Anasayfa

Uyuşturucu ile mücadelede 'Narkotimler' geliyor

Hükümetin üzerinde çalıştığı Uyuşturucuyla Mücadele Eylem Planı, kasımdaki Uyuşturucu Şurası'nda son halini alacak. Narkotik Şube Müdürü Cengiz Erişir planın detaylarını Al Jazeera'ye anlattı. Erişir, plana göre uyuşturucu satıcılarına 'terörist' muamelesi yapılacağını söyledi.

Haber Giriş : 2014-10-24T10:00, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı Narkotik Şube Müdürü Cengiz Erişir aynı zamanda Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi'nin de (TUBİM) müdürü. Erişir, Hükümetin uyuşturucu ile mücadele amacıyla gündeme aldığı "Uyuşturucuyla Mücadele Eylem Acil Eylem Planı"nın detaylarını

Al Jazeera Türk

'e anlattı.

'Narkotimler' geliyor

Planın taslağı her bakanlığın kendisini ilgilendiren yönüyle katıldığı çalıştay sonucu ortaya çıktı. Kasımda yapılacak Uyuşturucu Şurası ile de son halini alacak. Erişir plandaki en büyük hamlenin sokakta mücadele olduğunu söyledi:

"Valiliklerimiz bu planın takipçisi ve parçası olacak. Planın ilk meyvesi 'narkotimler' oldu. Narkotik polis gizemli yanını yani dedektifliğini, istihbaratını elbette bırakmayacak ama bunun yanında sokakta, sokak satıcısı ile bu işin mağduru müptelası birey, gencimiz, çocuğumuz arasında set olacak. Uzman bir polisin sokakta set örmesi biraz daha farklı olsa gerek. Biz bundan çok ciddi pozitif sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Şu anda fizibilite çalışmaları bitti, araç, teçhizat, personel tespiti anlamındaki tedariklerde de sona gelindi. Narkotik birimleri arasında şubeler içinde yurt genelinde bir birim olacak. Sayımızı da artırdık. Mesela Ankara'da uzman diyebileceğimiz narkotikçi polis sayısı 140 -150'lerdeydi, bu sayıyı ikiye katladık. İstanbul'da da bu anlamda 200'e yakın 'narkotim' görevlendirildi. Önümüzdeki süreçte sahada artık bunlar görev alacak"

Satıcıya 'terörist' muamelesi yapılacak

Erişir, planda 'torbacı' denilen uyuşturucu satıcılarına uygulanan cezaların da artırılacağını belirtti:

"Sayın Başbakanımızın bir ifadesi oldu, 'terörist muamelesi görecekler' diye. Sokak satıcısıyla bir teröristin hiçbir farkı yok. Uyuşturucu kaçakçılığı, satıcılığı bir nesli yok etme amacı güdüyor. Sahada 20 yıldır varım ben, tecrübelerime göre torbacı her zaman risktir ama torbacı bugüne kadar işin hukuk yönünü buldu, cezaevine girdi çıktı, avukatını aldı ama artık terörist muamelesi görecek. Mevcut yasalar bize bu yetkiyi veriyor. Narkotik polisi sokakta dolaşırken vatandaşın yanında olduğunu bariz şekilde gösterecek.

Okullar öncelikli

Narkotimlerin okul önlerinde ve mahallelerde görev yapacağını anlatan Erişir, vatandaşların uyuşturucu ile ilgili sorunlarını narkotimlere anlatabileceğini söyledi. Uyuşturucu ile mücadelede muhtarlar, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşlarına da bilgi verilip destek istenecek.

Valilikler kanalıyla ilgili tüm kamu kuruluşlarını bilgilendirdiklerini de vurgulayan Erişir, uyuşturucuyla mücadelede en kritik yerin okullar olduğuna işaret etti:

"Okullar açılmadan önce genelge yayınladık, 'okul önü çevresi, uzağı, yakını, hangi tedbir alınması gerekiyorsa onu alın' dedik. Mlilli Eğitim de kendi yönünden çalışıyor. Okullar bizim en önemli hassasiyetimiz. Önce okullar ve çevresini güvenli tutmamız lazım. Güvensiz bir alanda, tedirgin olmuş bir öğretmenin derse vermesi ne kadar başarı olabilir veya bir öğrenci ne kadar ders alabilir. Çocuğumuzun öğrencimizin aklı, düşünceleri rahat olmalı. Rahatlıkla okuluna gidip gelmeli"

'Hazırlıksız yakalandık'

Bonzainin 2010 yılında Çin ve Almanya başta olmak üzere Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye girdiğine dikkat çeken Erişir, 'başlangıçta hazırlıksız yakalanıldığını' söyledi. Narkotik Şube Müdürü, 'Uyuşturucuyla Mücadele Acil Eylem Planı' ile bonzai sorununun çözüleceğine inanıyor.

