Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Hükümetin işçiyi yok saymak gibi bir
düşüncesi olamayacağını bildirerek, ''Ancak kıdem tazminatı meselesi fonla mı
olur, yıpranma tazminatı şeklinde mi olur, bu konuda yeniden yapılanma sürecine
girilmesi gerekiyor'' dedi.
Bakan Coşkun, Milli Prodüktivite Merkezi'nin (MPM) 45. Genel Kurulu'na katıldı.
Coşkun, verimlilik kavramının ekonominin tümünü kapsayacak şekilde ortaya çıktığını,
Türk ekonomisinin geçirdiği derin buhrandan sonra Bakanlık olarak bir dizi programları
devreye soktuklarını söyledi. Bu programları MPM aracılığıyla uygulamaya koyduklarını
ifade eden Coşkun, ekonominin düzlüğe çıkarken geçirdiği sessiz devrimde, sadece
hükümetin değil, ilgili kurum ve kuruluşlarla, özel sektörün verimli katkılar
sağladığını bildirdi.
''Bugün 30 milyar dolardan 70 milyar dolara ulaşan ihracat yapılabiliyorsa,
bu ihracat ürünlerinin yüzde 90'nı sanayi ürünleri oluşturabiliyorsa, bu emeğin
altında sadece hükümetin değil, özel sektörün ve emeğin payı vardır'' diyen
Coşkun, bu nedenle herkese şükran borçlu olduklarını kaydetti.
Coşkun, verimlilik kavramının eğitim, sağlık, altyapı başta olmak üzere her
alana tahvil edilmesi gerektiğini ifade ettiği konuşmasında, bu çerçevede dünyanın
da yeniden bir yapılanma sürecine girdiğini, Türkiye'nin de buna seyirci kalmadığını,
gereken tedbirleri aldığını söyledi.
Dünyanın artık çılgın bir rekabete doğru yol almakta olduğunu, küresel bir
pazar oluştuğunu, bu pazara girebilmenin şartının da marka olduğunu kaydeden
Bakan Coşkun, markanın da temelinde rekabet ve verimlilik yattığını bildirdi.
Ekonomide makro hedeflere ulaşabilmenin yolunun verimlilikten geçtiğini vurgulayan
Coşkun, insana ve teknolojiye yapılacak yatırımların ise verimliliği artıracak
diğer faktörler olduğuna dikkat çekti.
İŞVERENİ KAYITDIŞINA İTEN NEDENLER?
Konuşmasında, hükümetten beklentilere de cevap veren Coşkun, MPM personeline
verilen harcırahların artırılması konusunda elinden geleni yapmaya çalıştığını,
uygulanan mali disiplin nedeniyle sıkıntı yaşandığını, ancak sabırla bu meseleyi
çözeceklerini belirtti.
Hükümet olarak işçiyi yok saymak gibi bir düşünceleri olamayacağını, ancak
kıdem tazminatı konusunda işçinin alacağını alabilmesi, işverenin de yükümlülüğünü
yerine getirebilmesi şeklinde düzenlenmesinden yana olduklarını vurgulayan Coşkun,
''Bu fonla mı olur, yıpranma tazminatı mı olur (yıl sonunda vergisiz ödeme biçimi),
bu konuda yeniden yapılanma sürecine girilmesi gerekiyor'' dedi.
Zorunlu istihdam konusunda gelen şikayetlere ilişkin de Bakan, haksız rekabet,
kıdem tazminatı, zorunlu istihdam ve diğer uygulanan politikaların, işvereni
kayıtdışına iten nedenler olarak saptandıklarını, bu konuda da düzeltme yapılması
gerektiğini bildirdi.
''KIDEM TAZMİNATI AYRI ŞEY, İŞSİZLİK SİGORTASI AYRI ŞEY''
Türk-İş Başkanı Salih Kılıç da, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki
adaletsizliğin olumsuz şekilde devam etmekte olduğunu belirterek, ''Ücretler
kamu kesiminde yüzde 12, özel sektörde yüzde 17 gerilemiştir. Bazı bölgelerde
asgari ücretin bile düşürülmesi istenmektedir. Bu talep ülke gerçekleri ve uluslararası
normlara aykırıdır'' dedi.
Çalışma hayatının en önemli konusu olan kıdem tazminatına ilişkin spekülasyon
ve tartışmalardan rahatsız olduklarını dile getiren Kılıç, kıdem tazminatı ile
işsizlik sigortasına arasında bir bağ oluşturulmaya çalışıldığını bunun ise
son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu kaydetti.
