Anasayfa

Memurlara toplu sözleşme hakkı getiren tasarının ilk 3 maddesi kabul edildi/ Video

Haber Giriş : 2012-04-02T20:15, Son Güncelleme 2021-08-15T18:58

TBMM Genel Kurulu'nda ''temel kanun'' olarak görüşülen Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan kanun tasarısının ilk 3 maddesi kabul edildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, tasarı üzerinde soruları yanıtlarken, tasarının yasalaşmasıyla kamu çalışanlarına verilecek ek zammı, toplu sözleşme masasında belirleyeceklerini ifade etti. Çelik, memura grev hakkıyla ilgili Anayasa'nın ortada olduğunu hatırlatarak, ''Anayasa değişikliğini inşallah bütün partiler birlikte gerçekleştiririz'' dedi.

Çelik, Fransa'da, Maliye Bakanlığı'nın onayı olmadan toplu sözleşme hükmünün yürürlüğe giremediğini bildirdi.

CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, kamu görevlileri sendikalarına toplu sözleşme hakkı tanınınca, grev hakkının bulunmamasının mümkün olmadığını belirterek, ''Bunun yer alması, AKP'nin samimi olup olmadığı ortaya koyacaktır. Tasarı neden Meclis'e geç getirildi- İki günde yasa çıkaran AKP, çalışanlara bir adım yaklaşmama adına bu işi savsamış, oyalamıştır'' diye konuştu.

BDP Adıyaman Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, verdikleri önerge üzerinde yaptığı konuşmada, ''Allah'ın kulu olan, diğeriyle aynı işi yapan, hiç güvencesi olmayanı diğeriyle aynı duruma getirmek için önerge verdik. İktidar kulisinde kahve söylemeyin, içine tükürebilirler, o kadar öfkeliler size, gelin muhalefet kulisinde için. Hastalanmayın sizi götüren ambulansın şoförü 4-C'li. Eşinizi, dostunuzu ya da bir AKP'li bulun. Ben şoför olsam sizi salim olarak götürme sorumluluğu hissetmem. Laboranta kan aldırmayın, iğneyi zort diye biraz fazla kaçırabilir, kendinize dikkat edin. 4-C'li yapacaksanız bir tek polisi yapın, belki insafa gelirler, emekçilere, mazlumlara, Kürtlere pervasız davranmazlar'' görüşünü savundu.

CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, tasarıyla sendikal hakların bölünmüşlüğünü dikkate almayan bir düzenleme yapıldığını belirterek, ''Yasa, daha baştan sakat doğuyor. Sendika yerine, konfederasyonları öne çıkaran bir yasa ancak Türkiye'de ve AKP döneminde çıkarılabilir'' dedi.

Düzenlemenin, ''toplu görüşmeden daha geri hükümler içerdiğini'' savunan Çetin, kamu görevlilerinin beklediği ve özlemini çektiği bir sendikal örgütlenmenin hayata geçirilemeyeceğini söyledi.

Çetin, yasanın 2001'deki görüşmelerinde, ''AKP'nin devamı'' olduğu söylediği Fazilet Partisi milletvekillerinin düzenlemeyi eleştirdiğini belirterek, ''Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın o yasada verdiği değişiklik önergesinin aynısını CHP önergesi olarak vereceğiz. Arınç'ın 11 yıl önce söyledikleri ile bugün söyledikleri aynı mı- Memurlara bakışı aynı mı ve o günkü görüşlerine sahip çıkıyor mu- Kimse memura 'ileri haklar getirdik' diye övünmesin. Bu övünülecek bir düzenleme değildir. Övünecek olan AKP ve Memur-Sen'dir'' diye konuştu.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, kamu çalışanları için tarihi bir gün yaşandığını savunarak, ''Bir sendikayı tarif etmiyoruz. Ama kusura bakmayın, çalışanların vermediği bir yetkiyi biz Meclis olarak verme yetkisine sahip değiliz. Bu düzenleme, çalışanların beklentilerine yanıt veriyor'' görüşünü ifade etti.

Verilen aranın ardından komisyonun yerinde oturmaması üzerine TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, birleşimi yarın saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.


