Meslek liselerine ÖSS'de düşük katsayı uygulaması, YÖK'ü böldü. YÖK üyesi Prof.
Dr. Halis Ayhan, "Katsayıyı neden kaldırmak istemiyorlar, anlamıyorum"
diyor.
Katsayı uygulamasını devam ettirmek veya kaldırmak YÖK'ün yetkisinde. YÖK üyeleri
de katsayı uygulamasıyla ilgili ikiye bölünmüş durumda. YÖK üyesi ve Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan, katsayı uygulamasını doğru
bulmadığını söyledi. Meslek liseleri konusunun 1970 yılında çözüme kavuştuğunu
belirten Ayhan, meslek lisesi mezunlarına genel lise mezunlarıyla aynı şansın
verilmesi gerektiğini belirtti. Ayhan sorularımızı yanıtladı.
Üniversiteye girişte katsayı kaldırılmalı mı?
Türkiye'de konular bilimsel değil, ideolojik ortamda tartışılıyor. Katsayı kaldırılmalı ama neden kaldırmak istemiyorlar anlamıyorum. Bunu bilimsel olarak kabul edemiyorum. Ayrı bir sınıf mı oluşturalım?
Katsayı uygulaması ayrı bir sınıf mı oluşturuyor?
Ayrı bir sınıf oluşturmaya doğru gidiyoruz. Normal liseden ilahiyata öğrenci almıyoruz, bundan endişe ediyorum. Zihniyet ayrılığı yaratırsak toplumda bunun yaratacağı sıkıntıları bilmiyoruz. Türkiye'yi sıkıntılı bir noktaya doğru itiyoruz.
Çeşitlilik mi engellendi?
Evet. Öğrencileri tek bir alana sokup çeşitlilik sağlanamaz. Genel liseden gelen ilahiyata hareketlilik getirir. Bütünleşmeye katkısı olur. Meslek liselerinin tamamını üniversite bütünlüğü içinde harmanlamak lazım. Başaramazsa zaten sistem dışında kalır.
Anne - baba belirliyor
Herkesin öğrenim gördüğü alanda devam etmesi gerekmiyor mu?
Ortaöğretimdeki öğrenci ilgi ve yeteneklerinin henüz farkına varmamış oluyor. Anne baba götürüyor, bir okula veriyor. Çocuk farkına varıyor ki kendisi bu alanda değil öbüründe daha başarılı olacak. O zaman sınava gir, yeteneğini ortaya koy demek zorundayız.
Yeteneğini nasıl ortaya koyacağız?
3.5 saatlik sınav yapıyoruz. Bu sınavda meslek lisesi soruları sormuyoruz. Özel alan soruları yok. Ortaöğretim kurumlarında okutulan dersler ve yetenekten soruyoruz. 1.5 milyon genç aynı sınava giriyor. O zaman durumu eşitleyelim. Meslek liselerinin üniversiteye girişte artısı da, eksisi de olmasın.
Barajlar mutsuz ediyor
Üniversitelerin kapasitesi sınırlı. Yarışa bir de mesleki eğitim alanlar katılırsa
sonuç ne olur?
Sınavın sonucuna bakalım. Başka çaremiz yok. Üniversitede çocuk, mühendislik
diye giriyor ikinci sınıftan sonra sosyolog oluyor. 2 yıl içinde görüyor ki
sosyolojiyle, psikolojiyle daha ilgili. Bunun farkına üniversite yıllarında
varıyor. Aynı durum meslek lisesi için de söz konusu. Barajlar koymakla haksızlık
yapılıyor, çocuk mutsuz oluyor.
O zaman meslek liselerini neden açıyoruz?
Bazı meslekler var ki el becerisini üniversitede kazandıramıyoruz. Uygulamaya
yönelik yeteneklerin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerekiyor.
Genel kültürü zayıflatmadan erken yaşlarda mesleki becerinin verilmesi gerekiyor.
Örneğin çok iyi elektrik mühendisi, klima bozulsa, eline teknik araçlar alarak
yapmayı öğrenemediği için teknik eleman çağırır.
Sizce neden katsayı uygulaması var?
