İDDK: Sözleşmeli personel memurlara kıyasla daha sınırlı güvenceye sahiptir
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, sözleşmeli personel istihdamı ile kamu yönetiminde sınırlı da olsa bir esneklik yaratılması amaçlanmış olup, sözleşmeli personel açısından kamu hizmetinin gerekleri ile bağlantılı olarak memurlara tanınan yasal güvencelere kıyasla daha sınırlı güvencelere yer verilmiştir, dedi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesinde, belirli süreli iş sözleşmesi ile yardımcı doçent olarak görev yapan davacının, 31/08/2015 tarihinde sona eren sözleşmesinin yenilenmeyeceğine ilişkin işleme karşı açılan davada İDDK sözleşmeli personele ilişkin tespitlerde bulundu.
Memurlarla aynı işi yapsalar da memurdan faklıdırlar
Sözleşmeli personel düzenlemesi ile, kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, mali yılla sınırlı olarak sözleşmeli personel çalıştırılabileceği düzenlenmek sureti ile memuriyet statüsünden farklı bir statüye yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu suretle kamu yönetiminde sınırlı da olsa bir esneklik yaratılması amaçlanmış olup, sözleşmeli personel açısından kamu hizmetinin gerekleri ile bağlantılı olarak memurlara tanınan yasal güvencelere kıyasla daha sınırlı güvencelere yer verilmiştir.
Memurlarla aynı işi yapsalar da sözleşmeli personelin statüsü, çalıştırılma amacı, süresi, hakları ve yükümlülükleri memurlardan farklılık arz etmekte ve istihdam koşulları yönünden, idareye tanınan takdir yetkisi ölçüsünde, haklarında aynı hukuksal statüde bulunmadıkları memurlardan farklı düzenlemeler yapılması mümkün hale gelmektedir.
Sözleşme yenilemem işlemi yetki unsuru açısından iptal edilirse, sözleşme otomatikman yenilenmiş sayılmaz
İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırır. İptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerekmektedir.
Ancak uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesinin, belirli süreli hizmet sözleşmesi ile öğretim üyesi statüsünde çalışan ve sözleşmesi 31/08/2015 tarihi itibarıyla sona eren davacının görev süresinin doğrudan uzayacağı anlamına gelmemekte olup; idarenin kadro ve ihtiyaç durumu ile kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda sözleşmeyi yenileyip yenilememe konusunda sahip olduğu takdir yetkisi kapsamında yapılacak yeniden değerlendirme sonrasında sözleşmenin uzatılıp uzatılmaması konusunda yeni bir karar verileceğinden, davacı hakkında kesin ve net olarak belirli olmayan parasal hak kayıplarına ilişkin olarak sözleşmenin yenilendiği varsayımı ile doğrudan bir kabul kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/3428
Karar No: 2024/2812
İSTEMİN KONUSU:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi... Bölümünde, belirli süreli iş sözleşmesi ile yardımcı doçent olarak görev yapan davacının, 31/08/2015 tarihinde sona eren sözleşmesinin yenilenmeyeceğine ilişkin... tarih ve... sayılı işlemin iptali ile fesih tarihi ile göreve iade tarihi arasında yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
...İdare Mahkemesinin...tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; 2011 yılından itibaren birer yıllık sözleşmeler ile istihdam edilen davacı ile 31/08/2015 tarihinden itibaren sözleşme yenilenmemesine karar verildiği, yıl bazında yapılan sözleşmelerin yenilenip yenilenmeyeceği noktasında her eğitim/öğretim dönemi başında akademik program da dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı, belli bir akademik kariyere sahip olan davacının sözleşmesinin yenilenmemesi doğrultusunda kullanılan takdir yetkisinin objektif bir şekilde kullanılmadığına yönelik bilgi ve bulguya rastlanılmadığı değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/11/2017 tarih ve E:2017/4849, K:2017/7833 sayılı kararıyla;... Üniversitesi Mütevelli Heyetince... tarih ve ... sayılı toplantıda alınan 12 nolu kararla; üniversite bünyesinde çalışan 228 akademik personelin 2015-2016 eğitim öğretim yılı için (01/09/2015-31/08/2016) sözleşmelerinin yenilenmesine karar verildiği, sözleşmesi yenilenmeyen akdemik personel için de mütevelli heyetince (veya 2547 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesi uyarınca bu yetkinin usulüne uygun olarak rektöre devri halinde ise rektörce) bir karar alınması gerekirken, bu yönde alınmış bir karar bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile Danıştay Sekizinci Dairesinin bozma kararına uyularak, aynı gerekçe ile dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı; dava konusu işlem nedeni ile mahrum kalınan parasal hakların sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacının mahrum kaldığı parasal haklarının sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Sekizinci Dairesinin 04/03/2022 tarih ve E:2018/1137, K:2022/1397 sayılı kararıyla;
