1 Haziran'da yürürlüğe girecek yeni Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre, hastasından
"bıçak parası" adı altında kanunsuz ücret talep eden doktorlara 6
ay hapis cezası verilecek.
Doktorlar, aldıkları maaşın yanı sıra, Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu,
"Performansa Göre Ücretlendirme" sistemiyle "hizmet başı"
döner sermayeden pay almakla yetinecekler. Sağlık Bakanlığı'nın son dönemlerdeki
sıkı çalışmaları sonucu geçmişe oranla azalan, ancak tamamen önlenemeyen hastanelerdeki
"bıçak parası" sorununa neşter vuruluyor. 1 Haziran Çarşamba günü
yürürlüğe girecek yeni TCK'nın 259. maddesinde, hastasından bıçak parası talep
eden doktorlara verilecek ceza hükme bağlandı. "Kamu görevlisinin ticareti
" başlıklı 259. maddenin 1. fıkrasına göre, yürüttüğü görevin sağladığı
nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi,
6 aya kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılacak.
Eski TCK'nın 208. maddesinde benzer bir düzenleme olmasına rağmen, yeni TCK'da
"hizmet" sunumunun da suç tipine eklenmiş olması dikkati çekiyor.
Yeni TCK'nın 259. maddesi, sadece hastasından bıçak parası isteyen doktorlar
için değil, yapmakla yükümlü olduğu görevi için vatandaştan ekstra para yani
rüşvet talep eden tüm kamu görevlilerini kapsıyor.
Öte yandan, yeni TCK kapsamında, "yanlış teşhis" ya da "yanlış
tedavi" sonucu hastanın ölümüne neden olan doktorlara verilen hapis cezaları
da artırıldı. TCK'nın 85. maddesinin 1. fıkra şu şekilde düzenlendi:
"Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır. Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya
birden fazla kişinin ölümüyle birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına
neden olmuş ise, kişi 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır."
Eski TCK'nın 455. maddesinde göre, hastasının ölümüne neden olan doktorlara
2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilirken, yeni TCK ile 3 yıldan 6 yıla
kadar hapis cezası öngörülüyor. 85. maddeye göre hastasının ölümüne yol açan
doktorlara verilen hapis cezaları artırılırken, cezanın alt sınırında ise azalmaya
gidildi. Mevcut yasa metninde yer alan, "Cezanın hakim tarafından 1/8 kadar
indirilebileceği" ifadesi ise kaldırıldı. Kusurun oranına bakılmaksızın
hakim tarafından takdir edilecek ceza, alt ve üst sınırlar içinde genel hükümlere
göre verilecek. Kusurun az olduğu hallerde alt sınır ceza, diğer hallerde üst
sınır ceza verilmesi hakimin takdirine bırakıldı.
Diğer taraftan, Türk Sağlık-Sen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul
edilerek, 1 Haziran'dan itibaren yürürlüğe girmesi kararlaştırılan yeni TCK'yı
yakın takibe aldı. Yeni TCK'yı inceleyen Türk Sağlık-Sen sağlık çalışanları
ve hekimler aleyhine olan hükümleri ve görüşlerini raporlaştırarak TBMM Adalet
Komisyonu'na sundu. Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, düşünülmeden,
kamuoyunda tartışılmadan, alelacele TBMM'den geçirilip yasalaştırılan yeni TCK'nın,
hekimler başta olmak üzere bir çok meslek grubu için son derece ağır ve haksız
düzenlemeler içerdiğini öne sürdü.
Önceki TCK'de bulunan, hekimlerin uygulamalarından şikayetçi oldukları hükümlerin, getirilen yeni yasayla hekimlerin durumlarını daha da kötüleştirdiğini ifade eden Kahveci, "Tıbbi uygulamaların tabiatından kaynaklanan, dünya tıbbınca kabul edilen komplikasyon, morbitide ve mortalite gibi hekimlik pratiğinde bilinen oranlarda karşılaşılan gerçeklikleri içeren özel düzenlemelerin yapılması zorunluluğu vardır. Bu düzenlemeler yapılırken hizmet kusuru ve şahsi kusur ayrımının yapılması, malpraktis davalarının asli unsurlarının da tanımlanması gerekmektedir" diye konuştu.