün onu okula götürüp getirerek yalnızca fiziki değil, manevi desteğiyle de Hamza'nın en büyük gücü oldu.

Psikiyatri alanında uzmanlaşmak isteyen Hamza, engelli bireylere rol model olmayı ve onlara "başarının mümkün olduğunu" göstermeyi hedefliyor.

"Çocukken hastanelerde geçirdiğim günler bana empatiyi öğretti"

Hamza Mesut Ağır, hastalığı nedeniyle sık sık tedavi gördüğü yılların kendisini mesleğe yönlendirdiğini söyledi.

Tedavi gördüğü dönemde sürecin bıraktığı izleri o zaman fark edemese de şimdi gördüğünü belirten Ağır, şöyle devam etti:

"Hem mesleğim yönüyle hem günlük hayat olarak insanlarla daha kolay empati kurabilme, tam anlamıyla karşıdakini anlayabilme yönünde bana çok şey kattığını düşünüyorum. Hastanede her ne kadar kendi sağlık sorunum için olsam da çevreyi gözlemledikçe o insanların yaşamlarının, sorunlarının daha doğrudan farkında olduğumu düşünüyorum."

Doktor olma kararında çevresinin etkili olduğunu dile getiren Ağır, özellikle lise yıllarında birçok mesleği düşündüğünü ancak doktorlukta karar kıldığını anlattı.

Ağır, "'Senin iletişimin de çok güçlü, hastanenin içinde de birisin. O yüzden bence çok iyi doktor olur.' diyerek özellikle annemin ve lisedeki hocalarımın yönlendirmesiyle ben de doktorlarımızla konuştuğumda gerçekten bunun bana uygun olduğunu gördüm, öyle bir tercih oldu." dedi.

"Ön yargıyla iletişime başladığınızda eğitimden aldığınız verim etkileniyor"

Eğitim yolculuğunda en büyük zorluklarının ön yargılar ve fiziki koşullar olduğunun altını çizen Ağır, "'Yapabilir mi, yapamaz mı?' ön yargısıyla iletişime başladığınızda hem eğitimden aldığınız verim hem de moral olarak olumsuz etkileniyorsunuz. Bununla sürekli moral olarak kendimi dinç tutarak baş ettim." değerlendirmesinde bulundu.

Annesinin her adımda yanında olduğunu ve onu ayağa kaldırdığını, fiziki engelleri aşmak için onunla çözüme odaklandıklarını belirten Ağır, şöyle konuştu:

"Fiziki engellerin aşılmasında da çözüm üretmeniz gerekiyor ve tek benim çözüm üretmemdense annemle birlikte bunu nasıl aşabiliriz, nereye gidebiliriz, bu sorunu nasıl çözebiliriz, birlikte düşünmek en çok katkı sağlayan şey bu diyebilirim annemin bana desteği olarak."

İnsanlarla iletişim kurmayı sevdiğini dile getiren Ağır, bu nedenle psikiyatri alanında uzmanlaşmak istediğini söyledi.

Ağır, psikiyatrik semptomların hayatı doğrudan etkilediğine dikkati çekerek, "Diğer yönüyle de psikiyatrik semptomları tedavi ettiğinizde mesleki tatminin çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum çünkü psikiyatrik semptomlar hayatı doğrudan etkiliyor ve insanların bu sorunlarını çözdüğünüzde bence çok mutlu oluyorsunuz." diye konuştu.

Engelli bireylere rol model olmayı hedeflediğini vurgulayan Ağır, şimdiye kadar yolculuğunda "başkaları yaptıysa ben de yapabilirim" düşüncesiyle ilerlediğini ifade etti.

Ağır, Türkiye'de ve dünyada birçok bedensel engelli doktorun varlığına işaret ederek, "Benim örneğim onlardı, onlar yaptıysa ben de yapabilirim diye düşünüyordum. Şimdi onların yerinde ben olup, benden sonraki özellikle bedensel engellilere ve tüm engellilere bu şekilde rol model olmak beni çok mutlu eder." dedi.

"Beni en çok zorlayan şey insanların bakış açısıydı"

Hamza'nın annesi Hatice Ağır da oğlunu büyütürken en çok insanların bakış açılarıyla zorlandığını anlattı.

Küçük köyde yaşadıklarını dile getiren Ağır, şunları paylaştı:

"Beni en çok zorlayan şey insanların bakış açısıydı. Kucağında bir engelli çocuk olarak görüyorlardı. 'Okumaya ne gerek var?' diyorlardı. 'Okutmakla olur mu? Yani her gün okula götürüp getirmenle olur mu? Bırak, ondan sonra okuyabilecek mi?' O tür sorular, baskılar, açıkçası beni en çok zorlayan konular onlardı."

Ağır, oğlunu yıllarca okula taşımasının hayatını değiştirdiğine dikkati çekerek, Hamza'nın hayatını renkli bir şekilde etkilediğini kaydetti.

Oğlundan önce monoton bir hayatının olduğunu dile getiren Ağır, "Hamza okula başladıktan sonra hayatım renklendi diyebilirim, bu bir gerçek, hayatım düzene girdi. Belli bir saatte kalkıyorsun, belli bir düzende yaşıyorsun. Açıkçası tam tersine Hamza'dan sonra çok renkli bir hayatım oldu diyebilirim." şeklinde konuştu.

Ağır, Hamza'nın beyaz önlük giymesinin kendisi için çok büyük gurur olduğuna değinerek, Kovid salgını nedeniyle önlük törenine katılamadığını ancak töreni YouTube'dan seyrettiğinde hala duygulandığını söyledi.

Benzer durumda olan annelere de seslenen Ağır, sözlerini şöyle tamamladı:

"Asla pes etmesinler çünkü evlat kırmızı çizgidir. Biz buralara kolay bir yolla gelmedik, birçok engel aşmak zorundaydık, engebeli yollardan geçtik. Kimine gülüp geçtik, kimine birbirimize sarılıp ağlayarak geçtik. Benim gibi özel çocuğu olan anneler lütfen pes etmesinler, sonundaki o başarıyı görmek dünyalara bedeldir."

"Üniversite binamızda tüm engelleri kaldırdık"

Lokman Hekim Üniversitesi Ankara Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Barış Ecevit Yüksel de engelli öğrencilerin eğitim alırken karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmak için birçok düzenleme yaptıklarını belirtti.

Yüksel, devletin bu konuda kurallar koyduğunu ve üniversite hastanesi olarak bu kurallara bağlı kaldıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Görme, duyma ve fiziksel engelliler için farklı yöntemler uyguluyoruz. Hastanemizde özellikle refakat etmesi için engelli bireylere, özellikle görme engellilere refakat etmesi için bir hostes refakat ediyor onlara. Duyma engelliler ve konuşma engelliler için bir eğitmenimiz var. Onlar hastane içinde eşlik ediyorlar. Onun dışında fiziksel engel için hastanemiz ve üniversite binamızda tüm engelleri kaldırdık, her yere ulaşımları çok rahat oluyor. Hamza özelinde aslında hem eğitim hem de ulaşılabilirlik açısından engellerin tümünü kaldırmış olduk."

İnsanların eşit doğduğunu ve topluma katılımlarının da eşit olması gerektiğini vurgulayan Yüksel, üniversite olarak bu anlayışla hareket ettiklerinin altını çizdi.


Anadolu Ajansı