Sayıştay Başkanlığı tarafından olağan kamu idaresi denetim raporlarının 2024 yılı dönemine ait olanları ilgili idarenin web sayfası üzerinden kamuoyu erişimine açılmıştır.
Pamukkale Üniversitesi denetim raporu incelendiğinde, ilgili idarenin 2022-2024 yılları arasında işçilerle yapılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olarak üniversite aleyhine 400 adet alacak davası açıldığı tespit edilmiştir.
Söz konusu davaların büyük bölümünün üniversite hastanesinde çalışan işçi statüsündeki personelin alacaklarından kaynaklandığı görülmüştür. 97,87 TL işçi alacağı için 3.680,27 TL yargılama gideri ödendiği denetim raporlarında üzücü bir şekilde yansıtılmıştır. Ayrıca Sayıştay Başkanlığı, 2024 yılında üniversitede toplam 1416 işçi çalıştığını, idarenin neredeyse bu işçilerin %30'u ile davalık olduğunu belirtmiştir.
Sayıştay Başkanlığı tarafından üniversitelere gereken uyarılar yapılmasına rağmen, önceki yıllarda olduğu gibi açılan dava sayısının devam ettiği de raporlanmıştır.
İŞTE DENETİM RAPORU!
BULGU 4: Toplu İş Sözleşmelerinden Kaynaklanan Dava Sayısının Fazlalığı ve Bu Durumun Üniversiteye İlave Mali Yük Getirmesi
Son üç (2022-2024) yılda toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan yaklaşık 400 adet alacak davası açıldığı, bu davalardan sonuçlananların tamamına yakınının Üniversite aleyhine sonuçlandığı, bir kısmı önlenebilir olan bu davalar için esas borç tutarına ek olarak önemli tutarlarda vekalet ücreti, bilirkişi ücreti, icra masrafı, faiz ve diğer masraflar ödenmek durumunda kalındığı görülmüştür. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 8 inci maddesinde; her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılmasından, kayıp ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.
Büyük bölümü Üniversite Hastanesinde çalışan 4D işçilerin toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarıyla ilgili en küçük tereddüt yaşandığında veya nakit yetersizliğinden dolayı kısa süreli gecikme durumlarında, sendika avukatları devreye girerek işçilerin vekaletini aldıkarı ve dava yoluna gittikleri, yönetimin de bu durumu engellemek için her hangi bir tedbir almadığı anlaşılmaktadır. Açılan davaların tamamına yakınının İdare aleyhine sonuçlanmış olması, bu davaların önemli bir kısmının uzlaşma yoluyla önlenebilir olduğunu ortaya koymaktadır.
Aynı şekilde idari yargıda da belirtilen dönemde Üniversite aleyhine farklı konularda toplam 373 adet alacak ve iptal davası açıldığı ve idari yargıda açılan dava sayısının da fazlalığı dikkat çekici olduğu, bu davaların bir kısmının yargıya gidilmeden çözüme kavuşturulmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir 2024 yılında Üniversitede toplam 1416 işçi çalışmakta olup, neredeyse bu işçilerin %30'u idare ile davalık durumuna düşürülmüştür. Açılan dava sayısının çokluğu nedeniyle; bir taraftan Üniversite Hukuk Müşavirliği ve Yargının iş yükünün önemli düzeyde artmasına, diğer taraftan önlenebilir durumdaki vekalet ücreti, bilirkişi ücreti, icra masrafı, faiz ve benzeri ilave ödemelerin yapılmasına sebep olunarak; kaynakların ekonomik ve verimli kullanımı, kayıp ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınması hususunda yeteri kadar etkili olunamamıştır.
İşçilerin toplu sözleşmeden kaynaklanan alacaklarıyla ilgili yaşadıkları en küçük tereddütte, üyesi oldukları sendika avukatlarından destek alarak doğrudan yargıya gitmeleri ve İdare tarafından da bu konuda her hangi bir tedbir alınmaması nedeniyle, açılan davaların aynı seyirde devam edeceği ve bunun sonucunda; bir tarafta yargının ve Hukuk Müşavirliğinin iş yükünü artırmaya, diğer taraftan Üniversite için önemli bir mali külfet olmaya devam edecektir. Örnek olması bakımından sonuçlanan işçi alacak davalarından 10 adedi seçilerek, bu davalarla ilgili Üniversitenin yapmış olduğu masraflar aşağıda değerlendirilmiştir
Tablodan da anlaşılacağı üzere, örnek olarak verilen 10 işçiyle ilgili toplam 256.133,99 TL işçi alacağına karşılık 91.757,68 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti, 56.793,27 TL icra masrafı ve vekalet ücreti, 157.534,00 TL faiz olmak üzere toplam 306.084,95 TL gider yapılmıştır. Borcun %119'u kadar masraf yapılmıştır. 5018 sayılı Kanun uyarınca, kamu idarelerinin kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanımı, kaynakların kayıp ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınması hususunda yetki ve sorumlulukları bulunmaktadır.
Bu kapsamda, işçi ve işveren ilişkilerinden kaynaklanan her ihtilaflı durumda dava yoluna gidilmemesi için Üniversite tarafından gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç bulunduğu değerlendirilmektedir. Diğer yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28 inci maddesinde var olan "konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili için icraya gidilmeden önce idareye başvuruda bulunma zorunluluğu" adli yargı davaları için de uygulanması hususunda yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Tablodan da görüleceği üzere, toplam 256.133,99 TL tutarındaki işçi alacağı için böyle bir düzenleme yapılmış olsaydı toplam 56.793,27 TL icra masrafı ödenmemiş olacaktı.
Üç yılda açılan dava sayısının (400 adet) çokluğu düşünüldüğünde, bu kapsamda yapılacak harcama önemli büyüklüğe ulaşacaktır. Kamu İdaresi cevabında, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan davaların kaybedilmesi ve bu davalar için Kurumun yüksek bedeller ödemek durumunda kalması nedeniyle 2024 yılından itibaren işçi ödemelerinde hassasiyet gösterildiği, 2024 yılında açılan davaların büyük bir bölümünün de arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanarak ödeme yoluna gidildiği ifade edilmektedir. Verilen cevapta, yaşanan olumsuzlukların daha fazla sürdürülmemesi için 2024 yılından itibaren bazı tedbirlerin alındığı ifade edilmekle ise de, atılan bu adım mevcut durumu ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca, gerekli tedbirler alındığı belirtilse de, diğer yıllar gibi 2024 yılında açılan dava sayısı aynı şekilde devam etmiştir.
Sonuç itibariyle; işçi ve işveren ilişkilerinden kaynaklanan yükümlülüklerle ilgili ihtilaflı her durumda sendika avukatlarının devreye girerek doğrudan yargıya gidilmesi ve bu konuda Yönetim tarafından her hangi bir tedbir almaması nedeniyle; yargı yerlerinin ve kurum personelinin iş yükünün gereksiz yere artışına, esas borçtan daha fazla yargı masrafı ödenerek bütçeye ilave yük getirilmesine yol açtığı ve bu şekilde kamu idaresi yönetimince kamu kaynaklarının verimli kullanılmadığı, kayıp ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmadığı değerlendirilmiştir