MADDE GÖRÜŞMELERİNE BAŞLANDI

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edildi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, tasarının tümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Memur-Sen'in üye sayısının 505 bin 378, Türkiye Kamu-Sen'in 394 bin 497, KESK'in 232 bin 83, Birleşik Kamu-İş'in 26 bin 422, DESK 4 bin 146, BASK'ın 3 bin 627, HAK-Sen'in 3 bin 499 olduğunu bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Memur-Sen'in Bursa il temsilciliğinin açılışındaki konuşmasıyla ilgili sözlerine ilişkin sorulara karşılık Çelik, ''Bu yasadan sorumlu bakanlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'dır. Bir çok milletvekili ve bakan arkadaşlarımız, bu ve benzer değerlendirmeler yapıyor. Ama ben bu değerlendirmenin hangi ortamda, hangi amaçla yapıldığını ben bilemiyorum. Bizim uygulamamızda bir yanlışı, kayırmanın, farklı bakışı, birini öne birini arkaya iten bir çalışma ortamının yaşanmadığına, konfederasyonlar canlı şahitlerimizdir, onlar en iyi bilmektedir. Sayın Başbakan Yardımcımız kendileri bir açıklama yaparlar. Bize dönük yasanın bu noktaya gelişine kadar en ufak tavsiye dahi yapmadı. Böyle bir şey söz konusu değil'' diye konuştu.

Sendika üyeliği priminin, tasarıda, ''toplu sözleşme ikramiyesi'' olarak yer aldığını belirten Çelik, kamuda örgütlemeyi teşvik etmek istediklerini, bu amaçla böyle bir düzenleme yapıldığını bildirdi.

Yaştan dolayı emekli olamayanların durumuyla ilgili soruya karşılık Çelik, şöyle konuştu:

''Bu önemli bir yaklaşımdır. Eğer prim gününü doldurup, yaşını doldurmayanları borçlanma sağlayarak emekli edelim yaklaşımı...Türkiye sosyal güvenlikte çaresizliğe sevkedildiği için reformunu yaptı. Reformun da ana kriteri yaştır. Rahmetli Bülent Ecevit'in yaptığı 60 yaş, bizim yaptığımız ve sizin Anayasa Mahkemesi'ne itiraz etmediğiniz 65 yaş doğru ve akılcı bulduğunuz düzenlemeler. Emeklilik prim gün sayısını doldurup insanların yaşını doldurmadığı için emekliliğini isterseniz sistemi bozuyorsunuz. Sistemin ana kriterlerini bozmayan bir teklifiniz varsa bunu sizlerle konuşmaya hazırız, çözümden de yanayız. Ama sistemi bozacaksanız millete gidip siz dert anlatın. Görüşlerinizi almaya hazırız. Teklifinizi getirin alalım. Biz sorunu çözmüşüz. Tüm vatandaşlarımızı Genel Sağlık Sigortası kapsamına almışız. Bu vatandaşlar prim ödemiyorsa, bir şekilde sosyal güvenlik sisteme dahildir. Sistemi iyi inceleyin. Sistemi bütün olarak ele alırsanız sıkıntı olmadığını görürsünüz.''

Çelik, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarını iyileştirmeye dönük olan METİP Projesi'nin uygulamada olduğunu belirterek, bununla ilgili kaynak tahsislerinin valiliklere yapıldığını söyledi. Çelik, ''Bir yerde sorun yaşanıyorsa, milletvekilinin görevi bunları idareye bildirmektir. Biz de gerekli aksaklıkların giderilmesi konusunda her zaman hazırız'' dedi.

Milletvekillerinin ''grevsiz toplu sözleşme olur mu-'' eleştirisinde bulunduğunu belirten Çelik, ''Olur. Anayasanız böyle ise böyle olur. Mevzuat bu Anayasa çerçevesinde düzenleniyor. Çok güzel bir çalışma yapıyor arkadaşlarımız. İnanıyorum ki kısa zamanda masa başına dönerler ve hızlı şekilde yeni anayasa ele alınırken çalışma hayatıyla ilgili sorunları da içeren bir düzenleme gerçekleştirilir'' diye konuştu.

