Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, üniversitelerimizin merkeziyetçi yapısıyla saydam olmadığını ve topluma hesap veremediğini söyledi.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin İstanbul Üniversitesi'nde düzenlediği ‘Avrupa Yüksek Öğretim Sistemlerinde Dönüşüm' konulu konferansa katılan Prof. Dr. Burhan Şenatalar, öğretim üyelerinin üniversitelerde özgürce tartışamadığından yakındı. Avrupa Birliği'ne giriş süreci içinde üniversitelerin reforma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Şenatalar, “Bizim reform algılamamız çok statik; bir reform yapılacak, kanun çıkacak, rektör seçimi böyle olacak, dekan seçimi böyle gibi. Biliyoruz ki bir sürü yerde 100 defa seçim yapsanız 100 defa düzgün bir dekan çıkmaz ordan, öyle yerler var mı, yok mu? Dolayısıyla seçim iyi bir şeydir; ama fetişleştirmemek gerekir.”dedi. Üniversitede rahatı yerinde olan öğretim üyelerinin reform istemediğine dikkat çeken Prof. Dr. Burhan Şenatalar, üniversite reformu ile ilgili çalışmalarda yol alınmamasını buna bağladı.
Üniversitelerde öğretim üyelerinin özgürce tartışamadığını ve nelerin konuşulup
konuşulmayacağının YÖK tarafından empoze edildiğini ifade eden Burhan Şenatalar
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversitelerimizde insanlar gerçekten dünya ilişkilerini,
dünya sistemini, Türkiye'deki ana temaları özgürce tartışabiliyor mu tartışamıyor
mu? Bize ‘şu konuyu konuşmayın kardeşim; bu konuyu da konuşmayın' deniyor. YÖK
yasasının ruhu zaten ‘fazla bir şeye karışmayın' diyor. Dolayısıyla YÖK yasasında
dekan rektör seçiminden daha önemli olan üniversite kavrayışıdır. Üniversite
konseptidir.” Reform anlayışında bile merkeziyetçi bir tavır sergilendiğini
hatırlatan Şenatalar, üniversite rektörlerinin görevdeyken başka, görevden ayrılınca
başka düşündüğünü şu örnekle anlattı: “Mesela Büyük Üniversite meselesi var.
İstanbul, Ankara, Gazi, Marmara, Selçuk ve hatta Bursa Uludağ üniversiteleri
aşırı büyükler. Reform yapsanız bile işleyişte sıkıntılar yaşanacağı belli.
Birileri üniversitelerin bölünmesini gündeme getirince hemen başka platformlara
çekiliyor. Kemal Gürüz'ün bana söylediği bir söz var. Diyor ki: Üniversitelerin
bölünmesine rektörken herkes karşı çıkıyor, rektörlüğü bittiği zaman geliyor
‘Kemal bizim üniversiteyi
zaman