Anasayfa

ÖSYM Başkanı siz olsaydınız, ne yapardınız?

KPSS Eğitim Bilimleri testindeki 120 sorunun 350 aday tarafından doğru olarak çözülmesinin yarattığı idddialar günlerdir devam etmektedir. ÖSYM Başkanı iddialara ilişkin olarak yaptıkları araştırma sonuçlarını bugün açıkladı. ÖSYM Başkanı gündeme gelen bir çok iddiaya tek tek cevap verdi ve araştırmayı nasıl yaptıklarını belirtti. 2010 KPSS sınavındaki kopya iddilarına ilişkin olarak ÖSYM tarafından yapılan açıklamanın bir değerlendirmesi için başlığa tıklayınız.

* ÖSYM Başkanının açıklaması için TIKLAYINIZ.
* ÖSYM Başkanı: Hesabımı vereceğim ama verdikten sonra da ayrılacağım

Haber Giriş : 2010-08-24T11:19, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

ÖSYM Başkanını yaptığı açıklamaya ulaşmak için tıklayınız.

ÖSYM Başkanının, yaptıkları araştırma sonrasında bir bulguya ulaşamadıklarını belirtmesi, yine bir çok adayı tatmin etmeyecektir. Zira geçen yıllara nazaran 120 net çıkarılmış olması çok sayıda kuşkuya neden olmaktadır. Ancak burada şunu düşünmek gerekmektedir. ÖSYM daha ne yapabilir? Sayın Yarımağan'ın açıklamasında, bir ÖSYM Başkanının yapması gereken tüm araştırmaların yapıldığı görülmektedir.

Örneğin, ÖSYM sadece 350 kişiyi değil 100 ve üzerinde soruyu doğru çözen 3200 kişiyi incelediklerini belirtmiştir.

ADAYLARIN ORTAK YANI

Bir araştırmada bakılacak en önemli detay, bu adayların ortak yanı nedir sorusuna, ÖSYM Başkanı şu şekilde yanıt vermektedir: "''Bu adayların ortak yanlarını araştırdık. Hiçbir ortak yanları yok. Her üniversiteden mezun var. Tabii bazı üniversitelerden mezun olanlar biraz daha çok, neden, çünkü oradaki eğitim fakülteleri daha kalabalık olduğu için. Örneğin Gazi Üniversitesi'nden, Erzurum Atatürk Üniversitesinden, Marmara Üniversitesinden çok. Ama Boğaziçi'nden de var, Hacettepe'den de var, Abant İzzet Baysal'dan da var. Her üniversiteden, her alandan var. Matematikçisi de Fizikçisi de var, Kimyacısı da Okul Öncesi Öğretmenliği, İlköğretim Öğretmenliği okuyan da var. Yani öğretmenlikle ilgili alanlardan da var, öğretmenlik dışındaki alanlardan mezun olanlar da var. Bu adaylar sınava nerede girmişler? En çok Ankara'da giren var. Sonra İstanbul'dan, İzmir'den var. 81 ilin 81'inde de var. Bu 350 kişi içinde de 3 bin 200 kişi içinde de. Bizdeki bilgileri açısından bu kişilerin ortak bir yanı yok. Tekrarlıyorum, bizdeki bilgileri açısından ortak yanları yok. Biz bütün bilgilerine sahip değiliz bu kişilerin.''

ÖSYM Başkanı bu detay verirken ayrıca kendisine hangi bilgiler bulunmadığını da şu şekilde açıklamaktadır: ''Hangi üniversiteden, hangi alandan mezunlar, kaç yılında mezun olmuşlar, hangi sınava nerede girmişler ve bazı sınavlardaki başarıları var. Bu bilgileri var ama örneğin bizde bu adayların üniversitedeki başarıları yok. Bu adaylar üniversitede başarılı mı değil mi, bu adaylar dershaneye gidiyor mu, gitmiyor mu, gidiyorsa hangi dershaneye gidiyor gibi bilgiler ile diğer bilgileri yok. Biz o bilgileri inceleme imkanına sahip değiliz'' .

ÖSYM, ADAYLARIN SORU KAĞITLARINI DA İNCELEMİŞ

ÖSYM Başkanı yaptığı açıklamada, bir araştırmada bakılması en önemli detaylardan birisi olan soru kağıtlarını da incelediklerini belirtmiştir. Başkan Yarımağan "Gerçi soru kitaplarını incelememiz bize kesin bir bilgi vermez ama bir kanaat verir. Sizin de gördüğünüz gibi adayların soru kitaplarının üzerinde çalıştıkları görülüyor. Cevap kağıtlarındaki işaretlerle soru kitabındaki işaretler birebir aynı. Soru kitaplarının üzerinde hesaplar yapılmış, altları çizilmiş...Adayların hepsi bir kere kesin işaretlemiş. Bir kısmı soru kitabı üzerinde az çalışmış, bir kısmı çok çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış. Ben buradan şu sonuca varıyorum: Bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim de burada bitiyor.

'Ben herşeyin olabileceğini düşünüyorum, aksi ispat edilmedikçe. Ben soru kitaplarını okuduğumda gözlerimi yaşartan ifadeler de oldu. Bu çocukların içinde sınav sırasında kendi kendini motive edenler var. Mesela 'ha gayret' diye yazmış, 'ah bir öğretmen olsam' yazmış. Belli ki yanıp tutuşuyor. Böyle bir aday bu heyecanla yıl boyu çalıştıysa başarılı da olur.

