Çalışanlar bürt kazançlarının yüzde 60'ını devlete vergi
olarak veriyor. Net maaşın ise yaklaşık yüzde 43'ü vergiye gidiyor n Elektrik,
su, telefon faturaları, emlak vergisi ve otomobili olanların ödediği 4 ayrı
vergi vatandaşı yarı yarıya fakirleştiriyor.
İşletmelerden vergi alamayan devlet elini çalışanın cebinden çıkarmıyor. Öyle ki
çalışanlar aldığı maaşın yüzde 60'ını devlete vergi olarak veriyor. Çalışanlar
ödedikleri sosyal sigortalar pirimi, gelir vergisi, işsizlik sigortası primi ve
damga vergisi gibi haberi olamadan işveren tarafından devlete verilen vergilerin
dışında da yaptıkları harcamaların yine yüzde 43'ünü devlete vergi olarak
veriyor. Böylece vatandaş yarı yarıya fakirleşmiş oluyor. Çalışanlar
ücretlerinin başlangıçta yüzde 15'ini gelir vergisi olarak ödüyor. Verginin
artmadığı yılın ilk aylarında dahi aylık bin YTL net maaş alan karı koca iki
işçi gelir vergisi olarak (195*2) 354 YTL gelir vergisi veriyor. Yine aynı aile
390 YTL sigorta primi ve 27 YTL işsizlik sigortası primi ödüyor. Ayda 16.7 YTL
de damga vergisi kesintisi yapılıyor.
TELEFON EN İYİ KAYNAK
Ayda 2 bin YTL maaş alan aile mutfak ve giyim harcamaları için ayırdığı 500
YTL'nin 90 YTL'sini vergi için ayırmış oluyor. Faturalar vergilerden geçilmiyor.
Elektrikte yüzde 18, suda yüzde 8 KDV var. Su için fazladan atıksu bedeli ve
çevre vergisi de ödeniyor. Atık su bedeli üzerinden de KDV alınıyor. Aile 100
YTL'lik doğalgaz faturası içinde 154 YTL vergi ödüyor. Telefonlar da devletin
önemli vergi kaynağı. Örneğin aynı aile ayda 50 YTL cep, 40 YTL de ev telefonu
ücreti ödüyorsa bunun 40 YTL'si özel iletişim, ÖTV ve KDV olarak devlete
gidiyor. Ailenin orta düzeyde bir mahallede evi olduğunu düşünürsek yılda 250
YTL (ayda 21 YTL) emlak vergisi ödenmek zorunda.
sabah