Çelik, alt işverenin yanında çalışan işçilerle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini ifade ederek, ''Emeğin sömürüsüne karşıyız. Emeğin sömürüsünü engellemeye dönük, alın terinin hakkını vermek adına İş Kanunu'nun 2. maddesi başta olmak üzere, taşeron işçi derneklerine yaptığımız görüşmelere sadık kalarak bir düzenlemeyi huzurlarınıza getireceğiz'' açıklamasında bulundu.

Bütün milletvekillerinin milletin oylarıyla Meclis'e geldiğini belirten Çiçek, ''(Ne olacak bunun sonu-) diye soruluyor. Belki de AK Türkiye olur'' diye konuştu.

Emeklilere sendika hakkının anayasal sorun olduğuna işaret eden Çelik, gazetecilerin yıpranma hakkının yeniden getirilip getirilmeyeceği sorusuna, ''Yıpranma payı Bakanlığın, Bakan'ın, Hükümet'in bir tasarrufu değil. Düzenleme yapılırken Bilim Kurulu, üniversitenin işkollarında ve çalışma hayatındaki risklerle ilgili bilimsel değerlendirmenin sonucu olarak milletvekili ve gazetecilerin yıpranma payı kaldırılmıştı. Gazeteciler bir dosyayı Başbakan'a vermişler. Başbakan da bana iletti. Ben de Bilim Kurulu'na verdim. Risk varsa yapılabilir'' karşılığını verdi.


GÖRÜŞMELERDEN NORLAR

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan yasa tasarısının görüşmeleri sürüyor.

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısının görüşmeleri sürüyor.

Tasarı üzerinde BDP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, yeni düzenlemenin de yürürlükte olan yasa gibi muhataplarının görüş ve istekleri göz önüne alınmadan hazırlandığını ifade ederek, memurlara grev hakkı tanınmadığını, AB kriterlerine göre ''geri bir düzenleme'' yapıldığını savundu.

12 Eylül düzeniyle memurların emekçi haline getirildiğini, sendika kuranların başına gelmeyen kalmadığını ileri süren Önder, sendikacılara baskının arttığını, sendikaların valiliklerce mühürlendiğini iddia etti. Önder, ''Önce devlet güdümlü sendika kuruldu, sonra iktidarın kol kanat gerdiği sendikalar kuruldu. 40 bin üyesi olan Memur-Sen'in, AKP döneminde üye sayısının 550 bine yaklaşması, hiçbir hak mücadelesiyle açıklanamaz'' dedi.

Önder, toplu sözleşme ve grev hakkının olmadığı bir düzenin ''sendika'' olamayacağını belirterek, 21. yüzyılda grev hakkı olmayan bir sendika yasasına Meclis'in onay vermemesini istedi. Önder, ''Grevin bırakın uygulanmasını, adından bile tırsıyorsunuz. Bir patron işçi çıkardığı, sigorta primlerini yatırmadığı, yıllık izinleri kullandırmadığı, çalışanların maaşları geç ödendiği için kapısına jandarma gönderdiğiniz işadamı var mı- Ama hak araması yapanların kapısına jandarma, cop, gazla dikiliyorsunuz. Bu alın teri hırsızlığının yarattığı korkudur'' diye konuştu.

Tasarıda ''grev hakkı'' olmadığına işaret eden Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tasarıda, toplu sözleşme yetkisinin temsilinde adalet yok. Ağustos ayına sıkıştırılması nedeniyle sendikalar, toplu sözleşme metnini üyeleriyle değerlendiremiyor. Ücret ve aylık talep etme yetkisi yok. Hükümet zammı 3+3 olarak zaten belirlemiş, bu durumda toplu sözleşme de dost pazarda görsün. Toplu görüşmelerde bunun dışında gelişme olursa hatırlatın gelip özür dilerim. Çoğunluğu olan sendikanın kararına diğer sendikaların itiraz hakkı yok. Ayrıca antidemokratik hakim kurulunun kararına itiraz hakkı da yok. Bunlar; halka yalan söylediğinizin tescilidir. Düzenleme beklentileri karşılamaktan uzak ve antidemokratiktir. Emekçilerin çoğunluğu için yok hükmünde bir yasadır. Dünyanın bütün mülksüzleri, emekçileri, baldırı çıplakları birleşin, kredi kartlarınızdan başka kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.''