Temyizen incelenen kararın, davacının mahrum kaldığı parasal haklarının sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmı dışında kalan kısımlarının usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği,
Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacının özlük ve parasal haklarına ilişkin kısmı bakımından;
İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldıracağı, iptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerektiği,
Buna karşın, belirli süreli iş sözleşmelerinin yenilenmemesine ilişkin işlemlerin, yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari yargı mercilerince iptal edilmesi durumunda, yetkili idari makam ya da organ tarafından, sözleşmenin yenilenmesi veya yenilenmemesi yönünde bir karar alınması gerektiği, bu aşamada, iptal kararının hukuksal sonucu olarak yetki yönünden hukuka aykırı bulunan sözleşmenin yenilenmemesi işlemi ortadan kalmış olmakla birlikte, idare ile ilgili arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermiş olması nedeniyle ortada bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, idari yargı merci tarafından, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin esasına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığından ve belirli süreli iş sözleşmesinin süresinin sona ermiş olması nedeniyle ortada bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, bu aşamada, ilgili bakımından, kesin ve net olarak belirli olmayan parasal ve özlük hak kayıpları hakkında; sözleşmenin yenilendiği varsayımı ile doğrudan bir kabul kararı verilmesi mümkün olmadığından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,
Bu durumda; 2547 sayılı Kanunun ek 5. maddesine aykırı olarak, mütevelli heyet başkanının oluru ile tesis edilen sözleşmenin yenilenmemesine ilişkin dava konusu işlemin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi nedeniyle davacının özlük ve parasal hakları bakımından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, aksi yönde değerlendirme ile verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:... sayılı (Daire kararında sehven ...tarih ve E:..., K:...sayılı yazılmış) kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının onanmasına, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan dava konusu işlem nedeniyle, Anayasa'nın 125. maddesi gereğince, davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi eklenmek suretiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve davacının yoksun kaldığı parasal haklarının sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine yönelik ilk kararında ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, belirli iş sözleşmelerinin yenilenmeyeceğine dair işlemlerin yetki yönünden iptaline karar verilmesi durumunda, yetkili mercii tarafından belirli iş sözleşmesinin yenilenip yenilenmeyeceğine ilişkin bir karar alınması gerektiği, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davacı ile idare arasında bir sözleşme bulunmadığı, yargı kararında sözleşmenin yenilenmemesi işlemi hakkında esasa yönelik bir değerlendirme yapılmadığı ve belirli iş sözleşmesinin süresinin bittiği de açık olduğundan ortada tarafları bağlayıcı bir belirli süreli iş sözleşmesinin bulunmadığı, sözleşmenin kendiliğinden yenilendiği varsayımı ile tazmin kararı verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, Bölge İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, ısrar kararının hukuka ve usule uygun bulunduğu, davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi... Bölümünde, belirli süreli iş sözleşmesi ile yardımcı doçent olarak görev yapan davacının, 31/08/2015 tarihinde sona eren sözleşmesinin yenilenmeyeceğine ilişkin... tarih ve ... sayılı işlem tesis edilmiştir.