"Birçok ilimizde bu uyuşturucunun içine fare zehiri, haşare zehiri kattıklarını gördük. Bitkilere sadece bu zehirlerin emdirilerek satıldığını gördük. Bunları halkımıza anlatıyoruz. Bu yıl henüz tamamlanmadı ancak geçen yıl yakalananın 3 katını ele geçirdik. Bunu pazarlayan elleri büyük ölçüde kırdık diyebilirim. Şu anda baskı altına aldık, önümüzdeki süreçte daha da alacağımızı düşünüyorum.

Erişir, dört yıl önce Türkiye'ye giren bonzainin hızla yayılmasını ise şöyle açıklıyor:

"Türkiye'de en çok esrar bağımlılığı var. Esrar kullananlar bunun bitkisel bir uyuşturucu olduğuna inandı. Oysa bu sentetik bir uyuşturucuydu. Böyle olmasına inanılmasının ana sebebi bitki formunda sunulmasıydı. Herhangi bir bitki yaprağına siz sentetik uyuşturucu enjekte ediyorsunuz, serpiştiriyor, emdiriyorsunuz ve bunu bitki formunda piyasaya sürüyorsunuz ve bunu da o güzel bitki bonzai kılıfı altında sundular. Esrar kullaınıcısı bonzaiyi ikinci bir uyuşturucu türü olarak gördü ve tercih etmeye başladı."

'Sınırdaki güvensiz bölge boşluk yaratıyor'

Erişir, Türkiye'de son yıllarda hızla artan uyuşturucu kullanımını ise şöyle açıklıyor:

"Türkiye, Avrupa ile Asya coğrafyası arasında seyreden yasadışı uyuşturucu ticaretinde köprü konumunda bir ülke ancak son gelişmeler ışığında artık uyuşturucu ticaretinde hedef ülke haline geldi.

Önceden 'Çok ciddi etkilenmiyoruz, hedef değiliz' diyorduk, ama son süreçte gördük ki transfer değil. pazar oluştu. Düşünün elinizde uyuşturucu var, nasıl bir kitlede pazar oluşturabilirsiniz? Elbette genç, dinamik, sosyal hayatı hızlı dönen, her yönüyle ileriye giden bir toplumda şansınız olur. Çünkü orada hayat dönmeye başlamıştır. Bu iyi gelişmeye bağlı olarak bir çok suç örgütü ülkemizi pazar haline getirmiştir. Bonzai yani sentetik kannabinoid bunun en büyük örneği. Gelişen sosyal hayatımızın içine uyuşturucu enjekte etmek istiyorlar"

Erişir'e göre sınır güvenliğinin sağlanması da uyuşturucu ile mücadelede önemli:

"Ülkemizin doğusunda ve sınır ötesindeki terörist faaliyetler ve yoğun göç çok önemli. Oradaki güvensiz bölgenin oluşturduğu boşluktan istifade eden terör veya suç gruplarının üreterek hedef kitleye göndermek istediği uyuşturucu ve benzeri üretimlerden etkileniyoruz. Uyuşturucu yasal yüklerle araçlara zulalanmış ya da şahısların üzerine sarılı şekilde geliyor. Burada gümrüklerdeki kaçakçılık uzmanlarımız yoğun mesai harcıyor. Ancak kaçak yollardan ülkemize giriş faaliyeti var. Asker ve Jandarma elinden geleni yapıyor ancak sınırlarımız çok geniş. Sadece karasal olarak da düşünmemek lazım, denizden de geçiş var. Ne kadar tedbir alırsanız alın, bir akış varsa, transfer varsa illa ki kendine bir yol bulmak istiyor. En ince ayrıntıyı suç örgütleri, terör örgütleri de değerlendiriyor.

MURAT EĞİLMEZ - Al Jazeera

memurlar.net