İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Uğur, her bir üniversitenin
yılda yüzlerce bilimsel toplantı düzenlediğine işaret ederek, ''Farklı görüşler
var, farklı davetliler oluyor. Ama şimdiye kadar hiçbir mahkeme, kimin davet
edileceği, kimin konuşmacı olacağı konusunda görüş beyan etmeyi Türkiye'de üstlenmemiştir''
dedi.
Prof. Dr. Uğur, ev sahipliğini üstlendikleri ''İmparatorluğun Son Döneminde
Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları'' başlıklı konferansın
açılışında yaptığı konuşmaya, ''Bu toplantının, 6 aya varan sürecin son noktası
olduğunu ümit ediyoruz'' diyerek başladı.
Mayıs ayında Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Sabancı ve Bilgi üniversitelerinin
desteklediği bir sempozyum düzenlenmek istendiğini hatırlatan Prof. Dr. Uğur,
bunun bilimsel sorumluluk ve demokrasi sorunlarını odağına alan ama imparatorluğun
çöküş döneminde Osmanlı Ermenileri üzerinden bu konuyu ele almak isteyen bir
girişim olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Uğur, o dönemde kamuoyundaki ağır baskılar sonrası Boğaziçi Üniversitesi'nin
toplantıyı ertelemek durumunda kaldığını, geçtiğimiz günlerde ise hazırlıkların
tekrar yapıldığını kaydetti.
''Ancak dün başlayacağı söylenen toplantının mahkeme kararıyla Boğaziçi Ünivertesi'nde
yapılma ihtimalinin ortadan kalktığını'' dile getiren Prof. Dr. Uğur, konuşmasına
şöyle devam etti:
''Tabii mahkemedir. Kararlarını her iki üniversite saygıyla karşılıyor. Ama
en azından ciddi bilim kurumlarımız, bu tür sorunları duyduğu zaman herhalde
tüyleri diken diken oluyordur. Çünkü her bir üniversite, yılda yüzlerce bilimsel
toplantı düzenliyor. Farklı görüşler var, farklı davetliler oluyor. Ama şimdiye
kadar hiçbir mahkeme, kimin davet edileceği, kimin konuşmacı olacağı konusunda
görüş beyan etmeyi Türkiye'de üstlenmemiştir. Bilgi Üniversitesi bakımından
mesele, ifade özgürlüğü, bilimsel faaliyet özgürlüğüdür.''
UĞUR'UN KONUŞMASINA MÜDAHALE
Bu arada salonda bulunan bir kadın dinleyici, ''Özerklik yetmedi mi? Şimdi
bir de başımıza fikir özgürlüğü konusu mu çıkardınız?'' diyerek Prof. Dr. Uğur'un
konuşmasına müdahalede bulundu.
Bunun üzerine Prof. Dr. Uğur, ''hanımefendinin bilimsel edebe sonuna kadar
saygılı olacağını umut ediyorum'' dedi.
''Mesele ifade ve bilimsel faaliyet özgürlüğü olduğu için bu toplantıya salonlarını
açtıklarını'' anlatan Prof. Dr. Uğur, bunu her iki üniversite ile manevi birlik
içinde yaptıklarını bildirdi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Uğur, şunları kaydetti:
''İyi yaptığımızı düşünüyorum. Çünkü gerçekten hepimiz, bilim insanının uygarlıkla
bir sözleşmesi olduğuna inanıyoruz. Uygarlık, bilim insanından araştırmasını,
yeni bilgiler vermesini ister. Bunun karşılığında uygar toplumlar, demokratik
ortamlar, bilim ortamında yerleşik değer ve inançların, yıllandığı için geçerlilik
kazanmış kanaatlerin sorgulanmasını doğal karşılar. Herhangi bir zırh meselesi
değildir bu. Mesleğin iç mantığıdır. Bu nedenle bilimin odağı olan üniversiteler,
deyim yerindeyse buz kırandır. Esas enerjisini, birbirine ter düşen teorileri
panelistlerin çalışmasıyla verebilir. Ancak bu, tam bir özgürlük ortamında gerçekleştirilebilir.''
AYNI DİNLEYİCİDEN İKİNCİ MÜDAHALE
Bu sözleri nedeniyle salondaki aynı kadın dinleyicinin yine müdahalede bulunması
üzerine Prof. Dr. Uğur, ''İşimizin temeli tartışma ama belli usul ve belli akademik
edep içinde. Lütfen panelin parçası olun'' dedi.
''Bir bilimsel toplantı sonunda, ele alınan problemlerin nihai çözüme kavuşturulamayacağını''
da vurgulayan Prof. Dr. Uğur, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Ama önermeler, savlar ayıklanır, durulaştırılır. Esasen daha gelişkin üst
sorular sorulmaya başlanır. Yani bu panel bittiğinde, ele alınan sorunlar konusunda
'son nokta konuldu, başka sorunlara bakalım' denmeyecek. Bunu kamuoyu merakla
bekliyor, hani 'buradan doğru cevap çıksın' diye. İnşallah buradan gelişkin
sorular çıkar.''