Roche yöneticileri ve bazı SSK bürokratları hakkında "çıkar amaçlı suç
örgütü kurmak" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 10 haziranda. Davayı
açan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş'un mahkemeye gönderdiği delil
dosyası; doktorların muayenehanelerinin onarılıp mobilya alındığını, tekne gezileri
ve hatta doğum günü partilerinin bile Roche tarafından karşılandığını gösteriyor.
Roche, yaptığı harcamaları kayıtlara geçirdiği için Roche Genel Merkezi'ne yapılan
polis baskınında bu kayıtlar da ortaya çıktı.
Roche skandalını baştan beri titizlikle takip eden Vatan'ın dünkü manşetinde
yer alan haberde, savcı Okumuş'un mahkemeye değerlendirilmesi talebiyle gönderdiği
şaşırtıcı belgelerden birkaçı:
Prof. Dr. Yaman Tokat'ın Venedik'te taksi ve gondol ücreti: 54 euro karşılığı
204 YTL
Dr. E. Semra Denir'in 40 adet hepatit hastası kazandırması nedeniyle - hasta
başına 400 YTL'den toplam 20 bin 113 YTL (20 milyar 113 milyon TL)
Prof. Dr. N. Toprak'a (Diyarbakır) doğum günü yemek bedeli: 880 YTL
Dr. Cüneyt Yüksel'e ait Venedik'teki konaklama bedeli: 3125 YTL
Doktorlara alınan kar lastiği, pasta, yemek ve hediye saat bedeli: 1000 YTL
Adana Reşatbey Sağlık Ocağı hekimlerinin tekne ve yemek ücreti: 690 YTL
Dr. Aslıhan Saygın'a ait kurs ücreti (Paris): 657 YTL
Eskişehir'de Kervan Çeyiz mağazasından doktor muayenehanesi için alınan kanepe
ve koltuk bedeli: 826 YTL
Bursa'daki eczacıları gemi gezdirme ücreti: 4250 YTL
İzmir'de doktor bürosu tadilat - tamirat ve boyası: 10 bin 620 YTL
Dr. Mehmet Aslan'ın Amerikan Karaciğer Hastalıkları Çalışmalar Derneği (AASLD)
üyelik bedeli: 850 YTL
Mümessil ordusu
Roche'un bu bonkörlüğü, sadece bizim SSK ve devlet hastanelerindeki doktorlara
mahsus değil kuşkusuz. Diğer uluslararası ilaç devleri gibi Roche da, tıbbi
mümessiller ordusu aracılığıyla tüm dünyada benzeri yöntemlerle çalışıyor. Tabii
Pfizer'den Merck'e diğer uluslararası ilaç devlerinin Türkiye'deki çalışma yöntemleri
de Roche'unkiyle üç aşağı beş yukarı aynı.
Ancak tıbbi mümessiller ordusu için tüm dünyada tehlike çanları çalmaya başlamış
durumda. Zira gerek tıbbı mümessil sayısının hızla artmasına, gerekse bu mümessiller
aracılığıyla doktorlar ve hastanelerdeki bonkör pazarlama harcamalarına rağmen
ilaç devlerinin satışları tıkanma noktasında.
Ar - Ge'nin 3 katı
5 nisan günkü The Independent gazetesinde yer alan üstteki grafiklerden ilki, sayıları 2 elin parmaklarını geçmeyen uluslararası ilaç devlerinin, sadece Amerika'da 10 binleri bulan tıbbi mümessil ordularını gösteriyor. İkinci grafikte bu tıbbi mümessiller aracılığıyla yapılan pazarlama harcamalarının, yeni ilaç keşfetmek üzere yapılan Ar - Ge faaliyetlerinin 3 katına ulaştığını görüyorsunuz. Son grafik ise tıbbi mümessil ordusunun son 5 yılda % 30 büyüyerek sadece ABD'de 95 bin kişiye ulaştığını ortaya koyuyor. Bir de yeni keşfedilen ilaç sayısında son 10 yılda ne denli büyük düşüş olduğunu gösteren grafik koysalarmış, dört başı mamur bir haber olurdu doğrusu.
Tarihe karışıyor
500 milyar dolarlık bir sektörü yıllar boyu avuçlarının içinde tutan bir düzine
ilaç devi için, tıbbi mümessiller aracılığıyla diledikleri gibi at oynatma dönemi
giderek tarihe karışıyor. Bir yanda Türkiye'deki Roche davası gibi ABD ve AB
ülkelerinde peşpeşe açılan davalar, diğer yanda sigorta şirketlerinden gelen
hastaya pahalı ilaç yerine eşdeğer ilaç verilmesi yönündeki baskı, bu arada
internet üzerinden fiyat karşılaştırma imkânı ve ilaç satışının artması ve tüm
bunların bileşkesi olarak kamuoyu nezrinde ciddi güvenilirlik ve prestij kaybı...
Tıbbi mümessillere yol göründüğünde, kimi doktorlara da o erişilmez tahtlarından
inip yeryüzü gerçekleriyle yüzleşmek düşecek!
Meral Tamer'in yazısı/ Milliyet