Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun
22.5.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Kanun No. 5170
Kabul Tarihi : 7.5.2004
MADDE 1. — 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
10 uncu maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür."
10. maddenin eski hali
X. Kanun önünde eşitlik
MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç,
din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
MADDE 2. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "ile, ölüm cezalarının infazı" ibaresi madde metninden çıkartılmıştır.
15. maddenin eski hali
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde,
milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun
gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen
durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler
alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu
meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına,
maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce
ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve
cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar
kimse suçlu sayılamaz.
MADDE 3. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının başında geçen "Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile" ibaresi metinden çıkarılmıştır.
17. maddenin eski hali
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne
dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir
cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşrû müdafaa
hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya
hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim
veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında
silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen
öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
MADDE 4. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 30. — Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.
30. maddenin eski hali
C. Basın araçlarının korunması
MADDE 30. – Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi
ve eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin
temel ilkeleri ve millî güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan mahkûm olma hali
hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten
alıkonulamaz.
MADDE 5. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası madde metninden çıkartılmış, onuncu fıkrası ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
38. maddenin eski hali
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç
saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda
o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki
fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya
veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil
olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü
yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları
halleri dışında ölüm cezası verilemez. (Bu fıkra çıkartılmıştır)
Genel müsadere cezası verilemez. (10. fıkradır)
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez. (Son fıkradır)
MADDE 6. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 nci maddesinde yer alan ", mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine" ibaresi madde metninden çıkartılmıştır.
87. maddenin eski hali
II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
MADDE 87. – (Değişik: 3.10.2001-4709/28 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu
ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul
etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların
onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte
üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen
ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde
öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
MADDE 7. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90 ıncı maddesinin son fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
90. maddenin eski hali
D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
MADDE 90. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası
kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan
andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine
ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla,
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından
başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği
yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların
Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu
fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren
andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci
fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.
Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
MADDE 8. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 131 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları, nitelikleri, seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
131. maddenin eski hali
2. Yükseköğretim üst kuruluşları
MADDE 131. – Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek,
yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel
araştırma faaliyetlerini yönlendirmek, bu kurumların kanunda belirtilen amaç
ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis
edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının
yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığınca
seçilen ve sayıları, nitelikleri ve seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar
arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere
öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca
doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.
MADDE 9. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 143 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
143. maddenin eski hali
F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
MADDE 143. – Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik
düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur. (Ek cümle: 18.6.1999-4388/1 md.) Ancak,
sıkıyönetim ve savaş haline ilişkin hükümler saklıdır.
(Değişik: 18.6.1999-4388/1 md.) Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir Başkan, iki
asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı
bulunur.
(Değişik: 18.6.1999-4388/1 md.) Başkan, iki asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet
başsavcısı, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından;
Cumhuriyet savcıları ise, diğer Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca özel kanunda gösterilen usule göre 4 yıl için atanırlar, süresi
bitenler yeniden atanabilirler.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kararlarının temyiz mercii Yargıtaydır.
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin işleyişi, görev ve yetkileri ve yargılama usulleri
ile ilgili diğer hükümler, kanunda gösterilir.
(Son fıkra mülga: 18.6.1999-4388/1 md.)
MADDE 10. — Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 160 ıncı maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
160. maddenin eski hali
IV. Sayıştay
MADDE 160. – Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir
ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve
sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen
inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın
kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş
gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler.
Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.
Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay
kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri,
atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri,
Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
Silahlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına denetlenmesi usulleri, Millî Savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik
esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir.
MADDE 11. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır
AÇIKLAMA
Yürürlüğe giren değişikliklerle kadın hakları güvenceye alınarak, Anayasa`ya ``Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir`` hükmü eklenerek, devlete, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamak yükümlülüğü verildi.
Değişiklikle, Anayasa`nın ``Devlet Güvenlik Mahkemeleri`` başlıklı 143`ncü maddesini yürürlükten kaldırıldı.
YÖK`te yapılan değişiklikle de Genelkurmay Başkanlığı`nın YÖK`teki temsili sona erdirildi.
İdam cezasının daha önce kaldırılmasına uygun olarak Anayasa`dan da ölüm cezasına ilişkin hükümler çıkarıldı.
Anayasa`nın ``Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma`` başlıklı 90`ncı maddesine, ``Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır`` hükmü eklendi.
Anayasa`nın ``Suç ve cezalara ilişkin esaslar`` başlıklı 38`nci maddesinde değişikliğe gidilerek, maddenin ``Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez`` hükmü yürürlükten kaldırıldı.
Basınla ilgili olarak da, ``Basın araçlarının korunması`` başlıklı 30`ncu maddesinden,
``Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel ilkeleri``
uyarınca suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilebileceği hükmü
maddeden çıkarıldı. Madde, ``Kanuna uygun şekilde kurulan basımevi ve eklentileri
ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt veya müsadere edilemez
veya işletilmekten alıkonulamaz`` şeklinde düzenlendi.