Büro Merkez-Sen, merkez kariyer uzmanlarının ücret iyileştirmesi düzenlemesinin sosyal medya baskıları nedeniyle geri çekildiği iddialarına ilişkin açıklama yaptı. Sendika açıklamasında düzenlemenin devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan biçimde ertelenmesini "kırılma noktası" olarak nitelendirdi ve Plan ve Bütçe Komisyonu'nun oy birliğiyle aldığı karara sahip çıkılmasını istedi.
Büro Merkez-Sen Basın açıklaması şu şekilde;
Kamuoyunun Bilgisine
Kamu yönetiminin en kritik alanlarında politika üreten, mevzuat tasarlayan,
etki ve maliyet analizleri yapan, ülkemizin dijital dönüşüm projelerine yön
veren kariyer meslek mensupları olarak, kamu görevinin gerektirdiği bilimsel
titizliği, teknik donanımı ve sorumluluk bilincini her gün yeniden teyit ediyoruz.
Bu niteliğin kaynağı yalnızca sınav başarısı değil; yıllara yayılan eğitim,
tez çalışmaları, ulusal ve uluslararası literatüre hakimiyet ve kamu politikalarını
şekillendirme görevlerini üstlenmiş olmanın gerektirdiği yüksek uzmanlık kapasitesidir.
Merkez kariyer uzmanları, kamu karar süreçlerinin arka planında veri analizinden
mevzuat yazımına, stratejik planlamadan etki değerlendirmesine kadar geniş bir
yelpazede görev üstlenmektedir.
Kısacası bu meslek grubu, Türkiye'de kamu hizmetinin niteliğini ayakta tutan
hem beyin hem sinir ağıdır.
Kamu yönetiminde sıklıkla göz ardı edilen temel gerçeklerden biri, nicelikle
nitelik arasındaki ayrımın yalnızca akademik bir tartışma olmadığı; devlet kapasitesinin
doğrudan kaderini belirlediğidir. Kamu kurumları için personel sayısı elbette
önem taşır; ancak modern ve etkili bir devlet yapısının gerçek gücü, karar süreçlerini
taşıyan yüksek nitelikli uzman kadrolarının varlığına dayanır. Bu nedenle yapılması
beklenen ücret düzenlemesi bir maliyet kalemi değil; kamunun nitelikli omurgasını
korumaya yönelik zorunlu bir yatırımdır.
Ayrıca "uzman" unvanının doğası gereği, bu personelin sayısı sınırlı
olmak zorundadır. Uzman kadroları kitlesel istihdam mantığıyla değil, yüksek
seçicilikle kurgulanmış bir kapasite inşası üzerine oturur. Çünkü bu görev;
politika tasarımından mevzuat yazımına, büyük veriye dayalı analizlerden stratejik
yol haritalarının oluşturulmasına kadar, geniş ve karmaşık bir sorumluluk alanını
içerir. Böyle bir görevi üstlenecek kişilerin rastgele değil, titizlikle seçilmesi
zorunluluktur. Bu nedenle uzman kadrosunun büyüklüğü değil, niteliği ve yetkinliği
devlet açısından asıl kritik olan unsurdur.
Uzman personelin, zorlu sınav süreçlerinden geçerek seçilmesi ve sonrasında
yıllara yayılan bir yetiştirilme mekanizmasına tabi tutulması, kamunun uzun
vadeli kurumsal hafızasını ve teknik kapasitesini güçlendirmektedir. Akademik
düzeyde tez hazırlayan, uluslararası literatürü takip eden, maliyet-etki analizi
yapabilen ve politika tasarlayabilen bu kadrolar, kuruma yalnızca iş gücü değil,
aynı zamanda düşünsel bir derinlik, analitik bir çerçeve ve bilimsel bir yaklaşım
kazandırır. Bu personelin kaybedilmesi ya da motivasyonunun zayıflaması, kurumsal
hafızanın, politika kalitesinin ve karar süreçlerinin bilimsel temelinin zayıflaması
anlamına gelir. Uzmanlık, ertesi gün yerine yenisi konulabilecek bir iş gücü
değildir; devlet aklının sürekliliğini sağlayan seçkin bir kapasitedir.
Bu çerçevede, uzun süredir tüm siyasi partilerin üzerinde mutabık kaldığı ücret
iyileştirmesi yalnızca bir mali düzenleme değil, kamu yönetimi kalitesinin sürdürülebilirliği
açısından zorunlu bir adımdır. Nitekim bu düzenleme, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
oy birliği ile kabul edilmiş, kamudaki nitelikli insan kaynağının korunması
yönünde önemli bir irade beyan edilmiştir.
Ancak sonrasında sosyal medya üzerinden yapılan baskılar neticesinde düzenlemenin
geri çekildiği yönünde kuvvetli bilgiler kamuoyuna yansımıştır. Kamu yönetiminde
temel ilkelerden biri, kararların bilimsel gerekçelere, nesnel ihtiyaçlara ve
devlet aklına dayanmasıdır. Kariyer meslekler gibi stratejik görevlere ilişkin
düzenlemelerin, sosyal medya tepkileriyle şekillenir hale gelmesi, devlet ciddiyetiyle
bağdaşmadığı gibi, kamu görevlileri arasında da derin bir güvensizlik yaratmaktadır.
Bugün gelinen noktada açıkça ifade edilmelidir ki:
Bu iyileştirme kişisel çıkarların değil, kamu hizmetinin geleceğinin meselesidir.
Bu düzenleme, tüm kariyer mesleklerde uzun yıllardır biriken yapısal sorunun
giderilmesine yönelik zorunlu bir reformdur.
Kamu politikalarını üreten personelin sürekli ertelemelerle karşılaşması, motivasyon
kaybına, nitelikli iş gücünün kamudan uzaklaşmasına ve devlet kapasitesinin
zayıflamasına yol açmaktadır.
Süreç üç kez geri çekilmiş; her defasında kamu çalışanları belirsizlik içinde
bırakılmıştır. Bu durum artık meslek mensupları için bir kırılma noktası haline
gelmiştir.
Devlet aklı, günübirlik tartışmaların değil, uzun vadeli kurumsal kapasitenin
korunmasını esas alır. Bu nedenle Plan ve Bütçe Komisyonu'nun oy birliğiyle
ortaya koyduğu iradenin arkasında durulması, hem çalışanların hak ettiği saygının
hem de kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin gereğidir.
Bugün gelinen nokta açık bir gerçeği göstermektedir ki:
Kariyer meslek mensupları emeğinin, uzmanlığının ve yıllar içinde oluşan bilgi
birikiminin görmezden gelinmesini kabul etmeyecektir.
Haklı, gecikmiş ve tüm siyasi partiler tarafından kabul edilmiş bu düzenleme
daha fazla ertelenemez.
Kamu hizmetlerinin etkinliği, devlet kapasitesinin güçlendirilmesi ve nitelikli
insan kaynağının korunması için söz konusu iyileştirmenin ivedilikle hayata
geçirilmesi gerekmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.