ABD ile Fırat'ın doğusuna müşterek kara devriyelerinin ilki önceki gün yapılırken, devriyenin planlaması ve şekli, "Münbiç tiyatrosu tekrarlanıyor" dedirtti. ABD bu defa da Münbiç devriye örneğiyle Türkiye'yi oyalamaya çalıştı. Devriyenin planlaması ve şekli askeri harekat planlamaları nezdinde karşılık bulmadı. Harekat konseptlerine uymayan o ayrıntılar şöyle:
  Mayınların temizleneceği sözünü veren ABD'nin konvoya mayın tarama aracıyla 
  katılması, bunun da gerçekleşmediğini ortaya koydu.
HANİ MAYINLAR TEMİZLENMİŞTİ!
  Türkiye'nin güvenlik endişeleri karşısında ABD, bölgedeki terörist unsurların 
  Türkiye'ye güvenlik kaygısı oluşturmayacağına dair tedbir alacağı sözler vermişti. 
  Bunlardan biri de sınır boyunun mayın ve tuzaklamalardan temizleneceğiydi. Oysa 
  pazar günü yapılan kara devriyesinde bu endişenin giderilmediği görüldü. ABD, 
  müşterek devriyeye iki mayın tarama aracıyla katıldı.
PKK ÇEKİLDİYSE KORUMA NİYE?
  ABD, PKK'lı teröristlerin ve silahların bölgeden çekildiğini söylemiş ve gerek 
  İHA keşifleri, gerekse kara devriyeleri öncesi helikopterlerle yapılan kontrollerle 
  bu sözünü tuttuğunu kanıtlamaya çalışmıştı. Müşterek kara devriyesi de güvenli 
  olduğu sözü verilen bir noktadan başlatıldı. Buna karşın konvoyların silahlı 
  helikopterlerce korunması dikkat çekti.
GÖSTERMELİK APAÇİ UÇUŞU
  Konvoyları koruyan silahlı savaş helikopterlerinin harekat stratejilerine uymayan 
  görüntüleri de bir diğer ayrıntıydı. Bir harekat anında helikopterlerin konvoyun 
  birkaç kilometre ilerisinden giderek yolun güvenliğini kontrol etmesi gerekiyordu. 
  Ancak Amerikan Apaçi helikopteri konvoyun üzerinden uçtu. Bu haliyle hava desteği, 
  tamamen göstermelik olarak yorumlandı.
MUTABAKATA UYULMADI
  Kara devriyesine yönelik en önemli ayrıntı ise yaklaşık 2,5 saat süren devriyenin 
  ardından sınır ötesinde herhangi bir güvenlik veya kontrol noktası kurulmaksızın 
  askerlerin geri dönmesi oldu. Askeri konvoy sınırdan girdi, güvenliği kontrol 
  etti. Ancak kontrolü sağlanan alanda ne bir gözlem noktası, ne de üs bölgesi 
  inşa edilmedi. Oysa 7 Ağustos'ta imzalanan mutabakat metninde bu bölgede güvenli 
  bölge inşa edileceği ve bir barış koridoru kurulacağı, sivillerin geri dönmesi 
  için hazırlık yapılacağı net olarak vurgulanıyordu. Bunun gereği yapılmadığı 
  gibi, bu tedbirlerin ne zaman alınmaya başlanacağına dair belirsizlik daha arttı.
  İKİNCİ AŞAMAYI ÖNE ÇEKTİLER
  Normal şartlarda bir harekat planlaması içerisinde Müşterek Harekat Merkezinin 
  kurulması, iki ülke askeri birliklerine müşterek çalışma kabiliyetlerinin kazandırılması, 
  İHA'larla keşif faaliyeti ve bu keşif bilgilerinin helikopterlerle kontrolü, 
  kara birliklerinin harekatı öncesi ilk aşama hazırlık faaliyetleri iken, karadan 
  birliklerin girmesi ise ikinci safha olarak adlandırılıyor. Ancak, müşterek 
  kara devriyesi de ilk aşama faaliyeti içine sokuldu.
