YÖK'ün öğretim üyelerinin martta araştırılıp, eylülde cezalandırılmasını isteyen gizli yönergesine eğitim sendikaları sert tepki gösterdi.
Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik
Dursun “Haber, YÖK'ün kaldırılmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koydu.”
dedi. Eğitimciler Birliği Sendikası Başkanı Ahmet Gündoğdu ise YÖK'ün anayasal
bir kurum olmasına rağmen Anayasa'yı çiğneyen bir kurum haline getirildiğini
ifade etti. Gündoğdu, “Bu yapıyla üniversiteler birer lise gibi. Öğretmenler
liselerde daha rahat hareket edebiliyor.” diye konuştu. Eğitim-Sen Başkanı
Şuayip Özcan'a göre ise yönerge şeffaf olmama-nın doğal sonucu.
YÖK'ün bir yıllık iş planı, üniversite öğretim üyelerinden sonra, toplumun
değişik kesimlerini temsil eden eğitim sendikalarının da tepkisini çekti. Eğitim
Bir-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, yönergeyi, YÖK'ün toplum mühendislerince
hazırlanan müfredatı aşamadığını gösteren tarihi bir belge olarak değerlendirdi.
Gündoğdu, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)'nin burs verdiği öğrencileri
fişleyerek etnik ayrımı ilkokul çağına indirdiği bir Türkiye'de YÖK'ün ne kadar
büyük bir kambur olduğunu görüyoruz.” dedi. Gündoğdu, yönergenin, YÖK'ün yapısı
değiştirilmeden köklü bir yükseköğretim reformu yapılamayacağının açık delili
olduğunu söyledi.
‘Uygulama ilim yuvasına yakışmıyor'
Türk Eğitim-Sen Başkanı Şuayip Özcan da YÖK'ün bugünkü haliyle işlevini
kaybettiğini düşünüyor. Kurulun sadece koordinasyon görevini yerine getirmesini
istiyor. YÖK'ün ‘bugünkü konumumuzdan taviz vermeyiz' anlayışına
katılmadıklarını vurgulayan Özcan, “Katılımcılığın ön plana çıkarıldığı,
yetkinin belli noktalarda toplanma yerine paylaşıldığı bir üniversite
istiyoruz.” dedi. Şuayip Özcan, ortaya çıkan gizli genelgenin YÖK başkanına
sundukları değişiklik önerilerinin doğruluğuna işaret ettiğini kaydetti. İlim
yuvası olan üniversitelere baskıcı genelgelerin yakışmadığını söyleyen Özcan,
benzer uygulamaların başka devlet kurumlarında da olduğuna dikkat çekti. Özcan,
“Ancak toplumun büyük çoğunluğu bilmiyor. Sivil toplumun bunlara tepki
göstermesi çok umut verici.” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'ndeki görevinden uzaklaştırdığı, verdiği hukuk mücadelesiyle görevine
dönen Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik
Dursun, genelgenin YÖK'ün kaldırılma düşüncesinin haklılığını ortaya koyduğunu
söyledi. Dursun, şunları söyledi: “Bu tür uygulamalar bilimsel araştırma yapan
öğretim üyeleri arasında tedirginliğe yol açacaktır. Yapılan yeni kanun
hazırlama çalışmalarında YÖK'ü muhatap almak yanlıştır. Doktorun hastaya reçete
sorması gibi bir durum yaşanıyor. TBMM, bir askeri darbe olmadan ilk defa Yüksek
Öğretim Kanunu'nu değiştirmelidir.”
Zaman'ın dün manşetine taşıdığı haberde; YÖK'ün rektörlere gönderdiği yazıya yer
verilmişti. Yazıda rektörlerden, mart ve ağustos aylarında istihbarat
çalışmalarına hız vermeleri, eylül ayında ise ‘suçlu' bulunan öğretim üyeleri
hakkında yasal işlem yapmaları isteniyordu. Talimatta ayrıca rektörlerin bir yıl
boyunca yapacağı faaliyetler ay ay sıralanıyordu.
zaman