"AB kızdı" diye herkes polisi yerden yere vuruyor. Ancak, kimse polisin yarım ekmek parasına günde 12 saat çalıştığını söylemiyor.
MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ
İstanbul Beyazıt'daki olaylardan sonra Türk polisi, hedef tahtası haline getirildi. Avrupa'dan yükselen tepkiler üzerine polis adeta, AB Troykası Ankara'dayken aşırı güç kullanarak AB sürecini sabote etmekle suçlandı. Ama kimsenin aklına madalyonun bir de arkasına bakmak, ortalama 700 YTL alan polislerin açlık sınırında verdiği hayat mücadelesini gündeme taşımak gelmedi. Hafta sonları "Maç nöbeti"ne karşılık yarım ekmek arası peynire talim etmek zorunda bırakıldıklarını kimse hatırlamak istemedi.
AVRUPALI POLİS KRAL GİBİ
Oysa, Alman polisi 3 bin euro, İngiliz 3 bin sterlin Amerikalı meslektaşı da 6 bin dolar kazanıyor. Avrupalı meslektaşları 8 saatten fazla çalışırlarsa mesai ücreti alıyor. Türk polisi ise hiç bir ek ücret almadan hayatını tehlikeye atarak günde 12 saat suçlu peşinde koşmak zorunda. Bir başka acı gerçek de 28 bin polisin görev yaptığı İstanbul'da sadece 3 bininin lojmandan yararlanabilmesi. Yani 25 bin polis, aldığı üç kuruş maaşla ev kirası ödüyor, çocuğunu okutmaya çalışıyor, açlığa karşı onur mücadelesi veriyor.
* * *
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla İstanbul'da yapılan izinsiz gösterinin bölücü örgüt propagandasına dönüşmesi üzerine müdahalede bulunan Türk polisi, hedef tahtası haline getirildi. Avrupa'dan gelen tepkiler üzerine polisimiz adeta, "AB Troykası Ankara'da görüşmeler yaparken, aşırı güç kullanarak AB sürecini sabote etmekle" suçlandı. Ama kimsenin aklına madalyonun bir de arka yüzüne bakmak gelmedi. Ayda ortalama 700 YTL alan polislerin açlık sınırında verdiği hayat mücadelesini kimse gündeme taşımadı, hafta sonları "maç nöbeti"ne karşılık yarım ekmek arası peynire talim etmek zorunda bırakıldıklarını kimse hatırlamak istemedi.
ÇEREZ PARASI GİBİ
Yasadışı örgüt propagandasına dönüşen olaydaki sert tutumu sebebiyle eleştirilen polisimiz, aslında Avrupalı ve ABD'li meslektaşlarının benzer olaylardaki müdahalesinden çok farklı uygulama yapmadı. Hafta sonu İstanbul'da yaşanan olay, AB ülkeleri ve ABD polisinin olayları bastırmak için kullandığı sert müdahaleden çok da bir farkı yoktu. Ama müdahale Türk polisinden gelince, eleştiri okları Avrupalı ve ABD'li meslektaşlarının kazandıklarının yanında "çerez" parası gibi kalan Türk polisine çevrildi.
AÇLIK SINIRINDA YAŞIYOR
Oysa, Avrupalı polisle mukayese edildiğinde Türk polisinin maaşı "Devede kulak" kalıyor.
Amerikalı polis 6 bin dolar, Alman polisi 3 bin euro, İngiliz polisi ise 3 bin sterlin kazanıyor. Avrupalı polis 8 saatten fazla çalışırlarsa mesai ücreti alıyor. Türk polisi ise hiç bir ek ücret almadan hayatını tehlikeye atarak günde 12 saat suçlu peşinde koşmak zorunda kalıyor.
Bir başka acı gerçek de 28 bin polisin görev yaptığı İstanbul'da sadece 3 bin polisin lojmandan yararlanabilmesi. Yani 25 bin polis, aldığı üç kuruş maaşla ev kirası ödüyor, çocuğunu okutmaya çalışıyor, açlığa karşı onur mücadelesi veriyor.
Türk polisinin maaşı, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında "devede kulak" kalıyor. Mesleğe yeni başlayan bir polis Türkiye'de yaklaşık 700 YTL kazanıyor. Bunun dışında hiçbir ek geliri yok. Hele hele İstanbul'da görevliyse, neredeyse açlık sınırda yaşıyor. Çünkü aldığı maaşın büyük kısmını kira olarak ödüyor.
* * *
Ne verdik, ne istiyoruz?
Eleştirilerin odak noktası polisimizin durumu içler acısı. Gerek maddi şartlar, gerekse sosyal haklar konusunda Batı ülkelerindeki meslektaşlarının çok gerisinde olan polislerden, batı standartlarında hizmet bekleniyor. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Önder Aytaç'ın yaptığı çalışma, Türk polisi ile AB üyeleri ülkelerde görev yapan polisler arasındaki büyük farkı ortaya koydu. İşte çalışmadan çarpıcı başlıklar:
MAAŞ FARKI
AB ülkelerinden İngiltere'de bir polis 1400 Pound (3360 YTL) ile 2000 Pound (4800 YTL) arasında bir maaş alırken, Türkiye'de bu durum 700 YTL ile 2000 YTL arasında değişiyor.
SENDİKAL YAPILANMA
Hollanda'da polisin sendikal yapılanması söz konusuyken, Türkiye'de polisin sendikal hakkı yok. Kendisini ancak intihar ederek ifade edebiliyor.