-''Memur-Sen kayrılıyor''-

MHP Grubu adına konuşan Antalya Milletvekili Mehmet Günal, kamuda sendikal hareketin nereye geldiğini bilen biri olduğunu belirterek, gelinen noktayı önemli ancak yetersiz gördüğünü söyledi. Tasarının Komisyonda görüşmeleri sırasında yandaş sendikayı koruyan bir anlayışı gördüklerini ifade eden Günal, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Memur-Sen'in Bursa şubesinin açılışında, ''bunu itiraf ettiğini'' savundu.

Günal, tasarıyla yapılan çalışmanın bir anlamı kalmadığını savunarak, ''Burada bir sendika kayrılıyor. İşte elimde bir klasör dolusu kayırma tespiti var. Ama Sayın Arınç'ın itirafları, Memur-Sen ile bu işlerin pazarlığının yapıldığını gösteriyor. Bugünün konjonktürüne göre kanun çıkarmayalım. Bu tasarı belli bir sendikaya göre dizayn edilmiş'' dedi.

AK Parti döneminde çalışma hayatında taşeronlaşma ve sendikasızlaştırmanın geliştirildiğini ileri süren Günal, tasarıda ''kapsam, temsil heyetinin oluşumu, hakem kuruluna itiraz hakkı''nda sorun olduğunu, bunlarda değişiklik yapılmasını istediklerini anlattı.

Günal, ''Bir taraftan hak veriyoruz, ama 'mali ve sosyal haklar kanunla düzenleniyor' diyoruz. Toplu sözleşmede mali ve sosyal hakları görüşmeyip neyi görüşeceğiz- Yandaş sendikacılık anlayışı içinde sorunların çözümüne imkan tanınmıyor. Kamu personel rejimi toptan reforma tabi tutarak çalışma hayatı tesis edilmeli'' dedi.

-''Şişirilen salon patladı''-

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise düzenlemenin 2,5 milyon kamu emekçisi ve 1 Ocak'tan beri zam bekleyen memur ve emeklilerini ilgilendirdiğini söyledi. Çam, memurlarla ilgili toplu görüşme yasasının üzerinden 11 yıl geçtiğini hatırlatarak, ''Yine grevsiz sendika hakkı ile karşı karşıyayız. Bu düzenleme, toplumda derin hayal kırıklığı yaratmıştır. 11 Eylül referandumunda kamu emekçilerine vaatlerde bulunuldu; onlara 'toplu sözleşme yapacaksınız' denildi. Referandumda yandaş medyanın desteğiyle şişirilen balon şimdi patladı'' diye konuştu.

Yeni bir yasa yerine, mevcut yasada tadilat yapıldığına dikkati çeken Çam, kamuda çalışan önemli bir kesimin kapsam dışında tutulduğunu, yasaklıların önünü açmadığını söyledi.

Memur-Sen'in ''kamu görevlilerin sendikası'' olarak kabul edildiğini belirten Çam, heyetteki 9 temsilci sayısının bunu gösterdiğini ifade etti.

Çam, ''Tasarı kamu emekçileri sendikalarının taleplerini karşılamaktan uzaktır. ILO, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelere aykırıdır'' dedi.


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Elvan: -''Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan tasarıyla, önemli haklar getiriyoruz. Şu an verilen haklar, Avrupa'nın gelişmiş bir çok ülkesinden daha ileri düzeydeki haklar''

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan tasarıyla, önemli haklar getirdiklerini belirterek, ''Şu an verilen haklar, Avrupa'nın gelişmiş bir çok ülkesinden daha ileri düzeydeki haklar'' dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan kanun tasarısının görüşmeleri sürüyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Elvan, ILO'nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerinde, örgütlenme ve toplu pazarlığa yönelik konuların yer aldığını belirtti. Elvan, bu sözleşmelerin, işçilere yönelik yapıldığını, bazı tereddütlerin ortaya çıkmasıyla 151 sayılı sözleşmenin devreye girdiğini anlattı. Elvan, dünyada kamu görevlilerinde, statü hukukuna tabi ve sözleşmeyle çalışan olmak üzere iki tür çalışan bulunduğunu ifade etti.

