Ankara'da, ihmal yüzünden çocuklarının zihinsel özürlü (hidrosefali) doğduğunu
iddia eden ailenin, doktor hakkında yaptığı suç duyurusuna savcılık bilirkişi
heyetinin "Doktor kusuru vardır" raporu vermesine rağmen, "takipsizlik"
kararı verildi. O dönemki adıyla SSK Etlik Doğumevi Kadın Hastalıkları Araştırma
Hastanesi, İleli ailesinin doktor aleyhine açtığı maddi-manevi tazminat davasında
mahkemenin dosya talebine, kendilerinin verdiği doğum raporu olmasına rağmen,
"Hastanemizde böyle bir doğum gerçekleşmemiştir" cevabını verdi. Hem
sağlık hem de hukuk skandalının kurbanı olan İleli ailesi, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne (AİHM) gitmeye hazırlanıyor.
Alınan bilgiye göre, Nazen-Enver İleli çifti, gittikleri SSK Etlik Doğumevi Kadın Hastalıkları Araştırma Hastanesi'nde müjdeli haberi aldı. Çocuk sahibi olacaklarını öğrenen İleli çifti, gebeliğin 3. ayından itibaren aynı doktor tarafından takip edildi. Bilirkişi raporuna göre, 20. haftadan itibaren tespit edilebilmesine rağmen söz konusu doktor, bebeğin hidrosefali (zeka geriliği ve algılama yeteneği zayıf) hastası olduğunu anlayamadı ve aileye bilgi vermedi. İleli ailesinin yaşadığı sağlık skandalı bununla da bitmedi. Minik Fatma Beril'in doğum öncesi özürlü olduğunun ortaya çıkmasına rağmen, hastanede doğum sezaryenle değil normal doğum yöntemiyle gerçekleştirilerek anne ve bebeğin hayatı riske atıldı.
Çocuklarının özürlü doğması üzerine İleli çifti, doktor hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık bilirkişi raporu istedi. Dr. Sonay Çakmak Şahin'in hazırladığı bilirkişi raporunda Nazen İleli'nin doktorunun ihmali olduğu belirlendi. Yine Uz. Dr. Nur Birgen başkanlığındaki heyetin raporunda, hidrosefalinin gebeliğin 20. haftasından önce kafa bulgularıyla belirlenebileceği ifade edildi.
TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
Savcılık bilirkişi raporuna rağmen doktor hakkında yapılan suç duyurusuna takipsizlik
kararı verdi. Bunun üzerine İleli çifti aynı doktor aleyhine bu kez Ankara 11.
Asliye Mahkemesi'nde maddi-manevi tazminat davası açtı. Mahkeme, SSK Etlik Doğumevi
Kadın Hastalıkları Araştırma Hastanesi'nde incelemek üzere dosya istedi. Hastane
mahkemeye, kendi düzenledikleri doğum raporu olmasına rağmen, "Bizde böyle
bir doğum gerçekleşmemiştir" cevabını verdi. Dava 3.5 yıldır devam ediyor.
Özel bir şirkette muhasebeci olarak çalışan anne Nazen İleli (29), çocuğunun
doktorun ihmali yüzünden özürlü dünyaya geldiğini ileri sürdü. Gebeliğinin üçüncü
ayından itibaren düzenli olarak söz konusu doktor tarafından takip edildiğini
anlatan gözü yaşlı kadın, "Doğum anına kadar çocuğumun özürlü olduğunu
bilmiyordum. Doktor her şeyin yolunda gittiğini, benim ve çocuğumun çok sağlıklı
olduğunu söylemişti. Doğumdan sonra şu an 3.5 yaşında olan kızımın hidrosefali
hastası olduğunu öğrendik. Bu hastalık gebelik sırasında kesin olarak anlaşılabilir
olduğu halde doktor bizi uyarmadı. Doktor bunu anlayamamış. Muayenelerim sırasında
doktorun özellikle ultrason görüntüleri ile çocuğun özürlü olduğunu tespit etmesi
gerekiyordu" diye konuştu. Fatma Beril adını verdikleri çocuğunun şimdiye
kadar 9 kez beyin ameliyatı olduğunu, beldeki kesesinin alındığını, iki böbreğin
arızalandığını ve idrarının takılan sondalarla alındığını ifade eden anne, şunları
söyledi:
"Çocuğumun belden aşağısı tutmuyor, zekası geri, oturamıyor ve konuşamıyor. 3 yıl boyunca çok ameliyatlar geçirdi ve tedavi halen devam ediyor. Sonuçta çok acı çeken çocuğumuz oldu. Onun bu durumu hayatımızı her yönde etkiledi. Özürlü bir çocuk annesi olmaktan şikayetçi değilim. Allah'tan geldiği için buna hiçbir şey yapamayız. Ama doktorun bizi uyarması gerekirdi. Çocuğuma bakınca yaşadığı acılar aklıma geliyor. Beni ancak anneler anlar. Hiçbir ihtiyacını kendi karşılayamıyor, ömür boyu bize bağımlı yaşayacak."
"AİHM'YE BAŞVURACAĞIZ"
Baba Enver İleli (39) ise, doğumdan hemen sonra çocuğun özürlü olduğunu söylemeyen
doktorun cezalandırılması için verdikleri mücadeleyi ve hukuk skandalını anlattı.
Doktor hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve savcılığın durumun bilirkişi
raporu ile aydınlatılabileceğini düşünerek bilirkişi raporu istediğini belirten
baba İleli, "Bilirkişi raporunda, bu hastalığın gebeliğin 2. ve 3. ayında
anne karnında ultasonla tespit edilebileceği, doktorun hastasına bilgi verip
gebeliğin sonlandırılıp sonlandırılmaması yönünde görüş alması gerektiğini bildirdi.
Ancak savcılık bu rapora rağmen takipsizlik kararı verdi" açıklamasında
bulundu. Savcılığın takipsizlik kararından sonra bu kez aynı doktor aleyhinde
maddi-manevi tazminat davası açtıklarını ve bu davanın 3.5 yıldır sürdüğünü
vurgulayan İleli, "Biz sağlıklı bir bebek beklerken, karşımızda özürlü
bir çocuk bulduk. Üstelik çocuğun hastalığı nedeniyle doğumun sezaryenle yapılması
gerekirken normal doğum yaptırıldı. Bu tespit edilebilen bir hastalıksa neden
bize bilgi verilmedi? Doktor bize tercih hakkı tanımadı. Çocuğun yaşaması bize
bağlı, su verirsek içecek, yemek verirsek karnını doyurabilecek. Biz doktorun
cezalandırılmasını istiyoruz. Biz doktora sağlık bulmak için gitmiştik. Eğer
doktorun bilgisi yoksa yapmasın bu mesleği. Bugün bana yaptıysa yarın başkasına
yapacak. Devletten bu konuya duyarlı olmasını bekliyoruz. Kararı yargı verecek.
AİHM'ye başvuracağız. Bu çok istemediğimiz bir durum ama Türkiye'de haklarımız
iade edilmezse AİHM'ye gitmekten başka şansımız yok. Kimse devletini şikayet
etmek istemez ama devletin vatandaşlarına sahip çıkması gerekir" değerlendirmesini
yaptı.