Özel okullarda kayıt maratonu, çok sönük başladı. Türkiye'nin en iyi okullarından
biri sayılan Robert Lisesi bile ilk kayıt döneminde kontenjanının ancak yüzde
25'ini doldurabildi.
Robert bile boş kaldı
Robert gibi diğer özel okulların tamamına yakını da, asil liste kayıt döneminde
kontenjanlarını dolduramadı. Alman Lisesi 140 kontenjandan ancak 17'sini doldururken,
Üsküdar Amerikan Lisesi 96 kontenjanından ancak 10'una kayıt alabildi. Diğer
yabancı ve Türk okullarından çoğuna tek öğrenci dahi kayıt yaptırmadı.
Beş yıl öncesine kadar ikinci yedeğe bile zor sıra gelen Robert'te kontenjanların
boş kalması, ücretlerin yüksekliği mi, ÖSS'deki başarı oranı mı, yoksa sistemin
yanlışlığı mı tartışmasını beraberinde getirdi.
Başta Robert olmak üzere, özel okulların öğrenci kaybetmesinde, yanlış ücret politikaları kesinlikle etkili oldu.
Eskiden çalışan eşler ya da yüksek dereceli bir bürokrat, bu okullara çocuklarını
gönderebilirken, şimdi yanlarına yaklaşmaları dahi mümkün değil.
Pırlantaya vergi muafiyeti getiren hükümetin, verdiği söze rağmen özel okullardaki
vergi oranlarını düşürmemesi ve okulların uzun vadeli yatırımlarını bile velilerin
sırtına yüklemesi de, ücretlerin fırlamasına neden oldu.
Robert yatılı 32 milyar
Özel okullarda öğrenim ücretleri, 10 ile 30 milyar lira arasında değişiyor. Robert Lisesi'nde gündüzlü öğrencilerden 19 milyar 960 milyon, 5 gün yatılı öğrencilerden 28 milyar 348 milyon, 7 gün yatılı öğrencilerden de 31 milyar 932 milyon lira ücret alınıyor.
Özel okullara öğrenci talebinin azalmasında, ikinci önemli etken ise üniversiteye girişteki başarı oranlarının, fen liseleri ve bazı anadolu liselerininkinin gerisinde kalması.
Velilerden pek çoğu, hem o kadar para vereceğiz hem de ÖSS başarıları, fen
liseleri ve anadolu liselerinden daha düşük diyerek, tercihlerini kolejlerden
yana kullanmaktan vazgeçiyorlar. Hem de ödeme güçleri fazlasıyla olmasına karşın.
Özel okulların ilk kayıt dönemlerinde ve sonrasında kontenjanlarını zorlukla
doldurmalarının üçüncü ve en önemli nedeni ise, sınav sisteminin yanlışlığından
kaynaklanıyor.
Öğrenciler aynı, sınavlar farklı olunca, aynı öğrenci, aynı anda, hem özel
okulların hem de sınavla öğrenci alan diğer liselerin kazananlar listesinde
yer alabiliyor. Tercihlerini anadolu lisesinden yana kullandığında da kolejlerdeki
yeri boş kalıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl, anadolu liseleri, fen liseleri, süper liseler
ve meslek liselerini tek sınav altında birleştirdi.
Kolejlerin de OKS'ye göre öğrenci alacağını açıkladı. Ama nedense bu uygulamayı bir yıl erteledi. Umarız gelecek yıl yine ertelemez. Yoksa birkaç kişi ve birkaç okul, bu sistemden memnun diye on binlerce veli bu eziyeti çekmeye devam edecek.
Bu kadar paraya değer mi?
Özel okullara her yıl artan bir şekilde akıtılan milyarlar, hak ediliyor mu, hak edilmiyor mu? Evet, hak eden okullar da var, hiç hak etmeyenler de. Özel okulların üniversiteye girişteki başarı oranları ve yabancı dille eğitim yapan üniversiteleri kazandıklarında, hazırlık sınıfı okuyup okumadıklarına bakıldığında çok önemli ipuçları veriyor.
Öğrencilerine onca yıllık eğitimden sonra ne yabancı dil ne de ÖSS'de başarı
sunamayan pek çok okul olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın.
Ama içlerinde en iyi devlet okullarından bile her yönüyle çok başarılı olanlar
da yok değil. Bu konuda karar verirken, öncelikleriniz ne? Onu çok iyi belirlemelisiniz.
ÖSS başarısı mı, yabancı dil mi, vizyon mu yoksa hepsi birden mi?..
Özel okullardaki veli memnuniyetsizliğinin son yıllarda giderek artması, sadece
bu sektörün büyümemesine değil, devlet okullarının da nasıl olsa sorgusuz sualsiz
iyi öğrenciler bize geliyor diye rekabetten uzaklaşmalarına neden oluyor.
Devletin özel okulları ticarethane gibi görme alışkanlığından vazgeçip vergilerden
arındırması, bu sektörün gelişmesine neden olacaktır. Bu da devletin üzerindeki
eğitim yükünü hafifletecektir.
Ücretler sabit tutulsun
Özel okulları düşünen velilerin üzerinde en fazla durdukları konulardan biri de sürekli artan ücretler. TL düşünce dolara, dolar düşünce euroya, o da düşünce YTL'ye geçen özel okullar ve vakıf üniversiteleri, velileri şaşkına döndürüyor. Ödeme güçlüğü içerisine sokuyor.
Veliler, okula girilirken verilen ücret ile mezun olunduğunda verilen ücret arasındaki makasın çok açılmaması ve bu konuda bir sınırlama getirilmesi gerektiği görüşündeler...
Abbas Güçlü/Milliyet