Anasayfa

Taşeron Tazminatı Tartışması: Arabuluculukla Ödenen Para Geri Alınır mı?

Belediyede şirket personeli pozisyonunda çalışmak için istifa eden ve ertesi gün sözleşmeli personel olarak istihdam edilen taşeron işçilere arabuluculuk müessesi yoluyla 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesine aykırı olarak kıdem tazminatı ödenmesinde mevzuata aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Haber Giriş : 2025-07-28T00:10, Son Güncelleme 2025-07-18T09:36
Taşeron İşçilere Arabuluculuk Sonucu Yapılan Kıdem Tazminatı Ödenmesinde Kamu Görevlileri Açısından Kamu Zararının Tazmini Mümkün mü?

Belediyede şirket personeli pozisyonunda çalışmak için istifa eden ve ertesi gün sözleşmeli personel olarak istihdam edilen taşeron işçilere arabuluculuk müessesi yoluyla 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesine aykırı olarak kıdem tazminatı ödenmesinde mevzuata aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Sayıştay Temyiz Kuruluna intikal eden 220 sayılı İlamın 9'uncu maddesi ile; ... Büyükşehir Belediyesinde 2013 ve öncesi yıllarda sözleşmeli personel pozisyonunda çalışmak için istifa eden ve ertesi gün sözleşmeli personel olarak istihdam edilen taşeron işçilere arabuluculuk müessesi yoluyla 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesine aykırı olarak kıdem tazminatı ödenmesi sonucu oluşan kamu zararının arabuluculuk faaliyetinde idareyi temsilen anlaşma yapan komisyon üyeleri, müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmiştir.

Somut olayda, ... Büyükşehir Belediyesi şirketi olan ... A.Ş. bünyesinde şirket personeli olarak 14.02.2005 tarihinden 15.05.2012 tarihine kadar çalışan işçilerin istifa ederek görevinden ayrılmaları nedeniyle iş akitleri feshedilmiş ve bu işçiler feshin ertesi günü 5393 sayılı Kanunun 49'uncu maddesi uyarınca Belediyenin sözleşmeli personel kadrolarına geçirilerek çalışmaya başlamışlardır. Sonraki yıllarda da memur kadrosuna alınmışlardır.

Aynı şekilde bu süreçlerden geçip 2015 yılı itibariyle Belediyede memur olarak görev yapan (davacı işçi) ..., iş akdinin işveren (...A.Ş.) tarafından haksız yere feshedildiğini beyan ederek tarafına 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve diğer işçilik haklarının ödenmesi talebiyle şirkete ve Belediyeye (davalılara) karşı ... 2. İş Mahkemesi nezdinde 08.01.2015 tarihinde alacak davası açmış olup, Mahkemenin Esas no:..., Karar no:..., ... tarihli Kararında; "davacının, iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olmaması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacağı, anılan tazminat miktarları ve yıllık izin ücreti alacağının da bilirkişi Av. . tarafından düzenlenip oluşa uygun bulunan 13/07/2015 tarihli raporda belirtildiği gibi her biri net olarak ... TL kıdem tazminatı, ... TL ihbar tazminatı ve ... TL yıllık izin ücreti alacağı bulunup, bu miktarlarla sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." denilerek, davacı memur lehine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ödenmesine hükmedilmiştir.

İş akdi sona erdirilen diğer işçiler de durumdan haberdar olunca kıdem-ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının taraflarına ödenmesi talebiyle dava açmadan önce arabulucuya başvurmuş olup, Belediye Başkanlığınca üst yönetici tarafından görevlendirilen komisyon marifetiyle bu konuda arabuluculuk süreci yürütülmüş ve sürecin sonunda taraflar anlaşmaya vararak işçi alacakları hususunda mutabık kalınan tutarlar Belediye bütçesinden ilgili kişilere ödenmiştir.


7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (İMK'nın) 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 3'üncü maddesinde;

"(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." denilmektedir.

07.06.2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1'inci maddesinde;
"(1) Bu Kanunun amacı, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Şu kadar ki, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir."

