Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Sanayi Odası (ASO) 2. OSB 26 yeni
fabrika ve altyapıların açılış töreninde konuştu. Erdoğan açılış öncesi MİTAŞ
fabrikasında Avrupa ülkelerine enerji nakli yapan hatların bağlantı aparatına
kaynak yaptı. Erdoğan, hükümet olarak salgın, yangın ve sel felaketleri başta
olmak üzere yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen milletin refahını artırmaya yönelik
çabaların aralıksız sürdürüldüğünü kaydetti.
Ankara'ya kazandırılan, 26 yeni fabrikanın yanı sıra 2 bin 500 kişi kapasiteli bir cami, arıtma tesisi, test merkezi, çevre analiz laboratuvarının da hizmete açıldığını bildiren Erdoğan, "Açılışını yaptığımız bu tesislerin çok önemli bir ortak özelliği bulunuyor. Bu fabrikaların tamamı salgın sürecinde yatırımlarını tamamlayarak faaliyete geçmiştir. Tüm dünyada belirsizliğin hüküm sürdüğü, tedarik zincirlerinde aksamaların olduğu, birçok ülkede ticari hayatın neredeyse durma noktasına geldiği bir dönemde Türk iş dünyası yatırımlarına hız vermiştir. Ülkemiz ekonomisine duyulan güvenin bir işareti olan bu yatırımlar için sanayicilerimizin her birine teşekkür ediyorum. Esasen bu üretim tesisleri ülkemizin gücünü ve potansiyelini göstermenin yanında salgının başından beri sürekli 'yandık, bittik, battık' diyerek, millete karamsarlık pompalayan felaket tellallarına verilmiş güzel cevaptır. Türkiye kendi ülkelerine yabancıların gözünden bakan, özgüven yoksunu kifayet sizlere rağmen ekonomide, üretimde, tarımda, ticarette başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşımaktadır. Bu başarının mimarları ise Türkiye'nin gerçek potansiyelini bilerek yatırımlarını artıran sanayicilerimiz, işadamlarımız ve onlara omuz veren emekçi kardeşlerimizdir" dedi.
"Türk sanayisinin gücünü görmek isteyenleri, sırça köşklerinden ahkam
kesmek yerine gelip burayı ziyaret etmeye davet ediyorum"
Sanayi bölgesinin temelini 2005 yılı şubat ayında bizzat kendisinin de katılımıyla atıldığını hatırlatan Erdoğan, "Türkiye'nin kapasitesini, Türk sanayisinin gücünü görmek isteyenleri, sırça köşklerinden ahkam kesmek yerine gelip burayı ziyaret etmeye davet ediyorum. Rabbimden, savunma sanayinden otomotive, elektronikten, talaşlı imalata kadar farklı alanlarda üretim yapacak bu fabrikalarımızın vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımlarımızın Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanımızı ve ekibini, OSB yönetimini, elbette iş dünyamızın babayiğitlerini canı gönülden tebrik ediyorum. Türkiye; siyaset, demokrasi, diploması yanında ekonomide de köklü bir dönüşümden geçiyor. Marshall Yardımlarından beri küresel üretim ağının çeperinde tutulan ekonomimiz uzun yıllar sonra ilk defa kendi mecrasını yine kendi gücüyle buluyor. İhracat ve sanayi başta olmak üzere tüm temel veriler Türk ekonomisinde yaşanan bu tarihi değişimi ortaya koyuyor. Dünya ekonomisinin yüze 3 küçüldüğü, küresel ticaretin yüzde 10'a yakın daraldığı 2020 yılında biz yüzde 1,8 büyüme kaydettik. Bu oranla G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık. Aynı şekilde 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7'lik büyümeyi yakaladık. İnşallah ikinci çeyreği de ciddi bir büyüme ile kapatacağız. Özellikle sanayi ve üretim tarafından güzel haberler alıyoruz. Sanayi üretimi Haziran ayı itibariyle çeyreklik bazda yüzde 41, yıllık bazda ise yüzde 24 artış gösterdi" diye konuştu.
"Haziran ayı işsizlik rakamlarında işsizlik rekor bir düşüşle yüzde
11,6 ya geriledi"
Türkiye ekonomisinin talep, üretim ve ihracat açısından dengeli bir çizgide
ilerleyerek günden güne bir girişim ekonomisine dönüştüğünü ifade eden Erdoğan,
"Ülkemizin geleceği bakımından bu değişimi en az savunma sanayinde elde ettiğimiz
tarihi başarılar kadar önemsiyoruz. Türkiye bir taraftan ayağına vurulan prangaları
parçalarken, diğer taraftan özellikle üretim ve ihracatta dünyada artık yeni
bir lige yükseliyor. Büyümeden, sanayi üretimine, ihracattan, güven endekslerine
kadar tüm göstergeler de yaşanan pozitif gelişmeler istihdama da yansımıştır.