Elvan, bazı ülkelerde, devlet memurlarının toplu sözleşme hakkı bulunmadığını, ABD'de federal düzeyde hiçbir devlet memurunun toplu sözleşme hakkı olmadığını, koşullu olarak bu hakkın verildiği ülkelerin olduğunu belirtti. Elvan, Finlandiya, Norveç'te, memurun toplu sözleşme hakkının olduğunu ancak parlamentonun onaylaması gerektiğini anlattı.

Dünyanın hangi gelişmiş ülkesine gidilirse gidilsin, Türkiye'deki devlet memuru kapsamı kadar geniş kapsamın bulunmadığını dile getiren Elvan, şöyle devam etti:

''Bizdeki kadar kapsamı geniş tutulan bir devlet memurluğu yapısı söz konusu değil. Türkiye'de hizmetlisinden büro görevlisine kadar, hangi kapsamda olursa olsun bunların tamamı devlet memuru kapsamında. Avrupa'da, kuzey Avrupa ülkeleri dahil bir hizmetlinin, devlet memuru olduğunu söyleseniz inanmazlar. Bunu eleştirmiyorum ama yapıyı tanımak açısından ifade ediyorum. Türkiye'deki devlet memurluğu yapısının gözden geçirilmesi gerekir. Çok sayıda ödeme şekilleri, farklı statüde arkadaşlarımızın olduğunu görüyorum. Bunların tümüyle gözden geçirilmesi yararlı olacaktır. Eğer sözleşmeli çalışıyorsa, grev hakkı dahil bir çok hakkın verilmesinin tartışılması anlamlı ve doğrudur. Tasarıyla, toplu sözleşme imkanı vererek, önemli haklar getiriyoruz. Şu anki verilen haklar, Avrupa'nın gelişmiş bir çok ülkesinden daha ileri düzeydeki haklar.''

-''Geçmişte sendika kurma hakkı elinden alınan kamu görevlileri''-

AK Parti Grubu adına konuşan Erzurum Milletvekili Cengiz Yavilioğlu, demokrasilerin, özgür halkın yönetimi anlamına geldiğini, özgürlüğün temel değer olduğunu belirtti.

Halkın özgürce örgütlenip, taleplerini dile getirmesinin esas olduğuna işaret eden Yavilioğlu, sendikaların bunun varlık şartı ve ürünü olduğunu belirtti. Yavilioğlu, demokrasinin sonuç değil, süreç olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, demokratik toplum ve devlet olma sürecinin, kısmen sendikaların tarihsel gelişiminde görülebileceğini söyledi.

Yavilioğlu, memurların sendikal haklara kavuşmalarının temelinin ancak 1961 Anayasası ile atıldığını, ''çalışanlar'' ibaresi konularak, işçilerin yanı sıra kamu görevlilerine de sendika kurma imkanı tanındığını anımsattı. Yavilioğlu, 1971 muhtırasıyla ''çalışanlar'' ibaresinin, işçiler olarak sınırlandırıldığını, 1982 Anayasası'nda sendika hakkının sadece işçi ve işverenlere tanındığını anlattı. Yavilioğlu, 12 Eylül 2010 referandumuyla, sendikal hakların güçlendirildiğini, Cumhuriyet tarihinde ilk kez kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanındığını vurguladı.

AK Parti'li Yavilioğlu, geçmişte sendika kurma hakkı elinden alınan kamu görevlilerinin, bugün toplu sözleşme hakkını konuşmalarının önemine değindi.

-''Alacaklarından daha fazlasını peşin ödediler''-

AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, tasarıyla, kamuda sendikal hareketin güçleneceğini, toplu sözleşme kültürünün gelişeceğini dile getirdi. Türel, bir ülkede sendikaların güçlü olmasının, sosyal barışı destekleyeceğini, kalkınmayı hızlandıracağını, çalışanların verimini artıracağını dile getirdi.