Bunun üzerine sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 125. maddesinin 7. fıkrasında; " İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu
'nun "Öğretim görevlileri" başlıklı 31. maddesinde, " (...) Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama usulü uygulanır. Konservatuvarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargılama hukukunun temel ilkeleri ve yerleşik yargı içtihatları gereği; idari yargı mercilerince verilen iptal kararları, geriye yürür ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırır. İptal edilen işlem hiç yapılmamış sayıldığı için ilgilinin, işlem nedeniyle uğradığı parasal ve özlük hak kayıplarının karşılanması gerekmektedir.
Buna karşın, öğretim görevlilerinin belirli süreli hizmet sözleşmelerinin yenilenmemesine ilişkin işlemlere karşı açılan davalarda; idari yargı mercilerince dava konusu işlemlerde yetki yönünden hukuka aykırılık tespit edilmesi halinde verilen iptal kararlarının hukuksal sonucu olarak tesis edilen işlemler ortadan kalkmakla birlikte; bu durum sözleşmenin doğrudan yenilenmesi sonucunu doğurmamakta, verilen iptal kararları üzerine yetkili idari makam ya da organ tarafından, sözleşmenin yenilenmesi veya yenilenmemesi yönünde yeni bir karar alınması gerekmektedir.
Davacının belirli süreli sözleşmeli öğretim üyesi statüsünde görev yapması ve dava konusu işlemin, davacının 31/08/2015 tarihi itibarıyla biten sözleşmesinin yenilenmemesi işlemi olması nedeniyle buradaki sözleşmeli personel statüsüne yönelik bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 10/03/2011 tarih ve E:2008/54, K:2011/45 sayılı kararında; Anayasa'nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, maddede sözü edilen "diğer kamu görevlileri" kavramının memurlar ve işçiler dışında, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde kamu hukuku ilişkisiyle çalışanları kapsadığı belirtilmek suretiyle, eğitim ve öğretim hizmetleri gibi Devletin yürütmekle yükümlü olduğu asli ve sürekli görevlerde çalışan sözleşmeli personelin Anayasa'nın 128. maddesinde belirtilen "diğer kamu görevlileri" kapsamında yer aldığı ifade edilmiştir.
Sözleşmeli personel düzenlemesi ile, kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, mali yılla sınırlı olarak sözleşmeli personel çalıştırılabileceği düzenlenmek sureti ile memuriyet statüsünden farklı bir statüye yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu suretle kamu yönetiminde sınırlı da olsa bir esneklik yaratılması amaçlanmış olup, sözleşmeli personel açısından kamu hizmetinin gerekleri ile bağlantılı olarak memurlara tanınan yasal güvencelere kıyasla daha sınırlı güvencelere yer verilmiştir.
Memurlarla aynı işi yapsalar da sözleşmeli personelin statüsü, çalıştırılma amacı, süresi, hakları ve yükümlülükleri memurlardan farklılık arz etmekte ve istihdam koşulları yönünden, idareye tanınan takdir yetkisi ölçüsünde, haklarında aynı hukuksal statüde bulunmadıkları memurlardan farklı düzenlemeler yapılması mümkün hale gelmektedir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin yetki unsuru yönünden hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesinin, belirli süreli hizmet sözleşmesi ile öğretim üyesi statüsünde çalışan ve sözleşmesi 31/08/2015 tarihi itibarıyla sona eren davacının görev süresinin doğrudan uzayacağı anlamına gelmemekte olup; idarenin kadro ve ihtiyaç durumu ile kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda sözleşmeyi yenileyip yenilememe konusunda sahip olduğu takdir yetkisi kapsamında yapılacak yeniden değerlendirme sonrasında sözleşmenin uzatılıp uzatılmaması konusunda yeni bir karar verileceğinden, davacı hakkında kesin ve net olarak belirli olmayan parasal hak kayıplarına ilişkin olarak sözleşmenin yenilendiği varsayımı ile doğrudan bir kabul kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, aksi yönde değerlendirme ile verilen Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması ve davacının yoksun kaldığı parasal ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu ısrar kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/11/2024 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.