Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'ın sorularını yanıtlayan Adil Gür, 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimleri yorumladı. "Yerel seçimlerde ittifak yapmak genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı kadar kolay değil. Yerelde ittifak kağıt üzerinde değil tabanda, gönüllerde yapılır" diyen Gür'ün açıklamaları şöyle:
Birçok seçim çalışmasında bulundunuz. Birçok siyasi araştırma yaptınız. Aday belirlemede siyasi partiler nelere dikkat etmeli?
Her seçimin kendine özgü dinamikleri var diyoruz. Yerel seçimin pek çok farklı
dinamikleri var, en önemli dinamiklerden biri ise aday ve aday etkisi. Bu etki
metropollerde yüzde 30-40 oranında iken daha küçük yerleşim merkezlerinde yüzde
60-70'lere kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle bir şehirde aday göstermeden önce
o şehrin siyasi ve sosyal haritası dikkate alınmalıdır. Sadece belediye başkanı
adayı değil varsa ilçe belediye başkan adayları hatta meclis üyeleri dahi buna
uygun olmalıdır. Seçmenin önemli bir bölümü partiye ideolojik nedenlerle oy
verse bile yerel seçimlerde bir adayın bazen yarım puanla kazanıp bir puanla
kaybettiğini dikkate alacak olursak kıyasıya yarışın olacağı bazı illerde aday
etkisi çok daha fazla hissedilecektir. 2014 yerel seçimlerine baktığımızda çok
küçük farklarla kazanılan veya kaybedilen belediyeler olduğunu biliyoruz. Ben
2019 yerel seçimlerinde kıyasıya yarışan 2014'ten daha fazla olacağını düşünüyorum.
'YEREL SEÇİMDE İTTİFAK ZATEN KOLAY DEĞİLDİ'
AK Parti-MHP seçim ittifakı gerçekleşmedi. Bu gelişmenin seçim sonuçlarına bir etkisi olacağını düşünüyor musunuz?
Yerel seçimlerde ittifak yapmak genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar
kolay değildir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir aday üzerinde uzlaşıp tek isim
üzerinde ittifak yapıyorsunuz. Milletvekili genel seçiminde ise adı her ne kadar
ittifak olsa herkes kendi partisine oy veriyor. Türkiye'de bine yakın belediye
olduğunu düşünün. Her bir belediyede belediye başkanı var belediye meclis üyeleri.
Bunu şunun için anlatıyorum, ittifak meselesi o kadar kolay bir iş değil. Kaldı
ki anayasamız da müsait değil ittifak yapmaya.
Seçim ittifaklarının yerel seçimlerde istenilen sonucu vermediğini mi söylüyorsunuz?
Bakın, 'yaşasın ittifak oluyor', 'ittifak yapan partiler silip süpürecek' demek
de yanlış veya 'ittifak olmadı, her yerde kaybediyoruz' psikolojisi de doğru
değil. Çünkü yerelde ittifak kağıt üzerinde değil tabanda, gönüllerde yapılır.
Özetle tek kişinin kazanacağı bir seçim olduğu için seçmenler seçimin en favorisi
algılanan iki aday etrafında birleşirler. Yani sandıkta ittifak kendiliğinden
olur. MHP ile ittifak olsa iyi olurdu, bu her iki partiye de katkı sunardı.
Çünkü taraflardan biri ittifak yok derken karşı tarafın ittifakı hala devam
ediyorsa bunun sonuçları mutlaka olacaktır. Ancak az önce söylediğim gibi bu
ittifak seçmen tabanında da yapılabilir.
'SEÇMEN EKONOMİDE MÜDAHALE OLDUĞUNUN FARKINDA AMA CANI DA YANIYOR'
Türkiye'de son dönemde ekonominin enstrümanları kullanılarak uluslararası siyasi operasyonlar çekiliyor. Seçmen bunun farkında mı?
Araştırmalara göre AK Parti seçmeninin büyük çoğunluğu ve MHP seçmeninin önemli
bir bölümü Türkiye'nin uluslararası müdahalelerle karşı karşıya olduğunu, hükümetin
de elinden geleni yapmaya çalıştığını düşünüyor. Dolar 4 liradan 7 lira çıktı,
sonra 5.5 liranın altına geri geldi. Fakat Türkiye'deki fırsatçılar fiyatları
7, 9-10 lira dolar kurunu baz alarak zam yaptılar. Özetle seçmen ekonomide bir
müdahalenin olduğunun farkında ama canı da yanıyor. Bu konunun detayları vatandaşa
çok iyi anlatılmalı.
Her yerel seçim öncesinde söylenir: İstanbul'u alan Türkiye'yi alır denir. İstanbul'da
yarış nasıl gidiyor?
Evet, 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır' derler, çünkü İstanbul toplam nüfusun
yüzde 20'sini barındırıyor. Türkiye'deki her 10 seçmenden 2'si İstanbul'da yaşıyor.
Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi 18 bakanlığın bütçesinden
daha büyük. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın sayılı bir metropol kentinden
bahsediyoruz. Bir de İstanbul Türkiye'nin aynası gibidir. İstanbul'u kazanamıyorsanız
zaten Türkiye'de çoğu şehri kaybetmişsiniz demektir. İstanbul'u kazanıyorsanız
Türkiye'de çoğu yerde de kazanmışsınızdır. İstanbul, Ankara ve İzmir'de kıyasıya
bir yarış olacak, her seçimde öyle oluyor. İstanbul'da AK Parti, İzmir'de CHP
nispeten daha rahat. Bu yarış olmayacak anlamına gelmemeli, kıyasıya bir yarış
olursa da şaşırmamak lazım.