Ankara'da eylem yapan sendikanın neye karşı çıktığını anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Türel, Türkiye'nin, demokrasi yönünde hızlı adımlarla ilerlemesini arzu ettiklerini ancak ideolojik tavırlar nedeniyle zaman kaybettiklerini, daha hızlı ilerlemeyi gerçekleştiremediklerini söyledi.

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, tasarının, demokratik sendikacılıktan hiçbir iz taşımadığını, 1,5 yıldır Meclis gündemine getirilmediğini ileri sürdü.

Erdoğan, tasarı yasalaşmadığı için memurların zam alamadığını anımsatarak, ''Memur maaşlarında yapılacak cüzi artışlar sizin için bir şey ifade etmeyebilir, küçük paralar olabilir ama bütün kamu görevlileri için bu önem kazanıyor. Akaryakıt, elektrik, doğalgaz zammıyla alacaklarından çok fazlasını peşinen ödediler. Hükümet, bu kanun çıktıktan sonra Memur-Sen'i çağıracak, Hükümet ile sarı sendika görüşecek, sözleşme Hükümet ile yandaş sendika arasında imzalayacak'' diye konuştu.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, en yüksek devlet memuru ile en düşük devlet memuru aylığı arasındaki 7 kat farkın, bugün 3,9 düzeyine indiğini bildirdi.

Çelik, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda değişiklik yapan tasarının TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde Hükümet adına söz aldı.

12 Eylül 2010 referandumunun en önemli ana başlıklarından birinin, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkının tanınması olduğunu anımsatan Çelik, Anayasa'ya uyum çerçevesinde düzenlenen bu tasarının, verilecek destekle kısa sürede yasalaşacağına olan inancını dile getirdi.

Çelik, geçmişte kamu personeli alanında kangren haline gelen bir çok soruna, Hükümetleri döneminde el atıldığını, sorunların birer birer çözüldüğünü ifade ederek, Tasarrufu Teşvik Fonu ve Konut Edindirme Fonu'nda biriken paraların ödendiğini, özelleştirme uygulamaları sonrası iş akti feshedilen personelin, kamu kurumlarında geçici personel olarak istihdam edildiğini, yıllardır kanayan yara olan kurumlar arası ücret dengesizliğinin giderildiğini, kamu personelinin özlük haklarına yönelik bir çok mevzuatın kamu çalışanlarının beklentilerine uygun düzenlendiğini anlattı.

Bakan Çelik, 2002'de aile yardımı hariç, en düşük devlet memuru aylığı 366 lirayken Ocak 2012 itibariyle aile yardımı hariç en düşük devlet memuru aylığının bin 409 liraya çıkarıldığını bildirdi. Çelik, 2002'de aile yardımı hariç ortalama devlet memuru aylığı 568 lirayken, Ocak 2012 itibariyle bu rakamın bin 804 liraya ulaştığını anlattı. Çelik, aile yardımı dahil, en düşük devlet memuru aylığında enflasyondan arındırılmış şekilde 2003'te yüzde 5,4, 2005'te 5,4, 2011'de yüzde 7,1 oranında reel artış sağlandığını bildirdi.

Bu dönemde, düşük aylık alan devlet memurları ile yüksek alanlar arasındaki


GÖRÜŞME BUGÜN

TBMM Başkanı Cemil Çiçek saat 11:00'de, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve emniyet teşkilatı mensuplarını kabul edecek.

CHP Milletvekilleri İhsan Özkes saat 10:30'da, Umut Oran saat 11:00'de, Bülent Kuşoğlu saat 11:30'da, Levent Gök saat 12:30'da, Şevki Kulkuloğlu saat 13:30'da, MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan ise saat 12:00'de basın toplantısı düzenleyecek. Saat 14:00'de başlayacak TBMM Genel Kurulu'nda, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan tasarı görüşülecek.

TBMM Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu saat 13:15'te toplanacak.

Memurlar.net ve Ajanslar

Memurlar.Net