Eğitim sistemlerini karşılaştırmalı verilerle inceleyen, OECD'nin her yıl yayımladığı 'Bir Bakışta Eğitim 2025' raporu açıklandı. Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, raporda Türkiye için öne çıkan verileri bir araya getirdi.
Rapora göre ülkemizde eğitim düzeyinde ilerleme göze çarparken, tatiller ise daha uzun ve üniversite mezunlarının bile dörtte biri istihdamın dışında.
İşte raporda öne çıkanlar:
İLERLEME DİKKAT ÇEKİYOR
- OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de 25-34 yaş grubunda lise mezunu olmayanların oranı düşüş eğiliminde. 2019'da lise mezunu olmayan genç yetişkinlerin oranı yüzde 41'ken 2025'te bu oran yüzde 28'e geriledi. O süreçte üniversite mezunlarının oranı da yüzde 35'ten yüzde 44'e yükseldi. Aynı yıllar arasında lise mezunu olmayan genç kadınların oranı yüzde 43'ten yüzde 28'e gerileyerek erkekler ile neredeyse benzer seviyeye geldi.
- Türkiye'de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 31,3'ü ne eğitimde ne istihdamda. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 14,1... Ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı (%41,6) erkeklerin oranının (%22,1) neredeyse iki katıyken, OECD ortalamasında aradaki fark yalnızca 1,5 puan.
- Ülkemizde hem lise mezunları (yüzde 63) hem de üniversite mezunları (yüzde 75,4) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesi. OECD ortalaması; lise mezunlarında yüzde 77,6, üniversite mezunlarında yüzde 87,1. Türkiye'de 25-64 yaş aralığındaki üniversite mezunlarının yüzde 24,6'sı istihdamda değil.
- Türkiye'de yükseköğretime yeni başlayan öğrencilerin %42'si ortaöğretimden mezun olduktan sonra yükseköğretime en az bir yıl gecikmeli başlamaktadır. Mesleki ve genel lise mezunlarında da bu oranlar benzerlik göstermekte. Türkiye'de üniversitenin ilk yılında okulu bırakma oranı yalnızca yüzde 1 (OECD ortalaması yüzde 13).
- Türkiye'de ilkokulda okul tatilleri yılda 15 hafta sürüyor. OECD genelinde bu süre 13,5 hafta.
NE YAPILMALI?
TEDMEM: Raporda, okul öncesi ve yükseköğretime erişimin arttığı ancak lise ve üniversite mezunlarının istihdam oranlarının düşük kaldığı dikkat çekiyor. Gençlerin önemli bir bölümünün ne eğitimde ne istihdamda olduğu ve öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ortalamasının altında kaldığı görülüyor. Türkiye, eğitimde erişim oranlarında yakaladığı ivmeyi sürdürüyor. Eğitimin niteliğini artırmaya, istihdamla güçlü bağlar kurmaya ve eğitim finansmanını daha adil ve sürdürülebilir bir temele oturtmaya öncelik vermesi kritik önem taşıyor.
ERKEN YAŞTA İŞ GÜCÜNE KATILIM SAĞLANACAK
Orta Vadeli Program'da bu problemlere çözüm için bazı öneriler sıralandı:
- Atıl iş gücünün kalıcı şekilde azaltılması amacıyla erken yaşlardan itibaren üretim kültürünü destekleyen programlar uygulanacak.
- Mesleki ve teknik eğitim müfredatı özel sektörle iş birliği içinde güncellenecek, staj ve işbaşı eğitim programları yaygınlaştırılacak.
- Ulusal Yeterlilik Sistemi, eğitim ve istihdam politikalarıyla bütünleştirilecek.
- Ortaöğretim öğrencilerinin eğitim süreleri içinde mesleki eğitim merkezlerinde beceri edinmesi için programlar hazırlanacak.