Anasayfa

Bakan Memişoğlu: Türkiye, GETAT'ta referans ülke olacak

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile yürütülen görüşmeler sonucunda, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) alanında DSÖ İşbirliği Merkezi'nin Türkiye'de açılması için resmi süreci başlattıklarını belirterek "Bu adım, ülkemizin geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanındaki uluslararası rolünü daha da güçlendirecek, Türkiye'yi bu alanda bir bölgesel merkez haline getirecektir." dedi.

Haber Giriş : 2025-10-03T17:41, Son Güncelleme 2025-10-03T17:46

Memişoğlu, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı ve USHAŞ organizasyonu ile DSÖ işbirliğiyle İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi'nin açılışındaki konuşmasında, sağlığın yalnızca hastalıkların tedavisi değil, bireyin, toplumun ve çevrenin bir bütün olarak korunması, geliştirilmesi ve geleceğe taşınması olduğunu söyledi.

Bu yaklaşımın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonunun sağlık alanındaki karşılığı olan Sağlıklı Türkiye Yüzyılı vizyonunun özünü yansıttığını belirten Memişoğlu, "Geleneksel ve tamamlayıcı tıp insan odaklı ve bütüncül bir anlayışla ele alıyor, koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modelimizle tam bir bütünlük kuruyoruz." diye konuştu.

Memişoğlu, Anadolu'nun binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını, şifa sanatının, bilimin ve merhametin merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak "Kayseri'de Gevher Nesibe Sultan'ın öncülüğünde kurulan Darüşşifa, yalnızca bir hastane değil, hem tıp eğitiminin hem de hasta bakımının aynı çatı altında buluştuğu, insanı merkeze alan anlayışın en güçlü örneklerinden biridir. Bu köklü miras bizlere, sağlığın sadece hastalıkları iyileştirmekten ibaret olmadığını, korunması, geliştirilmesi ve geleceğe taşınması gereken bütüncül bir emanet olduğunu hatırlatmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

- "Dünyada da referans alınabilecek standartları hayata geçirmeyi hedefliyoruz"

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği'yle güçlü bir yasal çerçeve kazandırdıklarının altını çizen Memişoğlu, bilimsel temele dayalı, modern tıp ile entegre uygulamalar geliştirmek amacıyla TÜSEB bünyesinde Türkiye GETAT Enstitüsünü kurduklarını anlattı.

Memişoğlu, "Bugün geldiğimiz noktada 84 GETAT Uygulama Merkezi, 2 bin 160 uygulama ünitesi, 26 bini aşkın sertifikalı sağlık çalışanlarımızla akupunktur, fitoterapi, mezoterapi, kupa terapisi, hipnoz, apiterapi, refleksoloji, osteopati ve müzikterapi dahil 15 farklı yöntemi etik ve bilimsel standartlar çerçevesinde vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz. Ayrıca aile hekimlerimizin sertifika almaları halinde akupunktur ve fitoterapi gibi uygulamaları doğrudan yapabilmelerini sağlayarak, bu hizmetlerin vatandaşımıza en yakın noktadan güvenli ve erişilebilir şekilde sunulmasının önünü açtık." ifadelerini kullandı.

Bugün itibarıyla 38 aile hekimliği biriminin sertifikalarını alarak yetkinliğe sahip olduğunu aktaran Memişoğlu, şöyle devam etti:

"Böylece hem kayıtlı ve izlenebilir bu uygulamaları yaygınlaştırıyor hem de vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına hızlı ve etkili çözümler sunuyoruz. Amacımız geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının etkinliğini ve güvenilirliğini, kanıta dayalı bilimsel araştırmalarla desteklemek, ulusal ölçekte klinik rehberler hazırlamak, saha araştırmaları yürütmek ve güçlü veri tabanları oluşturmaktır. Bu sayede yalnızca ülkemizde değil, bölgemizde ve dünyada da referans alınabilecek standartları hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda uluslararası akreditasyona sahip test ve analiz laboratuvarlarını hayata geçirerek tıbbi ürünlerin kalite, güvenlik ve etkileşim profillerini bilimsel temellere dayandırıyoruz."

