Danıştay Başkanı Çetinkaya "Kamusal alanı sokağa taşıyorlar" eleştirilerine "kamusal alanı genişletmiyoruz" sözüyle yanıt verdi.
Danıştay Başkanlar Kurulu'nun "sert" sayılabilecek açıklamasından birkaç dakika sonra telefonda yakaladığımız Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, bir haftadır süren "kamusal alan" tartışmalarına verilebilecek en berrak yanıtı verdi: Kamusal alanı genişletmiyoruz. Çetinkaya'ya, Danıştay 2. Dairesi'nin, okula gidip gelirken başını örten hocanın müdür olamayacağı yolundaki kararının kamuoyunda "Kamusal alanın sokağa taşınması" olarak yorumlandığını hatırlattık. "Kamusal alanı genişletiyor musunuz" diye sorduk. Danıştay Başkanı sözü hiç dolandırmadan yanıtladı: "Böyle bir kasıt düşünülmedi." Çetinkaya sözlerine devam ettikçe, yüksek yargının "özgürlükleri kısıtlayan taraf" olarak algılanmaktan ne ölçüde rahatsız olduğunu hissetmek zor değildi: "Öyle bir niyet olamaz. Özgürlüklerin yoğun olduğu dönemde böyle bir kısıtlama düşünülemez. Özgür Türkiye'de herkes özel hayatında istediği şeyi yapar. Kimsenin özgür yaşantısına müdahale etmiyoruz." Danıştay Başkanı, Başkanlar Kurulu'nun birkaç dakika önce yayınladığı bildirinin de Danıştay 2. Dairesi'nin geçen hafta açıkladığı karar gibi yanlış yorumlara neden olmasını istemiyor. Kuşkusuz bildiri Başbakan Tayyip Erdoğan ve diğer siyasetçilerin Danıştay'a yönelik eleştirel sözleri nedeniyle yayınlandı.
POLEMİK İSTEMEYİZ
Ancak Çetinkaya kuruldaki atmosferi "tepkili" diye tanımlamıyor. "Kimseyi
karşımıza alma düşüncemiz yok. Ama yargının böyle polemiklere çekilmesine karşıyız.
Henüz bitmeyen bir süreç var. Mahkemenin bağımsızlığı ve Danıştay'ın manevi
şahsiyetini hatırlatıyoruz. İdare bir bütündür diyoruz" diyor. Başbakan
Erdoğan'ın "Danıştay değil, Diyanet karar verir" sözlerine doğrudan
yanıt vermek istemiyor Danıştay Başkanı. Peki Danıştay hükümete muhalefet cephesi
haline mi geldi? "Yakıştırma. Ankara beni 40 senedir tanır. Tesadüfen 2-3
karar aynı günlere denk geldi." Muhalefet görüntüsü? "Biz muhalefet
odağı değiliz. Muhalefet odağı gibi algılanmak da istemeyiz. Yargı, yargı işiyle
uğraşır. Hükümetlerin icraatı bizi ilgilendirmez. Biz hukuki daireler, idari
işlemlere bakarız. Anayasa'da belirlenen 3 kuvvet olarak yargı, yasama, yürütme,
birbirine alternatif değil tamamlayıcı unsurlar."
SUÇ İŞLEDİK Mİ?
Danıştay'ın dün yayınladığı bildiride, "süregelen davayla ilgili görüş
bildirmeyi" imkansız hale getiren Anayasa'nın 138'inci maddesine atıf var.
Danıştay Başkanı'na bu maddenin aslında yalnız siyasileri değil, her yorumcuyu
kapsayabileceğini hatırlatıyoruz. Örneğin biz SABAH'ta 2. Daire'nin kararını
'Sağım Solum Kamusal Alan' manşetiyle verdik. O zaman biz de suç mu işlemiş
olduk? Espriyle yanıtlıyor Çetinkaya: "Suç duyurusunda bulunma niyetimiz
yok." "138 değişmeli mi?" diye soruyoruz. Danıştay Başkanı söyle
yanıtlıyor: "Bakın yargı kararı eleştirilebilir. Bu konuda özgürlük vardır.
Nihayet karar verenler de insan; onlar da hata yapabilir. Yargılananların haklarının
da koruması için bu madde var." Ancak?.. "Ancak yargı süreci devam
ederken yapılan yorum ve açıklamalar herkesi etki altında bırakıyor. Hakimleri
de.. (Türban kararı) bütün bu seremoniden sonra tekrar mahkemeye gidecek. Mahkeme
ısrar edebilir. Süreç daha çok uzun."
sabah