3 bin 200 kişinin 3 bin 200'ü de geçen sene çok başarısız olsa, bu sene başarılı olsalar tamam ama bunların içinde çok başarılı olanlar da var ama dediğim gibi geçen sene çok başarısız olanlar da var. Mesela geçen sene 5,5 almış bu sene 110 almış. Böyle adaylar da var ama böyle aday 3 kişi. O adayların soru kitaplarını incelediğimde soru kitaplarında bir anormallik göremiyorum. Yani benim buradan bir sonuca varmam mümkün değil. Şimdi bu beni aldatmak için mi bunu yapmış.

Ben şu kanaate vardım, bu adaylara, eğer bir olay olmuşsa hazır cevap gelmemiş. Ondan eminim. Yani telefonla sınav sırasında şu sorunun doğru cevabı şudur diye cevap gelmemiş. Soruları salonda kendileri çözmüşler. Eğer bir olay olmuşsa bu olay sınavdan önce bu kişilere soruların bir şekilde ulaşmış olması olabilir."

BİLGİSAYAR KAYITLARI İLE OPTİK KAĞITLAR KARŞILAŞTIRILMIŞ

Yine en önemli idddialardan birisi, adayların sınavda işaretlediği net sayısının, ÖSYM'de yükseltildiği iddiasıydı. Soru kitapları ile cevap kağıtlarının, sınav tamamlandıktan sonra ÖSYM'ye geldiğinde poşetler açılır açılmaz skeynırlardan geçirilip görüntülerin bilgisayara kaydedildiğini, bunun da bu yıl ilk kez yapıldığını vurgulayan Yarımağan ''Bizim burada cevap kağıtları üzerinde bir manipülasyon yapılsa veya bilgisayar kağıtlarında birşey yapılsa bu görüntülerden biz anlayabiliyoruz. Yani bu kağıt bize böyle geldi, bunları inceledik. Bilgisayardaki kayıtlarla ilk görüntüler birebir uyuyor. Yani bizim burada bir değişiklik olmamış, değerlendirme doğru yapılmış. Emin olarak söyleyebileceğim birkaç şeyden biri bu." demiştir.

ASLINDA NORMAL OLAN BU YIL

ÖSYM Başkanının açıklamasında en çok dikkat çeken ve şuan için bizim bir değerlendirme yapamayacağımız husus, sınavın kolay olup olmadığı ile ilgilidir. Ancak Başkan Yarımağan, bir sınavda olması gereken ana prensibi şu şekilde açıklamaktadır: ''Aslında bana sorarsanız, sağlıklı bir testte bu anormal değil. Nitekim bizim bütün testlerimizde tüm soruları cevaplayan adaylar birkaç bin bile çıkabilir. Çıkmasını da isteriz biz çıkmazsa test kötüdür. Ama Eğitim Bilimleri testinde bundan önceki yıllarda galiba bir yıl çıkmış bir-iki kişi, soruların tümünü yanıtlayan pek çıkmıyormuş. Düşündürücü olan bu ama normali de sanki bu seneki gibi."

Bu konuya ilişkin değerlendirmenin akademisyenlerce yapılması daha uygun olacaktır. Zira bir çok aday, sınavdaki bir çok terimle ilk kez karşılaştığını ve bu nedenle 120 sorunun doğru olarak yanıtlanamayacağını belirtmektedir.

BU YIL YÜKSEK ALANLARIN TÜMÜ GEÇEN YIL KÖTÜ DEĞİLDİ

Gündeme gelen idddialardan birisi, çokça tartışılan 3200 adayın tümünün geçen yılki başarılarının çok kötü olduğu yönündedir. Ancak Yarımağana bunun böyle olmadığını belirtmekte ve "Sınavda aynı soyadlı kişiler var. Örneğin birisi 116, birisi 100 almış. Bunlar geçen sene de 97 almış. İkisi de gayet normal görünüyor.Tam alanları da araştırdık. Bu 3 bin 200 kişiden yaklaşık üçte biri geçen sene ya sınava girmemiş ya da Eğitim Bilimleri sınavına girmemiş. Ama üçte ikisi geçen sene KPSS'ye girmişler. Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var.'' demektedir.

BUNDAN SONRAKİ GÖREV SAVCILIĞIN

Bizler de ÖSYM Başkanının yerinde olsak, yapabileceğimiz araştırmalar bu detaylarla sınırlıdır. Sonuçta ÖSYM Başkanı olmak demek bir vatandaşın her verisine ulaşmak anlamına gelmemektedir. Bu yetki savcılıktadır. ÖSYM Başkanı neleri incelediklerini, neleri incelemediklerini açıklamıştır. Burada adayların en büyük itirazı, bu adayların çoğunluğunun aynı dersaneden olabileceğine ilişkin olabilir. Ancak bunu incelemek ve bu doğru olsa dahi bunun üzerinden bir sonuca ulaşmak görevi Savcılıktadır.

Savcılık, yukarıdaki araştırmaları tekrar yapacak ve buna ilave olarak Emniyet kanalıyla belki cep telefon görüşmelerini incelemek gibi başka araştırmalara da girecektir. Ancak, ÖSYM Başkanlığının araştırması, netler ÖSYM'de yükseltildi, bu adayların hepsi geçen yıl düşük puan aldı, soru kitapçıklarında hiç oynama yapılmamıştır gibi iddiaların doğru olmadığını göstermektedir.

ÖSYM Başkanına kızmadan veya öfkelenmeden önce daha farklı ne yapılabilir di, sorusunu da düşünmek gerekmektedir. ÖSYM Başkanlığı kendi imkanları çerçevesinde yapabileceklerini yapmıştır. Yapılan araştırmaların doğru olup olmadığını ve bu araştırmanın ötesine geçme görevi Savcılıktadır.

Memurlar.Net