Bu konudaki ilk girişim Adalet Bakanlığı tarafından adalet müfettişleri için yapılmıştır. Şu an Meclis'te bulunan ve Hakim ve Savcılar Kanununda değişiklik öngören taslağın ilk halinde adalet müfettişlerinin düzenledikleri araştırma, inceleme, soruşturma ve denetim raporları ile hal kağıdı ve görüş yazılarında belirttikleri kanaatleri veya kanunla verilen yetkiye dayanarak, ilk mertebe adalet memurları için aldıkları tedbirlerden dolayı sorumlu tutulmalarına ilişkin bir hüküm yer almaktaydı. Ancak bu hüküm Kanun Tasarısının Meclise gönderilen son halinde yer almamıştır. Yani bu hüküm çıkarılmıştır.
Yine benzer bir düzenlemeyi İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu yapmış ve Dahiliye Memurları Kanununda aynı yönde bir düzenleme yapılması için öneride bulunmuştur.
Ve son olarak böyle bir öneriyi Başbakanlık Müfettişleri Derneği yapmıştır. Dernek tüm denetim elemanlarını kapsayacak şekilde köklü ve kesin çözümün bulunması amacıyla Adalet Bakanlığına başvuruda bulunmuştur. Başbakanlık Müfettişleri Derneğinin, Devlet Memurları Kanununun 13'ncü maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere eklenmesini istediği madde şu şekildedir:
"“Denetim elemanları, düzenledikleri araştırma, inceleme, soruşturma ve denetim raporları ile hal kağıdı ve görüş yazılarında belirttikleri kanaatleri veya kanunla verilen yetkiye dayanarak, aldıkları tedbirlerden dolayı sorumlu tutulamazlar.
Denetim elemanlarının kanaatleri veya aldıkları tedbirler nedeniyle açılacak özel hukuk davalarında husumet, denetim elemanın görevli olduğu kurum veya kuruluşa tevcih edilir. Denetim elemanlarının suç sayılan eylemleri ile kin, garez ve hatıra dayalı olarak veya baskı ve telkinle kanaat oluşturduğu kesinleşmiş yargı kararıyla tespit edilirse, denetim elemanına rucu edilir.”