Mehmet BARLAS / Haberx
Hızlı Tren Gösterisi'nin bir facia ile sonuçlanmasının siyasi, idari ve teknik sorumluları istifa edip hesap vermedikçe, kamuoyu vicdanı sürekli sızlar.
"Hızlı Tren Gösterisi"nin bir facia ile sonuçlanmasının siyasi, idari
ve teknik sorumluları istifa edip hesap vermedikçe, kamuoyu vicdanı sürekli
sızlar.
Göz göre göre gelen bu kaza konusundaki uyarının yapıldığını da artık hatırlamak
durumundayız.
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr.
Aydın Erel 6 Temmuz'da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırım'ın da katıldığı 10'uncu Ulaştırma Araştırma Konferansı'nda
"Hızlandırılmış trene binmem, sevdiklerimin binmesine de izin vermem!"
diye konuşmuştu.
Prof. Dr. Erel, demiryollarının alt yapısının hızlandırılmış trenlere uygun
olmadığına dikkat çekerek şunları söylemişti: "Hız yüzünden, raylar bozulacak
ve hızlı trenler masraf çıkaracak. Rayların doğrultusu ve hat genişliği bozulacak,
yol eğrileşecek, tren yolunda çökme olacak. Önlemler acilen alınmazsa, trenin
yoldan çıkması şeklinde kazalar olacaktır. Böyle bir durumu olan trene asla
binmem!"
Prof. Dr. Erel, hızlandırılmış tren seferlerinin durdurulmasını isterken, Ulaştırma
Bakanlığı'na önerilerini şöyle sıralamıştı:
-Demiryolu hatlarımız ve bu hatlarda kullanılan lokomotif ve vagonlar acil kontrol
edilsin.
-Uygun olmayan lokomotif ve vagonlar, bu raylarda kullanılmasın, kullanılacak
taşıtlar ise sürekli denetim ve kontrol altında tutulsun.
-Yol trafiğe kapanmadan alt yapı iyileştirmesi mümkün olmadığından, alt yapının
olumsuzlukları üst yapıda uygulanacak çözümlerle azaltılsın.
Şimdi hayatını kaybedenler ortadayken, Ulaştırma Bakanlığı'nın Prof.Erel'in
uyarılarını dikkate almasının bir anlamı kalmamıştır.
Yapılacak ilk iş, soumluların istifasıdır.
haberx