Eğitim bilimci olarak kararın neden verildiğini anlayamıyorum.
Dikey geçiş bir imkân değil mi?
2 yıl yüksekokul okunuyor sonra yüzde 10'a dikey geçiş imkânı veriliyor. Bu bilimsel, eğitim psikolojisinin istediği bir çözüm değil. Çocuğun önüne liseye girdiği zaman bu imkânı koysak, 'istersen 4 yıllığa gidersin' dersek ortaöğretimdeki hareketlilik artar.
'İmam hatip, Cumhuriyet'in modelidir'
'Yalnızca imam hatip lisesi öğrencileri başarılıydı' deniyor...
İmam hatip okulları kültür dersleri ağırlıklı, yüzde 35- 40 civarında meslek dersleri okuyan bir modeldir. İmam hatipler başarılıysa, başarı ödüllendirilmeli, teşvik edilmeli.
Din görevlisi olmayacaklarsa bu okullar amacından çıkmaz mı?
Birincisi bu liseler, din öğretimi yapacak eleman ihtiyacına cevap veriyor.
İkincisi liselerde din eğitimi isteği var. Aile 'imam, hatip olmasın ama dinini
iyi öğrensin' istiyor. Kızların imam, hatip olması zaten mümkün değil. 'Devletim
okul açmış, müdürünü öğretmenini tayin etmiş, ben devlete güveniyorum, çocuğum
burada okusun' diyor. 'Bu yöntem bilimsel değil' diyen arkadaşlarıma soruyorum.
Bu yeterli değilse yerine ne koyalım?
Batıda imam hatip lisesi modeli var mı?
'İmam hatip lisesi modeli Batı'da yok. Doğu'da yok. Nereden çıktı?' diye eleştirenlere şunu söyleyebilirim: Bu Cumhuriyet'in kurup geliştirdiği bir model.
Sınavsız yüksekokul sorun yumağı
Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler, istedikleri
takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya buna en yakın programların
uygulandığı meslek yüksekokullarına sınavsız yerleştiriliyor.
Sorunların tespiti ve çözüm önerileri için meslek yüksekokulları müdürler toplantısının
sonuç raporu ise bu uygulamanın yarattığı sorunun boyutlarını açık bir şekilde
ortaya koyuyor. İşte çarpıcı rapordan bazı başlıklar...
'Ne iş olsa yaparım'
Öğrencilerin üniversitelere ait binalarda eğitim görememeleri kendilerini hâlâ
lise öğrencisi gibi görmelerine neden oldu.
Fakülte mezunlarının çalışma alanları giderek daralıyor. On binlerce üniversite
diplomalı işsiz, 'ne iş olursa yaparım' çaresizliği içinde her türlü işe başvurmak
zorunda kalıyor.
Meslek yüksekokullarına gelen öğrenciler yüksekokul öğretimini izleyebilecek
düzeyde değil.
Kâğıtsız, kalemsiz
Öğrencilerin bir kısmı yanlarına not tutmak için kalem, kâğıt dahi almıyor.
Lise döneminde haftanın üç gününü sanayide geçirmiş öğrencilerde, öğrenci davranışları
yerine çırak davranışlarının hâkim olduğu gözleniyor.
Sınavsız üniversiteye girenler, çalışmadan mezun olabileceklerini düşündükleri
için başarısızlık arttı.
Öğrencilerin bir kısmı askerlik görevlerini ertelemek, üniversitelerin mediko-sosyal
katkılarından yararlanmak için geliyor.
Kız öğrenci sayısı azaldı. Bu durum erkek öğrencilerin kaba ve kontrolsüz davranmalarına
neden oldu.
Bilgi açısından düşük seviyeli öğrencilere ders anlatmak sorun oldu.
İlçelerde açılan meslek yüksekokullarındaki öğrencilerin büyük çoğunluğu dar
bir çevreye sıkışıp kalmaktan dolayı psikolojik sorunlar yaşıyor.