Geçtiğimiz hafta açıklanan Haziran ayı işsizlik rakamlarında işsizlik rekor
bir düşüşle yüzde 11,6 ya geriledi. Böylece Türk ekonomisi toparlanma sürecini
geride bırakarak, atılım ve şahlanış dönemine girdiğini ispatlamış oldu. Bu
gerçeği uzun süredir ülkemize tarafgir davranan yabancı kuruluşlar da kabullenmeye
başladı. Uluslararası basında hemen her gün Türk şirketleri ile ilgili övgü
dolu haberlere rastlıyoruz. Yabancı kuruluşların ülkemize dair büyüme tahminlerini
yukarı yönlü güncellediklerini görüyoruz" dedi.
Küresel ölçekte iddiaları bulunan bir ülke olarak, güçlü ve istikrarlı ekonomik
büyüme hedeflerinden taviz vermediklerini söyleyen Erdoğan, "Ancak bunu yaparken
başkaları gibi alın terini sömürmeyi, tabiatı tahrip etmeyi de kesinlikle hoş
göremeyiz. Ülkemizi kalkındırırken, üretimimizi artırırken bunu çevreye duyarlı
bir anlayışla yapmamız gerekiyor. Çevreye zarar veren her teknoloji, hayatımızı
ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın namlusu insana dönmüş bir silahtan başka
bir şey değildir. İçinde bulunduğumuz ekosistemi tahrip eden her adımın sonu
felakettir. Bunun için vahşi büyüme yerine her alanda merhametli büyüme prensibini
gözetmemiz gerektiğine inanıyorum. İnsanlık olarak birçok şeyin en iyisini üretebiliriz
ama tabiatta sahip olduğumuz değerleri bir kez kaybettik mi bir daha yerine
yenisini koyamayız. Şiddetli hava olayları ve son dönemde yaşadığımız yangın,
sel, müsilaj gibi afetler ülkemizi nasıl bir tehlikenin beklediğini açıkça gösteriyor.
Karbon ayak izimizin iklim dengesi üzerinde sebep olduğu etkileri ve bunun acı
sonuçlarını hep birlikte hissediyoruz. Büyük yangınların çıkışını tetikleyen,
sıcak hava dalgalarına yol açan karbon salınımını azaltma noktasında herkese
düşen görevler bulunuyor. Bu nedenle sanayimiz başta olmak üzere tüm ekonomimizin
yeşile ve çevreye saygılı bir dönüşüm içinde olması şarttır. Dijitalleşme, yapay
zeka ve yeşil büyüme gibi konulara daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor. Milli
teknoloji hamlemizle bu bakımdan zaten önemli bir başlangıç yapmıştık. Önümüzdeki
dönemde yeşil ekonominin gerisinde kalmamak için ilave tedbirleri hayata geçireceğiz.
Bu süreçte özellikle imalat sanayimizi destekleyecek adımlar atacağız" diye
konuştu.
Ankara'nın Türkiye'nin en önemli üretim üslerinden biri haline geldiğine dikkat
çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'nın 19 yılda ihracatını 5 kattan fazla artırarak
8 milyar dolara ulaştırdığını bildirdi. Erdoğan, "Tüm bu başarılara rağmen
Ankara'nın sahip olduğu sanayi ve teknoloji potansiyelini göz önüne aldığımızda
bu rakamları yeterli bulmuyoruz elbirliği ve eşgüdüm içinde çalışarak, Ankara
sanayisini hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor. Bunun için sizlerden, muhalefetin
sahte gündemleri yerine asıl gündemimiz olan üretime, ihracata, yatırıma, inovasyona
odaklanmanızı bekliyorum. Ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri için bilhassa
sanayi ve teknolojide topyekün bir seferberliğe ihtiyacımız var. Savunma sanayinde
yakaladığımız üst düzey başarıyı diğer sektörlerimize de taşımamız önemlidir.
Unutmayın Türkiye yatırım yapanlar hem kazanacak, hem de kazandıracaktır. Bu
noktada siz sanayici kardeşlerime güveniyorum" diye konuştu.
Yaşanan sel, yangın afetlerinin izahı adeta mümkün olmayan felaketler olduğunu
kaydeden Erdoğan, "Bizim kurulu bir AFAD'ımız var. AFAD'ın kuruluş sebebi
tüm bu afetlerde herkesin ortaya çıkıp para toplaması değil. Böyle bir kuruluşumuz
var. Nasıl Kızılay belli zamanlara oraya ulaşıyor. Birileri bunu fırsata dönüştürmesin
diye var AFAD. Tüm bu felaketlerle ilgili açılan hesaba iş adamlarımızın desteklerini
bekliyoruz. Antalya, Alanya, Manavgat'ta konutlar yükselmeye başladı. Muğla'da
ilçelerde konutlar başladı. Hedefimiz bir yıl içinde bu konutları bitirmek"
dedi.
Açılış törenine Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti milletvekilleri Zeynep Yıldız, Asuman Erdoğan, Lütfiye Selva Çam, Diyanet İşleri Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve çok sayıda davetli katıldı.