Türkiye'de temel eğitim konusunda bir rapor hazırlayan OECD, imam hatip liselerinde ihtiyaç fazlası olduğunu tespit etti. OECD, "İhtiyaç fazlası imam hatiplerin imkânları diğer okullarda kullanılsın" dedi
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) "Türkiye'de temel eğitim" konusunda hazırladığı raporda, ihtiyaç fazlası imam hatiplerin imkânlarının, diğer okullar için kullanılması önerildi.
Toplantıda tartışıldı
OECD'ye bağlı 5 kişilik heyetin 1-8 Ekim arasında Ankara, İstanbul, Trabzon
ve Van'daki eğitim kurumlarında yaptıkları incelemelerin ardından hazırladıkları
rapor, dün The Marmara Oteli'nde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in katıldığı
basına kapalı toplantıyla tartışıldı.
Hükümetin isteği
Hükümetin isteğiyle hazırlanan ve finansmanını Milli Eğitim Bakanlığı'nın sağladığı
130 sayfalık raporun imam hatip liselerine değinilen 169. maddesinde şöyle denildi:
"OECD ekibinin gözlemleri imam hatip okullarının gerçek rolünün 'meslek
okulları' olarak dar sınıflandırılmasından daha geniş olduğu yolundadır. Kamu
hizmetlerinde dini konumların doldurulmasına yönelik kimseler için olan talep
bu okullara yapılan kayıttan çok daha azdır.
Sadece erkekler
Kesin rakamlar alınmamasına rağmen tahminen her yıl 3 binin altında yeni dini
eğitim görmüş kimseye ihtiyaç duyulduğu ve bu konumların sadece erkekler tarafından
doldurulduğu şeklindedir." Raporun "Öneriler" bölümünde de yine
imam hatipler konusunda şu görüşlere yer verildi: "Daha fazla ihtiyaç duyulmayan
din mesleği konusunda eğitim veren ve kapasitelerinin altında kullanılan imam
hatip liselerinin imkânlarını, artan ortaöğretim talebini karşılamak adına diğer
genel, mesleki ve teknik okullar için kullanarak bu imkânları daha verimli değerlendirin"
RAPORDA NELER VAR?
Türkiye'deki dershane sektörü OECD için büyük bir kaygı kaynağıdır. Dershanelerin
bir bölümü tam ölçekli özel eğitim kurumlarına dönüştürülmeli. MEB ve YÖK arasındaki
yasal bağlantılara rağmen, gerçekte YÖK'ün anayasadan kaynaklanan bağımsızlığı
iki kurum arasındaki iletişimi ciddi biçimde engellemektedir.
Türkiye'de kız ve erkek öğrenciler arasında eğitime erişimdeki fırsat eşitsizliği ortadan kaldırılmalı, bölgeler-kentler ve kırsal alanlar arasındaki eşitsizlikler daraltılmalı, kadınların işgücüne ve toplumsal hayatın diğer boyutlarına tam katılımı sağlanmalı.
10 yıl zorunlu...
Hükümet tarafından okullaşma oranlarındaki farklılıkların özellikle kızların katılımındaki eksikliğin ortadan kaldırılmasına öncelik verilmesi ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarma girişimi yerine 8 yıllık eğitimde kalitenin yükseltilmesine çalışılmalıdır. Hükümet, gelecek 10 yılda zorunlu eğitimi 10 yıla çıkararak, 9. ve 10. sınıflarda hem genel eğitim hem de mesleki eğitimi kapsayan bir program uygulamalıdır.
milliyet