Anasayfa

İşçilik süreleri, emekli ikramiyesinde değerlendirilir mi?

Özel işyerinde sigortalı olarak geçen süre emeklilik ikramiyesinde dikkate alınmaz

Haber Giriş : 2013-06-07T15:49, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

SORU: Kamuda gecen 5 yıllık işçi kıdem tazminatı, 30 yıl üzerinden ödenen memur emekli ikramiyesinden düşülecek midir?

CEVAP:

Öğrenilmek istenilen konuyu sorunuzla beraber izah edeceğiz. Memurluk hizmeti 30 yıldan fazla olanların daha önce işçi olarak geçen ve kıdem tazminatı almış olduğu süre 30 yıldan düşülür mü? Yoksa bu süre dikkate alınmadan 30 yıla ikramiye ödenir mi?

Özel işyerinde sigortalı olarak geçen süre emeklilik ikramiyesinde dikkate alınmaz;

2829 sayılı Kanun, sigortalı ve/veya bağ-kurlu, devlet memuru şeklinde değişik statülerde çalışmaları olanların bu çalışmalarının bütünleşmesini sağlamaktadır.

2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinde; birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanılması durumunda, sadece T.C.Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda, diğer bir ifade ile kamu işyerlerinde prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödeneceği hususu açıklanmak suretiyle İşçi olarak geçen sürelerin Özel Sektörde geçen süreleri kapsamadığını göstermektedir.

Devlet memuru emeklisi olacakların kamu işyerlerinde işçi olarak geçen sürelere şartlı olarak emekli ikramiyesi ödenmektedir.

2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesine 2008 yılında 5793 sayılı Kanunla yapılan ekleme hüküm ile, 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak geçen hizmet sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi için;

- İş sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması;

- Sözleşmeli personel olarak geçen sürelere karşılık olarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için de, hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasına uygun olarak sona ermiş olması,

Şartları getirilmiştir.

Ayrıca;

2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesine 2008 yılında 5793 sayılı Kanunla yapılan ekleme hüküm ile, her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreler, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmayacağı şartı getirilmiştir.

2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesine 5793 sayılı Kanunla yapılan eklemeler, aynı şekilde 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Madde 89 hükmüne de 6270 sayılı Kanunla eklenmiştir.

Bu değişikliklerin anlamı şudur. Devlet memuru emeklisi olacakların kamu işyerlerinde işçi olarak geçen sürelere karşılık olarak tutar almışlarsa, kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde işlerinden ayrılmışlarsa bu süreler emekli ikramiyesi ödenmesinde dikkate alınmamaktadır.

30 yıldan fazla sürelere emekli ikramiyesi ödenmemektedir.

Emeklilik ikramiyesinde 30 yıl sınırı, kamu işyerlerinde işçi olarak çalışanlar gibi en fazla ödenecek süre olarak 30 yıl esas alıınmıştır.

30 yıldan fazla ikramiye ödenmemesi, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu Madde 89 da açıklanmıştır.

Bu hükümde;

- Emekli ikramiyesini aldıktan sonra yeniden iştirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye ayrılmalarında, sadece sonradan geçen hizmetlerine karşılık emekli ikramiyesi ödeneceği, Evvelce verilmiş olan ikramiye ile sonradan geçen hizmetler için ayrıca tahakkuk ettirilecek ikramiyenin hesabına esas alınan fiili hizmet süreleri toplamının, 30 yıldan fazla olamayacağı ve evvelce 30 hizmet yılı için emekli ikramiyesi ödenmiş olanlara hiçbir şekilde ikramiye farkı ödenmeyeceği, belirtilmektedir.

Sonuç olarak;

1475 sayılı Kanuna tabi kamu işyerlerinde SSK.lı geçmiş olan 5 yıllık sürenize kıdem tazminatını almış olmanız nedeniyle, emekli olduğunuzda 30-5 = 25 yıl Devlet memuru sürenize ikramiye almanız gerekeceğini değerlenedirmekteyiz.

İlgili Kanun hükümleri;

2829 sayılı Kanun Madde 12

ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. (Ek cümle: 24/7/2008-5793/6 md.) 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak geçen hizmet sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, iş sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması; sözleşmeli personel olarak geçen sürelere karşılık olarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için de, hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasına uygun olarak sona ermiş olması şarttır.

(Değişik ikinci fıkra: 24/7/2008-5793/6 md.) Ancak, ilgililere, her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreler, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.

Ayrıca, 8 inci maddenin birinci fıkrası gereğince aylık bağlananlara, emekli oldukları son görevlerinden dolayı ilgili bulundukları sosyal güvenlik kurumu Kanunun emekli ikramiyesine veya iş kanunu kıdem tazminatına ilişkin hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 24/7/2008-5793/6 md.) Bu fıkraya göre emekli ikramiyesi ödenmesinde, birinci fıkra hükümleri de dikkate alınır.” hükmünü amirdir.

5434 sayılı Kanun Madde 89-

(Değişik: 17/1/2012-6270/1 md.)

Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.

Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir.

İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerde geçen her tam fiili hizmet yılı ile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıkları tarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarı üzerinden ve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınarak ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.

Yukarıdaki fıkralara göre verilecek emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler ile mülga 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ödenecek emeklilik ikramiyesinin hesabında bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen ve 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona eren geçmiş hizmet süreleri ve her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreleri dikkate alınmaz. Ancak, mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış olmakla birlikte, bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmetleri arasında başka bir sigortalılık hali kapsamında çalışması bulunmayanların emekli ikramiyesine esas fiili hizmet sürelerinin hesabında, 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz.