"Arabulucuya başvuru" başlıklı 13'üncü maddesinde;

"(1) Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir."

"Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" başlıklı 15'inci maddesinde;

"(8) (Ek: 12/10/2017-7036/22 md.) Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil eder. Komisyon, arabuluculuk müzakereleri sonunda gerekçeli bir rapor düzenler ve beş yıl boyunca saklar.

(9) (Ek: 12/10/2017-7036/22 md.) Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak Devlet aleyhine açılabilir. Devlet ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan üyelere ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.

(10) (Ek: 12/10/2017-7036/22 md.) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." denilmektedir.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nde;

"İdarenin temsili" başlıklı 18'inci maddesinde;

"(1) Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil eder. Hukuk biriminin veya kurum avukatının olmadığı hallerde komisyon üyelerinin tamamı üst yönetici tarafından belirlenir. Yedek komisyon üyeleri de aynı usule seçilir. Komisyon kendisini vekil ile temsil ettiremez.

.

(5) Belirlenen komisyon üyeleri arabuluculuk sürecinde karar alma konusunda tam yetkilidir.

.

(7) Komisyon üyeleri, bu madde kapsamındaki görevleri uyarınca aldıkları kararlar ve yaptıkları işlemler nedeniyle görevinin gereklerine aykırı davrandıklarının mahkeme kararıyla tespit edilmesi dışında, mali ve idari yönden sorumlu tutulamazlar.

(8) Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak Devlet aleyhine açılabilir. Devlet ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan üyelere ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.

(9) Devlet aleyhine tazminat davası açılması halinde mahkeme ilgili komisyon üyelerine davayı re'sen ihbar eder.

.

(12) İdarelerin taraf olduğu özel hukuk uyuşmazlıklarında, arabuluculuk sürecinde idarenin temsili, anlaşma belgesinin düzenlenmesi ve diğer hususlarda 7036 sayılı Kanun ile bu Yönetmelik hükümleri uygulanır." denilmektedir.

Somut olayda; Belediyenin (4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 62'nci maddesine göre) istihdam ettiği işçilerle 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine ve iş sözleşmelerine göre Belediye'den talep ettiği kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer işçilik haklarına dair talepleri hususunda yaşadığı uyuşmazlığın, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu görülmektedir.

Belediyenin istihdam ettiği işçiler ile işçi alacağı hususunda yaşadığı söz konusu uyuşmazlığı, ... 2. İş Mahkemesinin birebir aynı özellikteki olay için verdiği emsal kararı göz önünde bulundurularak 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve ilgili Yönetmeliğin hükümleri çerçevesinde dava açılmadan önce arabulucu nezdinde yürütülen arabuluculuk faaliyetleri sonucunda mevcut mahkeme kararına uygun olarak anlaşmaya varmak suretiyle çözüme kavuşturduğu anlaşıldığından, yapılan işlemde ve arabuluculuk faaliyeti neticesinde imzalanan anlaşma tutanağına istinaden mutabık kalınan işçi alacaklarının ödenmesinde mevzuata aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Bu itibarla; sorumluların temyiz istemi kabul edilerek, 220 sayılı İlamın 9'uncu maddesi ile verilen ... TL'nin tazminine dair hükmün 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 55'inci maddesinin 7'nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA karar verilmiştir.

Sonuç olarak; dolayısı ile yargılama süreçlerinde önemli bir işlev gören arabuluculuk müessesesi yolu ile ortaya çıkan sonuçların gereğinin yerine getirilmesinde görev alan kamu görevlilerinin, yasal ve idari düzenlemelere uygun davranmaları karşısında sorumluluk yüklenilmesinde daha dikkatli ve titiz davranılması, varsa süreçte kurum menfaatlerini ve hazine zararına konu eylemlerinin kesin, şüpheden uzak ve somut delillerle ortay konulması durumunda işlem başlatılması daha isabetli ve adil bir yaklaşım olacaktır.

Memurlar.Net - Özel