TBMM'de "Küresel ve Bölgesel Değişimlerin Işığında Türkiye'de Milli Güvenlik
Mimarisinin Yeniden Düşünülmesi" Programı düzenlendi. Meclis Tören Salonu'nda
gerçekleşen programa konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Ekonomiden siyasete,
tarımdan sosyal hayata kadar, her alanda çok köklü değişimlerin yaşandığı bir
sürecin içerisindeyiz. Her gün hemen hemen insan hayatını her yönleriyle ilgilendiren
konularda büyük değişimleri, büyük alt üst oluşları yaşıyoruz. Gıda güvenliğinden
enerji güvenliğine kadar, küresel göç dalgalarından iklim değişikliklerine kadar
bütün karşılaştığımız bu durumların hepsinin çok katmanlı ve çok yönlü süreçler
olduğunu farkındayız. Bu değişimler sadece bir ülkeyi, sadece bir bölgeyi, sadece
bir coğrafyayı etkilemiyor. Dünyanın hemen hemen her yerini etkiliyor ve hiçbir
bir ülkenin elindeki güç, potansiyel ne olursa olsun bu değişimlerden kendisini
uzakta tutabilmesi, mümkün değil. Öncelikle bizim güvenlik mimariyle ilgili
değişim süreçlerinde anlamamız için bu çok yönlü, çok katmanlı süreçlerin farkına
varmak ve buna göre tedbirler değiştirmemiz gerektiği ortadadır" ifadelerini
kullandı.
"Türkiye'nin sahip olduğu bölgesel barış, küresel adalet perspektifidir"
Türkiye'nin demokratik olgunluğu, devlet tecrübesi ve bölgesel gelişmelere karşı ortaya koyduğu proaktif yaklaşımlarla hareket eden bir ülke olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu değişimlerin içerisinde göz ardı etmemiz gereken bir başka husus ise; Türkiye'nin sahip olduğu bölgesel barış, küresel adalet perspektifidir. Türkiye, bölgedeki bütün çatışmaların durdurulabileceği ya da en azından tehir edilebileceğine inanmaktadır ve bunun için de aktörlerin tamamıyla irtibatını sürdürerek yoluna devam etmektedir. Örneğin hala bir uzlaşma ihtimali bulunan Rusya ve Ukrayna arasındaki krizde Türkiye'nin takındığı tavırdır" dedi.
"Türkiye, Türkiye'den ibaret değildir"
Türkiye'nin Filistin davasına her zaman destek verdiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Türkiye'nin çabaları sayesinde Filistin davasının uluslararası platformalarda konuşulduğunu ve sonuç alındığını dile getirdi. Kurtulmuş, milli güvenlik meselesinin yalnızca silahlı kuvvetlere bırakılamayacağını vurgulayarak, "Türkiye kültürel gücünü özellikle kültürel diplomasi araçları vasıtasıyla yumuşak gücünü dünyanın dört bir tarafında hayata geçirmek için yükümlü hissetmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bugün Türkiye'nin, 'Sadece Türkiye'den ibaret olmadığını söylemek' ütopik bir hayal değildir. Sudan'dan, Libya'dan, Mısır'dan, Filistin'den, Moro, Hindistan, Pakistan, Asya, Balkanlar, Kafkaslar, Afrika'da insanlar; ortak kültürün, ortak medeniyetin, ortak geçmişin çizgisini takip ederek ufukta Türkiye'nin sözünü ve görüntüsünü beklemektedir. Bunun bize ne kadar büyük bir tarihi sorumluluk yüklediğinin de farkındayız. İnşallah bütün bunları kullanarak hem diplomasi alanında hareket edeceğiz hem de diplomasi kurumlarımız vasıtasıyla Asya, Afrika ve Uzak Doğu'daki insanların gönlüne dokunabilecek bir başarıyla Türkiye'yi daha seçkin bir konuma taşıyacağız" şeklinde konuştu.
"Türkiye, terör örgütleri vasıtasıyla büyük bedeller ödedi"
Türkiye'nin güvenlik önceliklerini yeniden belirlemek zorunda olduğunu ifade
eden Kurtulmuş, konuşmasının sonunda Terörsüz Türkiye' süreci ile ilgili değerlendirmelerde
bulunarak şöyle devam etti:
"Türkiye, terör örgütleri vasıtasıyla büyük bedeller ödedi. 2013 yılında
bir takım öğretim üyesi arkadaşlarımızla beraber bir çalışma yaptık. Terörün
o güne kadar ki alternatif maliyeti 1,3 trilyon dolardı, bugün en azından iki
katıdır. Böylesine ağır bir ekonomik maliyet, binlerce genç evladımızın şehit
olması, on binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hayattan koparılması, şehirlerin,
mezraların, köylerin tekinsiz yerler haline getirilmesi ve maalesef bir takım
dış güçlerin marifetiyle terör örgütünün aparat olarak kullanılmasıdır. Dedik
ya, binlerce yıllık devlet aklına sahip olan bu ülke, artık ikinci yüzyılında
bu terör belasıyla birlikte yaşayamaz. Bunun için 'Terörsüz Türkiye' hedefiyle
ortaya bir süreç konuldu"