Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Eğitim Bir-Sen'in saat 10:20 itibariyle başlayan basın toplantısında Türk Eğitim Sistemi, Çalışanları ve Problemleri üzerine kurulu pek çok konu ele alındı. Yapılan açıklamayla hükümeti "Eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunları " konusunda çözüme davet eden Eğitim Bir-Sen başkanı Ahmet Gündoğdu hükümetin tamamlamış olduğu iki buçuk yılını değerlendirdi. Gündoğdu, yaklaşan karne dönemine ithafen hükümete not vermeyi de ihmal etmedi. Hükümete 'iyi niyeti'nden "iyi", 'uygulamaları'ndan "geçer" not veren Gündoğdu, sosyal, siyasi, ekonomik ve sağlık konularındaki poblemlerin çözümünü ve bu alanlardaki iyileşmeyi eğitim alanındaki problemlerin çözümüne bağladı.
Gündoğdu, 2004-2005 eğitim ve öğretim yılı sona ermesine ilişkin , genel bir bakışla ülkemizde eğitimin ve eğitim çalışanlarının ne durumda olduğuna dair kısa bir değerlendirme yaptı. Gündoğdu:"Hükümetin göreve gelişinin üzerinden iki buçuk yıl geçmesi yani yasal anlamda 5 yıllığına seçilmiş bir hükümetin süresinin yarısına geldiğimiz böyle bir zamanda, eğitim alanında nelerin yapılıp nelerin yapılamadığının daha titizlikle dikkate alınması gerekliği görüşündeyiz.Hiç şüphesiz ülkemizde eğitim denilince yıllardan beri ilk akla gelenler, YÖK, meslek liseleri ve başörtülü öğrenci ve öğretmenlerin eğitim ve çalışma haklarının gasp edilmesi konularıdır. Bu konular, öz itibariyle birbirine bağlı, birinin çözümü bir diğerinin çözümünü de sağlayıcı nitelikte konulardır. Zira eğitim sistemi bir bütün olup. okul öncesi eğitimden üniversiteye girişe, müfredattan fiziki altyapıya, hizmetlilerin yaşadıklarından yardımcı doçentlerin sıkıntılarına kadar hepsi birbiriyle şu ya da bu ölçüde irtibat içindedir" şeklinde konuştu.
Toplantıda ele alınan konu başlıkları: Liselerin dört yıl oluşu, üstün yetenekli çocuklar, yök, öss, meslek liseleri, eğitim hakkının engellenmesi, hizmetli ve memurlar, öğretmenlikte kademelendirme, öğretmen açığı, derslik açığı, sözleşmeli öğretmenlik, eğitim çalışanlarının ekonomik durumu, ögretmenevleri, kesintisiz eğitim müdür yardımcılığı sınavı, müdürlerin yer değiştirmesi, müfredat, öğrencilerin zararlı alışkanlıkları, ücretsiz ders kitabı, 100 temel eser , kayit parası ve karneler şeklindeydi.
Açıklamada hükümetin bu alandaki çalışmalarını ayrı ayrı değerlendiren Eğitim Bir-Sen başkanı Gündoğdu, yapılan başarılı uygulamaları da takdir ederek genişletilmesi gereken uygulamaları belirtirken, altyapı ve eleman eksikliği nedeniyle başarısızlığa uğrayacağını düşündükleri projeler için de bu eksikliklerin bir an önce giderilmesi temennisinde bulundu.
Toplantıda başbakan'ın birkaç gün önce yapmış olduğu 'YÖK konusunda referanduma gidebiliriz' açıklamasına ilişkin YÖK, mesleki eğitim ve başörtüsü konularında Türk Halkı zaten 3 Kasım'da referanduma gitmiştir. Halk kendi değerlerini hiçe sayanları elemiş ve tek başına bir iktidar getirmiştir. Şimdi ise iktidara düşen kendisinden beklenileni yerine getirmesidir.
Yapılan açıklamaların belkemiğini oluşturan ÖSS sistemine yönelik ise Gündoğdu, ÖSS sınavının lise müfredatına göre ayarlanması gereğini savunarak, 'Ya öğrettiğiniz gibi sorun ya da sorduğunuz gibi öğretin' diyerek bakanlığa ve YÖK'e mesaj verdi.
Ayrıca bir okula sınıf yaptırarak, bir hastaneye oda yaptırarak Bakanlar Kurulu tarafından legal bir kurum olarak ilan edilen Lions Kulübü hatasından dönmeye çağıran Gündoğdu, bu tür örgütlerin eğitim kurumlarına yönelik çalışmaları izlenmeye alınmalıdır. Atatürk'ün uygulamalarına dayanarak Bakanlara Kurulu'nun bu kararını yeniden değerlendirmesi dileklerini bildirmiştir.
