Yeni İlköğretim müfredatı işitme engelli çocukların yaşıtlarıyla aynı sürede
okuma yazmaya geçmelerini sağladı. İşitme engelli öğrencilerin yeni müfredatın
getirdiği el yazısını ve okumayı 4 ayda kavrayıp uygulamaları öğretmenleri ve
velileri şaşırttı.
Temel Eğitime Destek Projesi'nin alternatif yönleri sayesinde engelli öğrenciler, yaşıtlarıyla aynı anda okuma yazmaya geçiyor. Kendilerine okuma yazma konusunda 2-3 yıl gibi bir süre biçilen özellikle işitme engelli öğrencilerin yaşıtlarıyla aynı anda okuma yazmaya geçmeleri, bu yıl sadece pilot illerde sınırlı okullarda proje uygulamasındaki 1-5 sınıf yeni ilköğretim müfredatı programının ne kadar isabetli bir karar olduğunu destekler yönde.
Yeni programın en alternatif yönü olan kelimelerin ses ile kavratılması yöntemi sayesinde ilköğretim çağındaki öğrencilerin okuma yazmayı daha kısa sürede öğrenmelerinin yanında bilim adamı gibi sorgulayıcı ve araştırıcı yönlerini açığa çıkarıyor. Yeni müfredatın bu sosyal ve psikolojik yönü, özellikle engelli öğrenciler üzerindeki etkisi eğitimcileri çok şaşırttı.
Elde edilen başarı, programın bu öğrenciler üzerinde de olumlu etki yaptığını
ve onların daha çabuk okuma ve yazmaya geçtiklerini ve arkadaşlarına daha güzel
uyum sağlayabildiklerini gösteriyor.
Programın uygulandığı 9 pilot ilden biri olan Samsun'da 5 proje okulun ikisinde,
Çarşamba Şehit Nuri Pamir ve Samsun Kazım Paşa İlköğretim Okulları'nda okuyan
iki işitme engelli öğrencinin başarısı görenleri hayrete düşürüyor. Bedirhan
Altuntaş ve İbrahim Şen adlı iki ilköğretim birinci sınıf öğrencisinin, yaşıtları
ile aynı anda okuma yazmaya geçmenin yanında, yeni programın sağladığı bütün
becerileri de kavramış durumda olmaları, yeni programın gücünü gösteriyor.
"ÇOCUKLARIN EKSİK YÖNLERİ TESPİT EDİLDİ"
Yeni müfredat programının uzun süren araştırmalar sonunda geliştirildiğini
açıklayan Cevdet Aydın, öncelikle Türk çocuklarının eksik özelliklerinin tespit
edildiğine dikkat çekti. Milli Eğitim Müdürü Cevdet Aydın, "8 ortak beceri
tespit edildi. Eleştirel düşünme, problem çözme, bilimsel araştırma, yapıcı
düşünce, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojilerini kullanma ve Türkçe'yi
güzel kullanma becerisini kazandırmak amacıyla bu yıl pilot olarak seçilen sadece
9 ilde sınırlı okullarda uygulamaya konulan ancak gelecek yıl bütün ülkemizde
uygulanacak olan yeni İlköğretim müfredatı, engelli öğrencilerin okuma yazmayı
öğrenmelerinde olağanüstü katkı sağladı. İşitme cihazıyla bile kısıtlı duyabilen
birçok işitme engelli öğrenci, yaşıtlarıyla birlikte okuma yazmayı aynı anda
söktü" dedi.
Ulusal ve uluslararası raporların, Türk öğrencilerin derslerdeki başarısına
uluslar arası ortalamanın altında hatta son sıralarda yer aldığını gösterdiğini
belirten Aydın, "Bilgi toplumu problem çözebilen, bağımsız düşünebilen,
karar verebilen, düşüncelerini açıklayabilen, iletişim kurabilen ve veriye dayalı
tahminde bulunabilen bireylere ihtiyaç duymaktadır. Avrupa Birliği'ne üyeliği
bir devlet politikası haline getirmiş olan ülkemiz, gerek kalkınma planlarında
gerek AB'ye sunduğu ulusal programda, eğitimde kalitenin artırılmasını ve dünya
standartlarını yakalamayı başlıca hedef olarak belirlemiştir. Bu yüzden eğitim
müfredatında değişikliğe gidilmiştir" diye konuştu.
Temel Eğitime Destek Programı'nın ana hedefinin temel eğitimin verilmesinde
genel kaliteyi iyileştirmek ve temel eğitime erişimi artırmak olduğunu ifade
eden Aydın, "TEDP Projesi, İlköğretim müfredatının geliştirilmesi için
yapılan çalışmalara büyük katkı sağlamaktadır. Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi,
Sosyal Belgiler, Fen ve Teknoloji programlarının geliştirilmesine yönelik Talim
ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nca yapılan çalışmaların başarıyla tamamlanabilmesi
için, yerli ve yabancı uzman temini, hizmet içi eğitim ve bilgilendirme seminerleri
verilmesi gibi aktiviteler, proje tarafından desteklenmiştir. Geliştirilen programlar,
yine proje tarafından desteklenen 9 pilot ildeki 120 okulda uygulanmaktadır.
Bu okullarımızı malzeme ve donanım cihetiyle güçlendirme çalışması devam etmektedir"
şeklinde konuştu.
1940'dan bu yana ilk kez Milli Eğitim müfredatının uluslararası mukayese yapılarak
bütünsel olarak ele alındığını hatırlatan Aydın, yeni programın farkını ise
şöyle özetledi:
"Neyi ne kadar, nerede ve nasıl sorularına cevap bulan, gereksiz detaylara yer vermeyen, sadeliği esas alan, evrensel boyuttaki konulara yer veren, öncelikle öğrencilerin düzeylerine uygun yakın çevresinden seçilen konulara yer veren, öğrenciye merak ve heyecanla öğrenme zevki aşılayan, bilgisayar başta olmak üzere diğer araç gereçlerin kullanımına ortam hazırlayan, konu tekrarlarına yer vermeyen, bilimsel alanın yanında duyusal ve psikomotor alanla ilgili kazanımlara da yer eren, bir dünya vatandaşa olma özelliğini kazandıran, öğrencinin karşılaştığı problemleri çözmesine yardımcı olan, bir programın yeniden düzenlenerek geliştirilmesi görüşü benimsenmiştir."