TİSK BAŞKANI...
Türkiye İşveren Sendikaları (TİSK) Başkanı Tuğrul Kutadgobilik de, Türkiye'nin
Avrupa'nın 7. büyük, dünyanın ise 20. büyük ekonomisi olduğunu belirterek, Avrupa'nın
duraklama devrine girdiğini söyledi.
''Avrupa'da büyüme hızı yüzde 3 olarak öngörülmüşken, bu oran geçen 6 sene
zarfında yüzde 1'in altında kaldı, benim ülkemde büyüme hızı yüzde 5'lerin üzerindedir.
Avrupa'nın durakladığı bir yerde benim koşmam lazım'' diyen Kutadgobilik, sanayinin,
tarımın ve işçinin dertleri olduğunu hatırlatarak, uzlaşma istedi.
TİSK Başkanı, bunlar sağlanırsa, Türkiye'nin Avrupa karşısında gerçekten de
koşacağını sözlerine ekledi.
ATO BAŞKANI: ''MPM'NİN İSMİ DEĞİŞSİN''
Genel kurulda konuşan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Milli
Prodüktivite Merkezi'nin adının daha kolay, daha anlaşılır şekilde Milli Verimlilik
Merkezi olarak değiştirilmesi önerisini getirdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Şemsi Bayraktar ise, temsil ettiği kesimin
sorunlarını anlattı. Bayraktar, yapısal sorunları çözmeden tarım kesiminde verimliliğin
artırılamayacağını belirterek, sulama, arazi toplulaştırma, miras yoluyla bölünen
araziler, tarım işletmelerinin teknolojiyle tanıştırılması gibi sorunları temel
problemler olarak gördüklerini kaydetti.
''Yoksulluk oranı kırsal kesimde yüzde 34'den 39'a, köylerde yüzde 36'dan yüzde
42'ye çıkmıştır'' diyen Bayraktar, ''Bir kere kırsal kalkınma ile tarım sektörünün
kalkınması farklı şeylerdir. Kırsal kalkınmaya kaynak gerekiyor, bu da yetersizdir.
Eğer biz kırsal kalkınmayı başarırsak göçü önleriz'' diye konuştu.
KUMLU'NUN SÖZLERİ
MPM Yönetim kurulu Başkanı Mustafa Kumlu ise, Türk ekonomisinde yaşanan iyileşmelerin,
MPM'ye bugün, dünden daha fazla ihtiyaç hissettirdiğini söyledi. İyileşen ekonomide,
verimliliğin ve bu alanda uygulanacak politikaların daha iyi anlaşılacağını
ve iyi sonuçlar vereceğini vurgulayan Kumlu, kurumunun geçen yıllar ve dönemde
yerine getirdiği icraatlara ilişkin bilgiler verdi. Bunlardan birinin MPM Stratejik
Planı olduğunu hatırlatan Kumlu, bu proje sayesinde ''MPM Stratejik plan Hazırlama
Program ve Yönergesi'' ile rehberi hazırlandığını bildirdi.
Verimliliği artırma projelerinin kesintisiz sürdüğünü ve ülkenin pek çok ilinde
bunun gerçekleştirildiğini kaydeden Kumlu, 2006 yılı içinde de bu çalışmalara
devam edileceğini duyurdu ve şunları söyledi:
''2006 yılı iş programımız 7 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlardan ilki,
iller düzeyinde verimliliği artırma projeleridir. İş programımızın ikinci ana
başlığı, araştırma çalışmalarıdır. Araştırma çalışmalarımız, verimlilik ölçümü,
verimliliği artırıcı teknik ve yaklaşımlarla bunların uygulanması, kamu hizmetlerinin
sunumunda verimlilik ve kalite, AB-Türkiye ilişkileri, çevre, sektörel rekabet
gücü, girişimcilik ve yerel yönetimler gibi alanlara yönelik araştırmalar.
Üçüncü olarak, analitik yönlendirme, dördüncüsü verimliliği artırıcı teknik
ve yaklaşımların tanıtımı, beşincisi verimlilik haftaları ve günleri, altıncısı
uluslararası çalışmalar, yedincisi ise MPM Stratejik Planlama Projesidir.''
Kumlu, ''MPM kurum yapısına bakılmaksızın bazı özel bütçeli kuruluşlara dahil
edilmiştir, bundan doğan rahatsızlıklarımız vardır'' diyerek, kurumunun bu değişikliğe
adaptasyonda zorluklarla karşılaştığını da bildirdi.