Meslek liselilerin 'alan' başarısı arttı
YÖK'ün verilerine göre; 1998'de öğretmenlik programlarına yerleşenler arasında,
öğretmen lisesi mezunlarından çok, imam hatip mezunları vardı. Katsayı uygulamasından
sonra, bu durum tersine döndü. YÖK'ün raporuna göre, öğretmen lisesi çıkışlı
adaylardan öğretmenlik programlarına yerleşenlerin sayısı, farklı katsayı uygulamasının
olmadığı 1998'de 2 bin 956, yerleşenler içindeki toplam payı da yüzde 8.8'di.
2003'te toplam rakam 7 bin 649 olurken, yerleşenler içindeki oran da yüzde 20.3'e
yükseldi.
Katsayının olmadığı 1998'de imam hatip liselilerden 3 bin 285 öğrenci öğretmenliğe
(Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği dışında) yerleşti. 2003'te rakam
69'a indi. Siyasal Bilgiler'e giriş sayıları da 277'den 42'ye düştü.
1998'de teknik lise ve endüstri meslek lisesi çıkışlı adaylardan teknik eğitim
fakültelerine yerleşenlerin sayısı 2 bin 347 olurken, 2003'te, 5 bin 301'e yükseldi.
Öğrenci iş de bulamıyor üniversiteye de gidemiyor
AKP Milletvekili Doç. Dr. Özyılmaz'a göre, meslek liselilere, piyasanın istediği donanım kazandırılamıyor. İşsizlik kaygısıyla üniversiteye yönelen genç, 'katsayı'yla karşılaşıyor
Milli Eğitim Komisyonu Üyesi ve AKP Erzurum Milletvekili Doç. Dr. Ömer Özyılmaz,
katsayı sorunu için "Devlet yanlışını başka bir yanlışla önlemeye çalışıyor"
dedi.
Meslek liselerinin cazibesini kaybettiğini belirten Özyılmaz, "Meslek liselerinin
programları yeniden ele alınmalı. Bu ele alınırken mesleki teknik eğitimle ilgili
genel müdürler, sanayi sektörünün temsilcileri, turizm gibi hizmet sektörünün
temsilcileri ve eğitim bilimciler bir araya gelerek programları yeniden görüşmeliler.
Hedef; 'Bu okullar, sanayi ve hizmet sektörünün istediği elemanları nasıl yetiştirir?'
araştırması olmalıdır" diye konuştu.
Mesleki teknik eğitimdeki atölye ve dersliklerin hem çağdışı kaldığını, hem
de sayısal olarak öğrencilerin hepsinin yararlanacağı noktada olmadığını belirten
Özyılmaz, "30 - 40 yıl önce oluşturulmuş bir endüstri meslek lisesindeki
atölye malzemesinin bugünkü teknolojiyle ilgisi kalmadı.
Öğrenci bu okulda ne öğrensin ki sanayide uygulasın? Dolayısıyla ciddi bir yatırımla,
bugünkü atölyeler, ders araç gereçleri çağdaş hale getirilmeli" dedi.
Katsayı engeli
Doç. Dr. Ömer Özyılmaz, katsayının bir sorun olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Katsayı bir sorundur. Şu anda çocuk, 'Ben burayı okuyayım, üniversiteye
nasıl kapak atarım' diyor.
Bunu önlemek için devlet yaptığı bir yanlışı bir başka yanlışla önlemeye çalışıyor.
Öğrencilere böyle bir yol açmayan, böyle bir program hazırlayıp sanayi ve hizmet
sektörüne ara eleman olarak yetiştirilmesini sağlamayan devlet, bu çocukların
iş bulabilmek için üniversiteye yönelmesini de katsayıyla önlemeye çalışıyor."
Okul iyi olsa sorun kalmaz
Özyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Katsayı bilinçli yaratılıyor. Ama
burada devleti yönetenler bu çocukların sanayide ve hizmet sektöründe rahat
iş bulabilecekleri bir şekilde okulu düzenleseydiler, niye insanlar bu kadar
üniversiteye gitsin ki?
Okullarda iyileştirme yapıldıktan sonra katsayı sorunu da kendiliğinden kalkar.
Zıtlaşmakla ülkemize hiçbir fayda getiremeyiz."
Sibel Kahraman / Milliyet