…….

Emekli ikramiyesini aldıktan sonra yeniden iştirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye ayrılmalarında, sadece sonradan geçen hizmetlerine karşılık yukarıdaki esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir. Şu kadar ki, evvelce verilmiş olan ikramiye ile sonradan geçen hizmetler için ayrıca tahakkuk ettirilecek ikramiyenin hesabına esas alınan fiili hizmet süreleri toplamı, 30 yıldan fazla olamaz ve evvelce 30 hizmet yılı için emekli ikramiyesi ödenmiş olanlara hiçbir şekilde ikramiye farkı ödenmez.

Bu Kanunun mülga 88 inci maddesi kapsamına girenlerin emekli ikramiyeleri hakkında da yukarıdaki hükümlere göre işlem yapılır.

……..”

5434 sayılı Kanun Ek Madde 82-

“(Ek: 17/4/2008-5754/75 md.)

1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanlardan;

.......................

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (21) numaralı bendinde belirtilen kamu idarelerinde aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi; anılan Kanunun geçici 4 üncü maddesine göre aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan sigortalıların emeklilik ikramiyesine ilişkin azami süre, hesap yöntemi, emekli ikramiyesinin hesabında kullanılan ödeme unsurları ile bu ödeme unsurlarına hak kazanma şartlarına ilişkin esas ve usûller, ödeme unsurlarının ikramiye hesabına esas alınan oran ve/veya miktarları dikkate alınarak ödenir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için; iş kanunlarına tabi olarak çalışmış olanların iş sözleşmelerinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması, sözleşmeli personel statüsünde çalışmış olanların ise hizmet sözleşmelerinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatı veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasını gerektirecek şekilde sona ermiş olması şarttır. Ayrıca, bu kişilerin, her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreleri, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.

……………”

SİTEMİZDE EMEKLİLİK İKRAMİYESİ KONUSUYLA İLGİLİ GENEL AÇIKLAMALARDA BULUNMUŞTUK. EMEKLİLİK İKRAMİYESİNE İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRMEMİZİ SORUNUZ İLE BİRLİKTE TEKRARLAMAKTAYIZ.

Sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklıdır.

Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim -almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta,

Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.

Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar -görev ücretleri- esas alınmamaktadır.

Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir resmi ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ oluşmaktadır.

Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabitlenmiştir. Yine görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir.

Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının,

Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz.

Ayrıca; emeklilik ikramiyesi tutarında büyük bir faydası olan ek gösterge rakamlarının da artırılması yönünde değerlendirmelerimizi yapmıştık, değerlendirmemizi tekrarlamaktayız. Bu değerlendirmemiz Devlet memurlarının büyük bir beklentisinin gündemde tutulması anlamındadır.

Bugünlerde yürürlüğe girecek Kanun ile Daire Başkanlarının ek gösterge rakamları 3000 rakamından 3600 rakamına yükseltilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda en son 1995 yılı Ocak ayından itibaren ek gösterge rakamlarında artış yapılmıştır. Hizmet Sınıfları itibariyle ve de unvan itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamları o günün şartlarında bir iyileştirme niteliğinde olmuştur.

Ancak, zaman içerisinde 5434 sayılı Kanunun Ek 70 nci maddesinde aylık ve ikramiye hesaplanmasında esas alınan oranların ek gösterge rakamlarına göre ayrıştırılması, aylık ve ikramiye tutarlarının az veya yüksek olmasını gerektirmiş ve ek göstergesi az olanlar aleyhine bir sistemi ortaya çıkarmıştır.

Aleyhte olan bu sistem içerisinde, yine zaman içerisinde bazı kadro görev ünvanları için makam tazminatı, temsil ve görev tazminatı uygulamasının getirilmesiyle beraber aradaki uçurum gittikçe açılmıştır.

Bu nedenle, Doktor, Mühendis, Mimar, Müfettiş, Öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, avukat, öğretmen, Şube Müdürü, Şef, Memur gibi kadro görev ünvanlarında görevlerini yapmakta olan memurların ve de emeklilerinin de yararlanabilecekleri bir değişikliğin yapılması faydalı olacaktır. Bu şekilde yapılan değişikliğin en önemli kalemi de Hizmet Sınıfları itibariyle belirlenen EK GÖSTERGE rakamlarında bir artış ile 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 70 de belirlenen oranlarda da bir artış yapılması, ayrıca makam tazminatı almayanlar için de makam tazminatı tespitinin yapılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.

Kariyer olarak nitelendirilen uzmanlıklarda yapılan ilk adım, sonrasında Daire Başkanları nezdinde yapılan ikinci adım, diğer ünvanlarda bulunanlara da artışların yapılması konusundaki beklentiyi hızlandırmıştır.

Temennimiz, bu konularda da Hükümetin hakkaniyetli olarak bir artış yapılası yönünde ivedilikle bir çalışma talimatını vermesi, uzunca bir süredir kamu hizmetini yürütmekte olan Devlet memurlarının beklentisini, ömrünü bu işlere vermiş olanların emekliliklerinde de insan onuruna yaraşır bir şekilde hayat sürdürmenin beklentisi olarak görmek gerektiğini düşünmekteyiz.

Memurlar.Net - Özel