  PKK'ya 55 Tır'lık sevkiyat
  Son beş yıldır ABD korumasındaki bir bölgeye Türk askerinin girmiş olması önemli 
  bir diplomasi başarısı olarak görülse de; bunun oyalamaya ya da oldu-bittilere 
  dönüşmemesi gerektiği vurgulanıyor. Terörist örgüt PKK'ya angajmanını kesmeyen 
  ABD'nin, "Burada Türkiye'ye PKK tehdidi yok" diyebileceği göstermelik bir kara 
  devriyesi planlaması, PKK'yı koruma çabasının devamı olarak görüldüğü gibi, 
  güvenli bölge planlamalarını da zora sokuyor. Yerel kaynaklar ABD'li askerlerin, 
  8 Eylül'de Türkiye ile yaptığı müşterek kara devriyesinin ardından PKK'lılarla 
  4 ayrı noktada devriye attığı bilgisini verirken; sözde müttefikimiz ABD'nin 
  Fırat'ın doğusuna silah ve malzeme desteği de hala devam ediyor.
HEM DE DEVRİYENİN BAŞLADIĞI AKŞAM
  Suriye'de terör örgütü YPG/PKK işgalindeki bölgeye Irak sınırındaki Simelka 
  kapısından 55 TIR'lık yeni sevkiyat yapıldı. Sözde ortak kara devriyesinin başladığı 
  8 Eylül akşamı gerçekleşen sevkiyatta Ayn İsa ve Şeddadi bölgelerine giden TIR'larda 
  kapalı kasalar, dört çeker araçlar ve iş makineleri yer aldı. ABD, 4 Eylül'de 
  de bölgeye içinde geniş araçlar, iş makinaları, yakıt tankerleri ve jeneratörlerin 
  bulunduğu 60 TIR sokmuştu. ABD'nin terör örgütüne yardımları sürerken, YPG/PKK 
  da Türkiye sınırında tünel ve mevzi yapımını sürdürüyor. Teröristlerin faaliyeti, 
  Şanlıurfa'ya bağlı Akçakale karşısındaki Tel Abyad'a 20 km mesafede bulunan 
  Suluk'ta sürüyor. PKK'nın 5 Eylül'de de halihazırda Ayn el Arab, Tel Abyad ve 
  Sırrin'de tüneller kazdığı görüntülenmişti.
  Çocukları canlı kalkan yaptılar
PKK/YPG'li teröristler çocukları sıraya dizip yürüttüler.
  Suriye'nin kuzeyindeki ortak kara devriyesinin ardından Telabyad'taki PKK/YPG'li 
  teröristler konvoy halinde ilerlerken görüntüledi. Gazetecilerin konvoydan görüntü 
  aldığını fark eden teröristler çocukları sıraya dizip yürüterek bölgede sadece 
  sivillerin olduğunu izlenimi vermeye çalıştı. Yürümek istemeyen çocukların yaşadığı 
  korku ve tedirginlik hareketlerine yansıdı.
  DERİNE İNİLMEDİ
  Müşterek kara devriyesinin yer seçimi dikkat çekti. Zaten boş olan Haşişi köyü 
  çevresinde hareket edildi. Harekatın meskun mahallerden başlatılmaması, buralarda 
  güvenliğin sağlanmadığını ortaya koydu. Kara devriyesi en sorunsuz yerden başlatılırken, 
  önümüzdeki günlerde devam edecek devriyelerde Kamışlı, Ayn el Arab (Kobani) 
  gibi alanlara da girilip girilmeyeceği merak ediliyor. Devriye faaliyetinde 
  bu kadar kısa sürede zırhlı araçlarla ancak 10 km derinlikte bir alanın kontrol 
  edilebileceği değerlendiriliyor. Bu kapsamda düşünüldüğünde derinlik de yetersiz 
  kaldı.
  Kara devriyesi, planlaması ve şekliyle ne Türkiye'nin isteklerini, ne de mutabakatı 
  karşılayabildi. ABD, Türkiye'yi oyalama çabasında olduğunu bir kez daha gösterirken, 
  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anlaşılan o ki müttefikimiz, bizim için değil, terör 
  örgütü için güvenli bir bölge oluşturmanın peşinde. Böyle bir anlayışı reddediyoruz. 
  Bu iş öyle 3-5 helikopter uçuşuyla, 5-10 araç devriyesiyle, göstermelik birkaç 
  yüz askerin bölgede bulunmasıyla olacak iş değildir" sözleriyle Türkiye'nin 
  beklentilerinin karşılanmadığını net şekilde ifade etti. Fırat'ın doğusu için 
  atılacak somut adımlara ilişkin gözler ise Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın 
  görüşmesine çevrildi. İki liderin New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarında 
  bir araya gelip konuyu değerlendirmesi bekleniyor.