Danıştay'ın, yüksek yargı organları mensupları ile hakimler ve savcıların
trafik suçu işlemeleri durumunda yapılacak işlemlere yönelik açıklamasında,
"Özel bir soruşturma usulüne tabi olmak, işlenmiş ve var olan bir suçu,
işlenmemiş ve yok sayma sonucu doğurmaz" denildi.
Danıştay Genel Sekreteri Suna Türkoğlu imzasıyla yapılan açıklamada, son günlerde
medyada yer alan bazı haberler ve yorumlarda, İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı
25 Şubat 2005 tarihli ve 2005/21 sayılı genelgeden hareketle, yüksek yargı oranı
mensupları ile hakim ve savcıların trafik suçu işlemeleri durumunda yapılacak
işlemlerin tam anlaşılamaması nedeniyle, sanki haklarında hiçbir işlem yapılmadığı
sonucuna varıldığı ve kamuoyunun yanlış yönlendirildiği belirtildi.
Açıklamada, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Anayasa'nın hakimlik ve savcılık
mesleği ile ilgili getirdiği kurallar ve teminat hükümleri esas alınmak suretiyle
düzenlenen 82. maddesinde, Danıştay Başkanı, başsavcı, başkanvekilleri, daire
başkanları ve üyelerinin şahsi suçlarının takibinde Yargıtay Başkanı, Cumhuriyet
Başsavcısı ve üyelerinin şahsi suçlarının takibi ile ilgili hükümlerin uygulanacağının
ve kovuşturma yapılmasının Başkanlık Kurulu'nun iznine tabi olacağının hükme
bağlandığı anımsatıldı.
Açıklamada, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 88. maddesinde, ağır
cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve
savcıların yakalanamayacakları, üzerleri ve konutlarının aranamayacağı, sorguya
çekilemeyecekleri ve bu hükme aykırı hareket eden kolluk kuvveti amir ve memurları
hakkında yetkili cumhuriyet savcılığı tarafından genel hükümlere göre doğrudan
doğruya soruşturma ve kovuşturma yapılacağının düzenlendiği belirtildi. Açıklamada
ayrıca, kanunun 93. maddesinde, hakim ve savcıların kişisel suçları hakkındaki
soruşturmanın, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en
yakın ağır ceza mahkemesi cumhuriyet savcısı ile sorgu hakimine ve son soruşturmanın
o yerin ağır ceza mahkemesine ait olduğu hükmünün yer aldığı hatırlatıldı.
ÖZEL SORUŞTURMA
Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi, Türkiye'de de hakim ve savcılara,
suç işlemeleri durumunda özel bir soruşturma usulü uygulandığı dile getirilen
açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Ancak özel bir soruşturma usulüne tabi olmak, işlenmiş ve var olan bir suçu, işlenmemiş ve yok sayma sonucunu doğurmaz. Nitekim İçişleri Bakanlığı'nın söz konusu genelgesinde, işlenmiş olan suçların cezasız geçiştirilmesi değil, trafik suçu tutanağının ne şekilde düzenleneceği ve hangi yetkili mercilere gönderileceği düzenlenmektedir.
Suçun sabit olması durumunda cezalar, hakimler ve savcılar ile yüksek yargı
mensuplarına tıpkı diğer vatandaşlara uygulandığı şekilde uygulanacaktır. Yargıtay
içtihatları da aynı doğrultuda bulunmaktadır."