'PARTİLER EN GÜÇLÜ ADAYLARINI SAHAYA SÜRECEKLER'
O zaman 3 büyük şehirde ciddi bir yarış bizi bekliyor.
Evet çok ciddi bir yarış var. Ben bu nedenle İstanbul, Ankara ve İzmir seçimlerinde
adayların yıldızlar topluluğu gibi olacağını düşünüyorum. Yarışan partiler kazanabilecekleri
en güçlü adaylarını sahaya sürecekler. Olması gereken de bu zaten. Özellikle
İstanbul AK Parti'nin gözbebeği. Sayın Cumhurbaşkanı'nın gönlünde özel bir yeri
var. Bu nedenle İstanbul AK Parti için olmazsa olmaz. En güçlü aday kimse bulup
onu koymak lazım, belki sadece kazanmak için değil daha rahat kazanmak için.
Önümüzdeki 5 yıl boyunca daha rahat yönetmek için İstanbul önemli.
AK Parti'nin İzmir'de şansı var mı?
AK Parti ile İzmir arasında bir iletişim problemi olduğunu araştırmalarda görüyorum.
Yerelde AK Parti kazanırsa İzmirliler bunun yaşam tarzlarına etkileri olacağını
düşünüyorlar. Bu da AK Parti'nin İzmir'i kazanmasını zorlaştırıyor. AK Parti
bu konuda İzmirli seçmenlerin yargılarını değiştirebilirse ve hizmet eksikliklerini
tamamlayabileceği konusunda da ikna ederse ve bu da iyi bir adayla birleşirse
yarışa ortak olunabilir diye düşünüyorum.
'ANADOLU'YU KAYBEDEN TÜRKİYE'Yİ KAZANAMIYOR'
İç Anadolu ve Karadeniz'de AK Parti hala güçlü mü?
İç Anadolu ve Karadeniz AK Parti'nin en yüksek oranda oy aldığı bölgeler. Kurulduğu
günden bu yana AK Parti bu bölgelerde Türkiye ortalamasının üzerinde oy alıyor.
Hatta ilginç bir şey söyleyeyim; Türkiye'de çok partili hayat boyunca Orta Anadolu'yu
alan Türkiye'yi kazanıyor. Bu benim çok dikkatimi çekti, yani Orta Anadolu'yu
kaybeden Türkiye'yi kazanamıyor. AK Parti, İç Anadolu ve Karadeniz'de gücünü
önemli oranda koruyor. 24 Haziran'da buralardan MHP'ye birtakım oy geçişleri
oldu. Şayet güçlü ve doğru adaylarla AK Parti bu bölgelerde yola çıkarsa buralardaki
gücünü korumaya devam edecektir.
'AK PARTİ, ADANA, HATAY GİBİ İLLERDE OLDUKÇA İDDİALI'
Sahillerde durum nedir?
AK Parti 2014'te Adana'da bir puanla, Hatay'da yarım puanla kaybetti, hatta
Mersin'de bile kazanan parti ile arasında 2-3 puanlık oy farkı vardı. Antalya'yı
kazandı, Aydın'da ciddi oy alıyor gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Özetle AK Parti
sahillerde söylendiği gibi kötü değil. Yaklaşan yerel seçimlerde Adana, Hatay
gibi illerde AK Parti oldukça iddialı. 24 Haziran seçim sonuçlarına bakarak
bunu rahatlıkla söylemek mümkün. Bu seçimde geçen seçime göre en önemli fark
şu olacak: Adana'da, Mersin'de veya Aydın'da daha önceki seçimlerde olduğu gibi
üçlü bir yarış mı olacak, yoksa seçmen kazanacak adaylar etrafında mı birleşecek
buna bakmak lazım. İşte tam da bu nedenle tabanda ittifakı sağlayacak adayları
bulup çıkarmak sahillerde çok çok önemli olacak.
'YOL YAPACAĞIM, ÇÖPLERİ TOPLAYACAĞIM DEMENİN BİR KARŞILIĞI YOK'
Aralık ayında tüm adaylar neredeyse netleşmiş olacak. Adaylara ve aday adaylarına bir tavsiyeniz var mı?
Öncelikle yapılacak seçimin bir yerel seçim olduğunu unutmayalım. Yerel yöneticiler
seçeceğiz, ülkeyi yönetecek merkezi idareciler değil. Onun için bu seçimin seçime
doğru ana temasının değiştirilmesine asla izin vermemek gerek. Adaylara gelince
günümüzde artık 'yol yapacağım, su kanalizasyon hizmetlerini getireceğim, çöpleri
toplayacağım' demenin bir karşılığı yok. Bu hizmetlerin belediyelerin asli görevi
olduğunu herkes biliyor. Vatandaşlar artık belediyelerden bu hizmetlerin dışında
şehri için, çocukları için, gelecek için daha fazla hizmet bekliyor. Yerel yönetimlerde
vatandaşa dokunmak çok önemli. Halka yakın, dürüst ve çalışkan algısı olan adaylar
her yerel seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de bir adım öne çıkacaklardır.