POLİSE GÜVEN YOK
AB ülkelerinde polis yasalarla çok sıkı koruma altına alınmışken, Türkiye'de polise güven mahkemelerde bile sanıktan sonra geliyor.
ASKERLİK
AB polisinde zorunlu askerlik gibi bir görev yok. Türkiye'de görev yapan polisin askerlik gibi bir diğer kamu hizmeti daha yapması gerekiyor.
ÇALIŞMA SAATLERİ
AB ülkelerinde polis haftada 40 saat çalışıyor. Bu süre Danimarka'da haftada 35 saate düşürüldü. Diğer AB ülkelerinde de haftada 35 saate düşürme çalışmaları var. Türkiye'de bu durum doğal olmayan biçimde 12/12, 12/24 gibi çalışma periyotları ile üst düzeyde. Bir polis memurunun fazla çalışma karşılığı olarak 470 YTL alması gerekiyor. Türk polisinin Türkiye'de güvenlik hizmeti yapan diğer güvenlik birimlerinde çalışanlarla karşılaştırıldığında maaşının durumu içler acısı.
SOSYAL İLİŞKİ YOK
AB'de polis memuru ile polis amiri arasında sosyal ilişki ileri düzeyde. Türkiye'de polis memuru amirinden genelde çok endişe duymakta ve hiç güvenmemekte. Sosyal ilişki ise neredeyse hiç yok. Amirinin ailesi ile olduğu bir ortama polis memuru ailesi ile birlikte girmek istemiyor.
İHTİSASLAŞMA ZAYIF
AB ülkelerinde polislik içinde her bir ihtisas alanında çalışacak olan polislerin görevleri 'meslek normları' ve norm kadro çerçevesinde net olarak belirlenmişken, Türkiye'de bu durum net değil.
BENZİN PARASI SINIRLI
AB ülkelerinde polis arabalarında kullanılan benzinde günlük bir sınırlama yok. Türkiye'de ise İstanbul'da bile her bir polis arabası bağlamında günlük benzin istihkakı 3,5 litre ile sınırlı.
MESLEK İÇİ EĞİTİM
AB ülkelerinde görev yapan polislerin meslek içi hizmet eğitimleri sıklıkla yapılmakta. FBI'da hizmet içi eğitim bir yıllık görevin üçte biri kadar olurken, Türk polisinde hizmet içi eğitim neredeyse hiç yok. Amirler aktif, çalışkan personelini hizmet içi kursa göndermeyi istemiyor.
TAYİN
AB'de polis nereye tayin olduysa yalnızca orada görev yapmakta ve kendi isteği dışında başka bir yere tayin edilmeksizin orada görevine devam etmekte. Türkiye'de ise sıklıkla tayin edilmekte. Genellikle bu tayinlerde sağlıklı uygulama olmadığına inanılmakta.
İKİLİ YAPILANMA
AB'de polis ve jandarma gibi ikili bir yapılanmanın yerine, ulusal güvenlik tümü ile polisin kontrolü altında. AB ülkelerinde jandarma konumunda çalışanların ya polisliğe geçmeleri ya da emekliye ayrılmaları söz konusuyken, Türkiye de jandarma gibi bir kurumun varlığı söz konusu ve statüsü korunmakta.
POLİSİN HUKUKİ STATÜSÜ
AB ülkelerinde polisin hukuki statüsü ve yetkileri yasalarla çok net bir şekilde belirlenmişken, Türkiye'de polisin hukuki statüsü sıkıntılı. Polisin yetkisi ve görevi belirsiz, net, açık ve şeffaf değil.
POLİS HAKLARI
AB ülkelerinde polisin hakları var ve bu haklar yasalarla belirlenmişken, Türkiye'de güvenlik hizmeti sunan kurumlar arasındaki doğal hiyerarşi bağlamında polisin sahipsizliği ve sürekli haksızlığı ön plana çıkmakta.
BİLGİLER SAKLIYOR
AB ülkelerinde devletin güvenlikten sorumlu kurumları arasında tam bir bütünlük halinde çalışma varken, Türkiye'de kurumlar birbirine yabancı ve birbirinden bilgi saklıyor. Gümrük, jandarma, savcılık, belediye, polis gibi her bir kurum ikili projelerle yapılan yurt dışı çalışmalarda kendilerine güvendiklerinden daha fazla yurt dışı kuruluşlara güveniyor ve bilgi paylaşımı yapıyor.
GEÇİM SIKINTISI STRESİ
AB polisinde stresin kaynağı yakın bir arkadaşının yaralanmasıyken, Türk polisinde, geçim sıkıntısı, ailesel sorunlar, amirine güven, ailesi ile görüşme ve dinlenme gibi konular.
POLİSE KORKULU BAKIŞ
AB ülkesi ülkelerde ailede çocuğa polise saygı aşılanırken, Türkiye'de "yaramazlık yapma bak seni polis amcaya veririm" yaklaşımı egemen.
SUÇLUYA TOLERANS
AB ülkelerinde suça ve suçlulara karşı "sıfır tolerans" uygulaması söz konusuyken, Türkiye'de "suçluların özgürlüğü" ilkesi ön plana çıkarılmakta.
POLİSE SAYGI YOK
AB ülkelerinde polise saygı devlete saygının ilk aşaması. Türkiye'de polise
küfür ve saygısızlık devlete baş kaldırmanın başlangıcı.
h.o.tercüman