Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB sürecinde tüm uygulayıcı birimlerin,
değişim ve dönüşüm sürecinin bizzat sahibi olacağını vurgularken, ''AB çalışmalarıyla
ilgili, yeni devasa bir bürokratik örgüt asla kurulmayacak'' dedi.
Devlet Bakanı Babacan, AK Parti'nin aylık yayın organı Türkiye Bülteni'nde
yayımlanan röportajında, AB yolunda yeni bir dönem başladığını belirtirken,
katılım sürecinin bazı zorlukları olacağına da işaret etti.
Bu süreçte iniş-çıkışlar yaşanacağını hatırlatan Babacan, ancak her değişimin
sonuçlanmasının ardından, Türkiye'nin biraz daha değişeceğini, refah seviyesinin
biraz daha yükseleceğini bildirdi.
KATILIM SÜRECİNİN ÜÇ TEMEL AYAĞI
Katılım sürecinin üç temel ayağı olacağını ifade eden Babacan, bunları ''Kopenhag
siyasi kriterlerinin istisnasız olarak uygulanıyor olması, AB müktesebatının
üstlenilmesi ve sivil toplum diyaloğu'' olarak sıraladı.
Reform izleme Grubu'nun, ilk ayakla ilgili en önemli yapılanma olmaya devam
edeceğini kaydeden Babacan, son ayakla ilgili en önemli yapılanmanın ise AB
İletişim Grubu olacağını vurguladı.
Bu Grubun, sivil toplum kuruluşları, yerli ve yabancı basın kuruluşları ile
yakın temas içinde çalışacağını anlatan Babacan, çalışmaların iç ve dış iletişim
olmak üzere iki cephede yoğunlaşacağını vurguladı.
MÜKTESEBATA UYUM
Türkiye'nin AB müktesebatına uyumunun 35 başlık altında gerçekleştirleceğini
hatırlatan Bakan Babacan, her bir fasıl için fiili müzakerelere geçilmeden önce
tarama çalışması yapılacağını kaydetti.
Her bir fasıl için taramanın iki etapta yapılacağını belirten Babacan, tanıtıcı
tarama denilen ilk etapta AB Komisyonu'nun müktesebatı anlatacağını, ayrıntılı
tarama etabında ise Türk tarafının mevzuatını ve düşüncelerini aktaracağını
vurguladı.
Türkiye'nin Gümrük Birliği ve AB ile diğer çalışmaları nedeniyle tarama sürecini
diğer ülkelere oranla daha kolay yürüteceğini öngördüklerini vurgulayan Babacan,
taraması tamamlanan fasıllarda Komisyonun önerisi ve 25 ülkenin onayı ile fiili
müzakerelere geçileceğini açıkladı.
Babacan, herhangi bir fasılda müzakerenin fiili olarak başlaması için tüm tarama
sürecinin bitmesinin beklenmeyeceğini söylerken, müzakerelerde klasik bir al-ver
sürecinin yaşanmadığını hatırlattı.
Bazı konularda üyelik gerçekleşmeden önce tam uyumun sağlanayabileceğini, bu
nedenle geçiş sürelerinin istenebileceğini kaydeden Babacan, esas müzakerenin
burada yapıldığını vurguladı ve ''bazı alanlarda ekonomik ve sosyal bakımdan
zarara uğrayabileceğimiz düşünülüyorsa, geçiş süreleri talep edilecektir'' dedi.
HERKES SÜREÇTE YER ALACAK
Tüm bakanlıklar ve kamu kuruluşlarının, başlangıçtan itibaren AB katılım çalışmalarının
içinde yer alacağına işaret eden Babacan, bu çalışmaların hiç bir kurumun tek
başına yürütebileceği çalışmalar olmadığını vurguladı.
Tüm uygulayıcı birimlerin, bu değişim ve dönüşüm sürecinin bizzat sahibi olacağını açıklayan Bakan Babacan, ''AB çalışmalarıyla ilgili, yeni devasa bir bürokratik örgüt asla kurulmayacaktır'' şeklinde görüş bildirdi.