Sağlık Bakanlığının kendi personelinin özlük haklarını korumamasından, diğer kurumların ve bakanlıkların yaptığı protokol ihlallerine sessiz kalmasından, zulüm sınırlarını aşan performans sistemini adaletli hale getirmemesinden şikayetçiyim.
1. Sağlık Eğitim Enstitülerinin bazıları kapatıldı bazıları da yapılan protokolle
YÖK ve Üniversitelere devredildi. 4 yıllık Sağlık Eğitim ve Yönetim Fakülteleri
kuruldu. İşte acı sonuçları:
a. Protokole göre eski Eğitim Enstitüsü mezunları lisans tamamlama programına
alınacaktı. Ankara da oldukça sınırlı kontenjan açılarak fiilen bu hak kullandırılmadı.
İstanbul bölümler arasında ayrımcılık yaparak her bölüme bu hakkı sağlamadı
ve bir süre sonra tamamen iptal edildi.
b. Bugün bu bölümlere öğrenci alımı durduruldu. Sağlık Eğitimi ve Yönetimi alanında
nitelikli insan gücü kaynakları kurutulmuş oldu.
c. Sağlık Bakanlığı protokole açıkça aykırı olan bu gelişmeleri sadece izlemekle
yetindi. Bakanlığın binaları üniversitelere geçmekle kaldı.
d. Aynı okuldan mezun iki Tıbbi Teknolog dan biri doktora yaparken diğeri halen
üniversite mezunu bile sayılmıyor. Hangi moral ve motivasyon ile çalışmamız
bekleniyor?
2. Sağlık Meslek Liseleri personeli ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığına devredildi:
a. Milli Eğitim Bakanlığı devir protokolüne aykırı olarak sadece kendisine geçen
Tıbbi Teknologlar için lisans tamamlama programı açıyor. Eğitim hakkı sadece
Milli Eğitim personeline mi mahsustur? Sağlık Bakanlığı neden sessiz ve etkisiz
kalıyor?
b. Sağlık Bakanlığının kendi personelinin eğitim seviyesini yükseltmek gibi
bir amacı veya endişesi yok mudur?
c. Madem istenince lisans tamamlama programları açılabiliyor bu hak neden bizden
ısrarla esirgeniyor?
3. Performansa dayalı ek ödeme sistemi ile haksızlık boyutları zulüm sınırlarını
aştı.
a. Çalıştığım hastanede bir ayda net olarak 7 milyar lira ek ödeme alan hekimlerimiz
var. Ben hekim dışı personel olarak ne yaparsam yapayım net olarak 530 Milyon
TL den daha fazla alamıyorum.
Hangi motivasyonla performans göstermemiz gerekiyor. Ayrıca Bütçe Uygulama kanununa
göre bir kişi her ne şekilde olursa olsun en yüksek
dereceli devlet memurundan daha fazla ücret alamaz. Bize sıkı sıkı uygulanan
tavan tutarı hekimler için neden uygulanmıyor. 7 milyar net maaş alan devlet
memuru var mı?
b. Hekimlerin ürettiği hizmetlerin tamamı puan ile taltif ediliyor.
Hekim dışı personel için fazla mesai uygulaması var ancak kağıt üzerinde kalıyor.
Hastane de yaptığım fazla mesailerin ancak birkaç saatini alabiliyorum yada
hiç alamıyorum. Çünkü fazla mesai yaparken aslansın çalış deniliyor ancak ödeme
yaparken dur bakalım tavan tutarını geçemezsin emeğin havaya gitti denilerek
hakkımız gasp ediliyor.
Performans sisteminin adaletsizliğinden dolayı emek verdiğim halde alamadığım
ücret tutarının 15 milyarı geçtiğini tahmin ediyorum. Bu haksızlığı hazırlayanlara
ve uygulayanlara hakkımı helal etmiyorum.
c. Sağlık hizmeti bir ekip çalışmasını gerektirir. Puan almak için fazla ameliyat
yapmak isteyen hekime nasıl olsa mesai alamayacak olan hemşire veya teknisyen
neden eşlik ederek fazla mesai yapsın.
d. Daha önce hekimler maaşlarının 1 katı kadar hekim dışı personel 0.8 kadar
ek ödeme alıyordu. Hekimlerin ücretleri fezaya uçtu ancak hekim dışı personel
ne hikmetse yerlerde sürünüyor. Adaletin gereği bu mudur?
e. Ek ödeme yönergesi hastane gerçekleri ile örtüşmüyor. Artık bir tekeden birkaç
post çıkmaya başladı. Hastane birimleri hiyerarşisi ile yönergenin hakkaniyetle
uygulanması mümkün değil. Bakanlık yetkilileri gelen talepleri de dikkate almıyor.
f. Hastane yöneticileri her ay trilyonlara varan işlemleri yürütüyor ve altına
sorumlu olarak imza atıyor ancak uygulamada hiçbir sorumluluğu bulunmayan asistan
hekim kadar bile ek ödeme ücreti alamıyor. Hakkını tam olarak alamayan idareciler
hangi moral ve güçle çalışıp performans gösterecektir?
Sorunlarımız kangrenleşti ama ümitlerimiz tükenme noktasına çoktan geldi. Mutlu
değilim, huzurlu değilim, umutlu değilim.
haberx