Öğretmenlere ‘uzman öğretmen' ve ‘başöğretmen' unvanının verilmesini öngören Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı sonuçları açıklandı. Sınav sonucuna göre 92 bin 382 uzman, 338 başöğretmen belirlendi. Sınav sonrasında uzman öğretmenlerin maaşlarında 80, başöğretmenin maaşlarında ise 160 YTL artış olacak...
Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer yaptığı açıklamada "Kariyer sınavı her şeyden önce, çalışma barışını bozan, öğretmenler arasındaki mesleki dayanışmayı ortadan kaldıran, eğitim emekçileri arasındaki rekabeti arttırarak, aralarındaki güven ilişkisini zedeleyecek özellikler içermektedir. Ayrıca öğretmenler arasında hiyerarşi yaratmak, aynı işi yapana farklı ücret politikası uygulamak, “eşit işe eşit ücret” ilkesini ortadan kaldıracaktır." dedi.
Aynı okulda, aynı düzeydeki sınıfları okutan iki öğretmen arasındaki ücret farklılığı, telafi edilmesi güç sonuçlar yaratacağını belirten Dinçer "Veliler öğretmenleri seçerken derecesine göre hareket edecektir. Kayıt parası, zorunlu bağış gibi uygulamalar “başöğretmen” isteyenler için farklı, “uzman öğretmen” ya da “öğretmen” isteyenler için farklı olacaktır. Bu durum, farklı derecelerdeki öğretmenler için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Böylece öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenin saygınlığı öğrenci ve velilerin farklı değerlendirmeleri ile polemiğe açılacak, öğretmenlerimizin onuru büyük ölçüde zedelenecektir." dedi.
Eğitim Sen, “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği” hakkındaki eleştirilerini ise şu şekilde maddelledi:
"· Öğretmenlikteki başarının değerlendirilmesi için kullanılmakta olan
araç, yöntem ve ölçütler, başarılı olanlarla olmayanları sağlıklı biçimde ayırmaya
elverişli değildir.
· Öğrencilerin yarıştırılması yeterli görülmemiş olmalı ki, “sınav maratonu”na
öğretmenler de dahil edilmiştir.
· Seçkin nitelikler taşıdıkları varsayılan öğretmenlerin çalıştıkları okullarla
ötekiler arasında ayrım yapıldığı izlenimi, çalışma ortamında yeni huzursuzluklar
yaratacaktır.
· Öğretmenliği derecelendiren yeni yasal düzenleme, “kazanılmış haklar”ın ortadan
kaldırılması sonucunu doğuran uygulamalara yol açacaktır. Öğretmenliğin özel
bir uzmanlık mesleği olduğu, yasayla belirlenmiştir. 1739 sayılı yasanın 43.
maddesinde öğretmenlik, “...Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim
görevlerini üzerine alan özel bir uzmanlık mesleği...” olarak tanımlanmıştır.
Devlet, öğretmenliğin özel bir uzmanlık mesleği olduğunu önceden kurallaştırmıştır.
Yine devlet, öğretmenliğin gerektirdiği nitelikleri taşıdıklarını (eğitim ve
öğretim alanında uzmanlık düzeyinde yetiştirildiklerini) saptadıklarını öğretmen
olarak atamıştır. Bu duruma göre, şu anda görevde bulunan tüm öğretmenlerin
“uzman” olduklarının kabul edilmesinde yasal zorunluluk vardır. Bunun anlamı,
“uzman”lığın, tüm öğretmenler için kazanılmış hak olmasıdır. Oysa Yasada “uzmanlık”
unvanı, öğretmenlerin en çok %20'lik bölümü üzerinde bırakılmış, en az %80'inden
geri alınmıştır.
· Derecelendirme, öğretmenler arasında da çatışmalara, sürtüşmelere, huzursuzluklara
yol açacaktır.
· Derecelendirme, özellikle eğitim alanında yoğun olarak yaşanan siyasal kadrolaşmayı
daha da kolaylaştıracaktır."
Eğitim Sen Genel Başkanı Dinçer öneri olarak ise şu hususları gündeme getirdi...
"· Nitelikli öğretmen yetiştirilmesinin ilk ve belki de en etkili adımı,
yetenekli gençleri “öğretmen adaylığı”na razı etmektir. Bunun yolu ve yöntemi
bellidir: Meslek, çekici duruma getirilmelidir. Çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
Emeklilik dönemini de kapsayacak biçimde parasal olanakları artırılmalıdır.
· Öğretmenleri başka alanlarda yetişmişler arasından seçmek yerine özel olarak
yetiştirmek, eğitimin niteliğini yükseltme çabalarını başarıya ulaştırma koşullarından
bir başkasıdır. Türkiye'de öğretmen yetiştirmenin birçok türleri denenmiştir.
Sonuç olarak görülmüştür ki, öğretmen yetiştirmek üzere özel olarak açılmış
bulunan kurumları bitirenlerin meslekte gösterdikleri başarı, öteki kaynaklardan
gelenlerden daha yüksektir.
· Öğretmenlik uygulaması, yetişme döneminin önemli bir bölümünü oluşturmalıdır.
Öğretmenlik, ancak uygulama ile öğrenilebilir. Eğitim ve öğretime ilişkin kuramsal
bilgilerden öğretmenlik uygulamasında en üst düzeyde yararlanma becerisi, ancak
uygulama içinde kazanılabilir. Öğretmen yetiştiren kurumlardan uygulamaya çok
zaman ayırmış olanların daha başarılı öğretmen yetiştirmeleri beklenir. Yaşananlar,
bu beklentinin boş olmadığını göstermektedir. Uygulama çalışmalarından istenen
başarıyı elde etmenin güvencesi, öğretmen kökenli, öğretmenlik deneyimi görece
uzun olan öğretim üyelerinin denetim ve gözetiminde yapılmasıdır.
· “Öğretmen yetiştirme” konusu, özel gündemle ve düzenli aralıklarla yapılacak
eğitim kurultaylarında (şûralarda) ele alınmalı; meslek öncesi hazırlık döneminde
izlenen yöntem, gerekirse, bu kurultaylarda varılan sonuçların ışığında yeniden
belirlenmeli ya da değiştirilmelidir.
· Öğretmenler unvan yerine ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarının giderilmesini,
durumlarının iyileştirilmesini istemektedir."