Bergama'da köylülerin siyanürlü altına karşı verdikleri mücadele yıllar sonra Türkiye hukuk tarihinde bir ilke neden oluyor. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nuh Mete Yüksel, o günlerde köylülere destek verdiği için dönemin İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman hakkında yaptığı "casusluk" ve "gizli örgüt" suçlamaları nedeniyle mahkeme karşısına çıkacak. Yargıtay'ın aldığı karara göre artık savcılar da yeterli delil olmadan açtıkları soruşturma ve davalar nedeniyle karşı davayla karşı karşıya kalabilecekler.
SORUŞTURMA AÇTI
Nuh Mete Yüksel'in mahkeme karşısına çıkmasına neden olacak olay 2001 yılının
sonlarında yaşandı. Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Yüksel,
Alman Vakıfları, Bergama köylüleri ve İstanbul Barosu'nun ortaklaşa Türkiye
Cumhuriyeti aleyhine gizli bir örgütlenme içinde olup olmadığıyla ilgili soruşturma
başlattı. Savcının iddianamesine göre dönemin İstanbul Barosu Başkanı Yücel
Sayman, "Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çalışıyordu". Soruşturma neticesinde
2002 Ekim ayında Sayman hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 'gizli
örgüt oluşturmak' iddiasıyla dava açıldı. Dava kamuoyuna 'casusluk davası' olarak
yansıdı. Nuh Mete Yüksel davayla ilgili iddianamesinde 'etki casusluğu, legal
casusluk' gibi kavramlar kullandı. 2003 yılı mart ayında dava, delil bulunamadığından
beraatle sonuçlandı.
SAYMAN BERAAT ETTİ
Beraat kararından sonra İstanbul Barosu Eski Başkanı Yücel Sayman, kendisini
casus gibi lanse ettiği için Yüksel aleyhine tazminat davası açtı.Ancak Beyoğlu
Asliye 2. Hukuk Hakimliği "Savcılık görevini yerine getirirken bu işi yapmıştır.
Eğer bir kusur varsa, bu kusurun doğurduğu tazmin yükümlülüğü idareye aittir.
Bu nedenle dava doğrudan Nuh Mete Yüksel aleyhine açılamaz" diyerek davayı
reddetti. Yücel Sayman bunun üzerine "Savcıların soruşturma açma yetkisi
var. Ama savcı dava açarken objektif olmak zorunda, insanları zan altında bırakacak
haksız ithamlarda bulunmamalı. Bu yüzden dava açıyoruz" diyerek Yargıtay'a
itiraz etti.
YARGITAY HAKLI BULDU
Yargıtay da bu gerekçeleri haklı buldu ve kararı temyiz etti. Böylece Yargıtay
bu içtihadıyla savcıların doğrudan tazminat sorumluluğu olduğunu, güçlü delilleri
olmadan dava açamaları durumunda karşı davayla karşılaşabileceklerini kabul
etmiş oldu. Kararın sonuçlarını Sayman'ın avukatı Mehmet Uçum şöyle değerlendiriyor:
"Demek ki savcılar soruşturma açacakları zaman bu soruşturmanın objektif
olması gerektiğine, güçlü şüpheye dayanır olması gerektiğine dikkat edecekler.
En azından soruşturma açmaya yetecek kadar ön delil olması gerekir. Oysa şimdiye
kadar bizim uygulamamızda savcılar basit sadece şikayetler üzerine, basit önseziler
üzerine soruşturma açıyorlardı. Hatta bazen polisler gidip bir yerleri basıyor.
Davalar açılıyor ve yeterli delil olmadığı için davalar sonuçlanmıyor. Ama insanların
kafasında o ilk görüntü kalıyor. Bu yüzden bu karar çok önemli bir karar."
sabah