Anasayfa

Meclis ile Cumhurbaşkanlığını farklı taraflar kazanırsa ne olur?

Prof. Dr. Mustafa Şentop: Meclis ile Cumhurbaşkanı arasındaki ihtilaf düşmanlığa varırsa belirlediğimiz bir çıkış yolu da var. O da Meclis'in beşte üç çoğunlukla seçimleri yenileme kararı alması ki böyle bir durumda meclis kendi seçimiyle beraber cumhurbaşkanlığını da yeniliyor- veya cumhurbaşkanının kendi seçimini ve meclisin seçimini yenileme" kararı alması

Haber Giriş : 2018-06-18T06:50, Son Güncelleme 2018-06-18T08:06

Hürriyet'ten İpke Özbey'in röportajı:

Şuradan başlayalım: Bu bir rejim değişikliği mi, sistem değişikliği mi?

Çok açık olarak hükümet sistemi değişikliği. Burada yapılan; yasama-yürütme organları arasındaki ilişkiye dair ama özellikle yürütme organının seçilme şartlarıyla ilgili bir değişiklik. Rejim değişikliğiyle kast edilen şey anayasanın temel ilkeleriyle ilgili bölümde. Biz sadece Anayasa'nın yasama ve yürütmeyi ilgilendiren kısmında değişiklik yaptık. Bu tür iddialar bence cahillikten kaynaklanıyor.

'Sistem'i yeterince anlatabildiniz mi?

Daha fazla anlatılması gerekir. Burada rejim değişikliği eleştirisiyle ilgili bir şey daha söylemek istiyorum: Teknik olarak parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçtik. Dünyadaki başkanlık sistemlerinin hepsi cumhuriyet rejimidir. Zaten cumhuriyet dışında başka bir rejimle işleyebilmesi mümkün değildir başkanlık sisteminin. Parlamenter sistemlerin ise hepsi cumhuriyet değildir. İngiltere, Hollanda, Belçika gibi önemli bir kısmı monarşidir, krallıktır. Bizim getirdiğimiz sistem cumhuriyet rejimini ilave bir garantiye kavuşturmuştur; başkanlık cumhuriyeti zorunlu kılar.

Bu sistem, Cumhurbaşkanlığını ve meclisi farklı taraflar kazanırsa da işler mi?

Bu sistem en iyi, cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olduğu bir parlamento yapısıyla işler. Parlamento yapısının farklı bir durumda olması halinde de iyi işler diyebilirim ama bu ancak sistemin yerleşmesinden sonrası için geçerli. Yani 2023, 2028... 24 Haziran seçimlerinde, Meclis'te cumhurbaşkanının siyasi partisinin çoğunlukta olması çok önemli; bir kuruluş dönemi bu. Aksi halde sistem kör topal başlar, Türkiye 7 Haziran'daki gibi yeni bir duraklama dönemine girer.

Öyleyse yerleşmesi için epey uzun bir zamana ihtiyaç var...

24 Haziran'dan sonra oluşacak parlamento sadece sistemin uygulanacağı bir ilk dönem değil, aynı zamanda sistemin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşeceği, kurucu bir dönem olacak. Bu sistemle ilgili anayasal bir değişiklik yaptık. Fakat yapılması gereken değişik sadece anayasal düzeyde değil. Uygulamaya dair bazı değişikliklerin de kanunlarla yapılması, yeni bir Meclis iç tüzüğünün hazırlanması gerekiyor. İlk 5 yıllık dönem kuruluşun tamamlanacağı dönem.

Peki; farklı taraflar kazanırsa meclis, başkanı kitleyebilir mi?

Başkanın işini zorlaştırabilir. Tabii kanunla düzenlenecek birçok alan var. Biz Cumhurbaşkanı'na kararname çıkarma yetkisi de verdik. Bu yetkiyle Cumhurbaşkanı Meclis'in kanun çıkarmasına özel olarak gerek duymadan, kararnameyle icra yetkilerini kullanabilir. Ancak Meclis, bütçe üzerinden bir engelleme yapabilir. Gerçi biz bu sistemle, bu tür ihtilafları minimize edecek mekanizmaları da kurduk. Vetodan sonra zorlaştırıcı veto dediğimiz salt çoğunlukla kanunu geçirme zorunluluğu getirdik. Cumhurbaşkanı, bütçenin vaktinde hazırlanmaması halinde geçici bütçe yapıp devam edebilecek. Tabii bu da meclis denetiminde olacak. Birbiriyle husumet içinde bulunmayan bir parlamento ve cumhurbaşkanıyla sistem iyi işler. Bu söylediklerim 24 Haziran seçimleri için değil, sistem yerleştikten sonraki dönemler için geçerli. Ancak aradaki ihtilaf düşmanlığa varırsa belirlediğimiz bir çıkış yolu da var.

Nasıl bir çıkış yolu?

Meclis'in beşte üç çoğunlukla seçimleri yenileme kararı alması -ki böyle bir durumda meclis kendi seçimiyle beraber cumhurbaşkanlığını da yeniliyor- veya cumhurbaşkanının kendi seçimini ve meclisin seçimini yenileme" kararı alması...

Hürriyet