Memişoğlu, hekimler ve sağlık çalışanları için eğitim ve sertifikasyon süreçlerini güçlendirdiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Tıp fakültelerimizde geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın müfredata dahil edilmesi için gerekli adımları atmış bulunuyoruz. Bunun yanında, toplum sağlığını koruyan ve geliştiren politikalarla GETAT uygulamalarını bütünleştiriyor, sağlık turizmi ve kültürel miras rotaları ile Anadolu tıbbını uluslararası düzeyde görünür kılmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalarımızı yalnızca ulusal ölçekte değil, küresel düzeyde de geliştirmek için DSÖ başta olmak üzere farklı ülkelerin enstitüleriyle iş birliklerimizi artırıyoruz. DSÖ ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda, GETAT alanında bir DSÖ İşbirliği Merkezinin Türkiye'de açılması için resmi süreci başlattık. Bu adım, ülkemizin geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanındaki uluslararası rolünü daha da güçlendirecek, Türkiye'yi bu alanda bir bölgesel merkez haline getirecektir."

Memişoğlu, kongrenin sadece bilimsel bir bilgi paylaşım zemini olmadığını belirterek, aynı zamanda uluslararası işbirliklerinin, ortak araştırmaların ve karşılıklı deneyimlerin filizleneceği bir buluşma noktası olduğunu kaydetti.

Dünyanın farklı ülkelerinden sağlık alanında söz sahibi değerli bakanların ve bilim insanlarının bulunmasının kongreyi yalnızca Türkiye için değil, insanlığın ortak geleceği için de anlamlı bir platforma dönüştürdüğünü dile getiren Memişoğlu, kongrede paylaşılan vizyonun bir sağlık politikasından çok daha fazlası olduğunun altını çizdi.

Memişoğlu, "Bu vizyon Sağlıklı Türkiye Yüzyılı hedefimizin ve koruyan, geliştiren, üreten sağlık modelimizin insanlığın ortak geleceğine sunduğu güçlü bir katkıdır. Çünkü geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın gerçek gücü, milletin yüzyıllar boyunca geliştirdiği bilgi ve tecrübeyi, modern bilimin ışığında insanlığın hizmetine sunabilmesinde yatmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Şifa yalnızca ilaçla değil, kalpten kalbe kurulan köprülerle de taşınır"

Memişoğlu, kongrede insanlığa şifa sunan yolları konuşurken, Gazze'de yaşanan büyük insani trajediyi de göz ardı edemeyeceklerini dile getirdi.

En temel hak olan yaşam hakkının ihlal edildiği, hastanelerin ve sağlık çalışanlarının hedef alındığı, ilaç ve tedaviye erişimin engellendiği bu tablonun yalnızca bölgenin değil, insanlığın ortak vicdanını derinden yaraladığını vurgulayan Memişoğlu, şunları kaydetti:

"Bakın, bu elimde tuttuğum küçük kağıttan gemi belki kırılgan, belki zayıf görünüyor ama aslında içinde bir çocuğun yaşama hakkını, bir annenin duasını, bir insanlığın vicdanını taşıyor. Bu gemi, sadece Gazze'ye değil, hepimizin yüreğine sesleniyor. Çocuklar ölmesin, sağlık hakkı engellenmesin, insanlık onuruyla yaşasın. Biz inanıyoruz ki şifa yalnızca ilaçla değil, kalpten kalbe kurulan köprülerle de taşınır. Bu küçük gemi, Gazze'ye uzanan merhametin, dayanışmanın ve insanlık onurunun sembolüdür. Diliyorum ki bu gemi, Gazze'nin karanlık sularına ışık taşısın, yaralı kalplere umut, çocuklara yarın olsun."

Programa ayrıca, DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da video mesaj gönderdi.

Programda, Sağlıklı Türkiye Yüzyılı'nda bütüncül tıp yaklaşımıyla sağlık hizmet sunumuna katkı yapan hastane yöneticileri ve hastanelerinin geleneksel ve tamamlayıcı tıp birimi hekimlerine teşekkür belgesi verildi.

Aile fotoğrafının çekinilmesinin ardından Bakan Memişoğlu ve beraberindekiler kongredeki stant ve sergi alanını gezdi.

Programa Azerbaycan, Bulgaristan, Moğolistan, Suriye ve Gürcistan'dan sağlık bakanlığı yetkilileri, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Sağlık Bakanı yardımcıları, milletvekilleri ile İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner ve çok sayıda kişi katıldı.

31 ülkeden yaklaşık 1700 katılımcının yer aldığı kongre, 3 gün sürecek.???????

Anadolu Ajansı