Toplantıda ele alınan konu başlıkları şöyle idi: Liselerin dört yıl oluşu, üstün yetenekli çocuklar, yök, öss, meslek liseleri, eğitim hakkının engellenmesi, hizmetli ve memurlar, öğretmenlikte kademelendirme, öğretmen açığı, derslik açığı, sözleşmeli öğretmenlik, eğitim çalışanlarının ekonomik durumu, ögretmenevleri, kesintisiz eğitim müdür yardımcılığı sınavı, müdürlerin yer değiştirmesi, müfredat, öğrencilerin zararlı alışkanlıkları, ücretsiz ders kitabı, 100 temel eser , kayit parası ve karneler.
Basın toplantısı, Ahmet Gündoğdu'nun basın mensuplarının sorularını yanıtlamasının ardından saat 11:00'de sona erdi.
Gündoğdu'nun yaptığı açıklamalara aşağıda ayrıntılarıyla yer verilmiştir.
LİSELERİN DÖRT YIL OLUŞU
Gündoğdu, konuşmasında "Liselerin 4 yıla çıkarılması 2002 yılında 57. hükümet zamanında Talim ve Terbiye Kurulu'nca kararlaştırılmıştı. Ancak yeterli derslik ve öğretmen planlaması yapılmadığı için uygulanamamıştı. Karar temelde olumludur. Hazırlık sınıflarının kaldırılmış olması da yine olumlu bir gelişmedir. Bu kararın şimdi uygulamaya konulmuş olması, daha önce erteleme sebebi olan eksikliklerin giderildiğini düşündürüyor. Oysa ne yazık ki aşağıda ayrıca belirteceğimiz gibi ne derslik açığı, ne de öğretmen açığı, kapatılmaktan çok uzaktır. Hele 60-80 kişilik sınıfların 30 kişiye indirilmesi}le bu açıklar daha da büyüyecektir. Dolayısıyla liselerin 4 yıla çıkarılması doğru ise de gerekli altyapının yetersizliği durumunun hala sürmekte olduğu gerçeğinden hareketle, uygulamanın zamanlamasından ve başarısından endişeliyiz. Liselerin dört yıla çıkmış, programlarının güçlendirilmiş olması, mevcut ÖSS sistemi sürdükçe bir işe yaramayacaktır. ÖSS mutlaka lise müfredatıyla irtibatlı olarak yeni bir anlayışla ele alınmalı ve üniversiteye girişte fırsat eşitliğine azami titizlik gösterilmelidir. Yeni sınav sistemi ele alınırken devlet okullarından başkaca bir kaynağa, mesela dersaneye ihtiyaç duyulmayacak bir sistem öngörülmelidir." ifadelerine yer verdi.
Üstün yetenekli, kavrayış ve öğrenme hızı yüksek öğrenciler için bu dört yılın
üç, hatla iki yılda bitirilebilmesine imkan veren istisnai bir düzenlemenin
yapılması ve asıl hedefin bir ortaöğrenim kurumunu bitiren her genç insanı,
bir mesleği yeterince öğrenmiş olarak mezun etmek, mezun olur olmaz da ona istihdam
imkanı sağlamak olması gereğini hatırlattı.
YÖK:
Hükümetin 16 Kasım 21)02 tarihinde "Acil Eylem Planı" olarak açıkladığı
metinde konuyla ilgili; İlk ve orta öğretimde rehberlik etkin hale getirilerek
mesleki ve teknik eğitime ağırlık verilmesi, Eğitimin önündeki her türlü engeller
kaldırılması ve Üniversitelerin idari ve akademik özerkliğe kavuşmaları sağlanması
ve Yüksek Öğretim Kurumu yeniden yapılandırılmasına yönelik daha önceki ifadelerini
ifade eden Gündoğdu, geçen sürede bu hususların hiç birinin gerçekleşmediğinden
yakındı.
Açıklamada Gündoğdu, "YÖK'ün bilimsel özerkliği ve demokratik işleyişi engelleyici yapısı, yeni bir üniversiteler kanunu cıkarılamadığı için bugüne kadar değiştirilememiş ve buna bağlı olarak da üniversitelerle ilgili hiçbir ilerleme sağlanamamıştır. YÖK'ün millete karşı, onun her türden ekonomik, sosyal, kültürel beklentilerine ve değerlerine karşı bir örgütmüş gibi davranmasının, öğretim üyelerinin ve öğrencilerin despotik bir baskı altında tutulmasının önüne geçilememiştir. Bolu İzzet Baysal Üniversitesi'ndeki açılışla. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde 80 genç bilim adVctfn'mın üniversiteden atılması olaylarında yaşananlar, bu söylediklerimizi doğrulayan son göstergelerdir. Yapılacak işlem, anayasanın 130 ve 131. maddeleri de değiştirilerek, kapsamlı yeni bir üniversiteler kanunu çıkarmak ve Ak Parti'nin seçim beyannamesinde de belirtildiği şekliyle YÖK'ü üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, standartlar belirleyen bir kurum haline getirmektir. Hükümet. TÜBİTAK konusunda gösterdiği kararlılığı YÖK ve TUBA konusunda da göstermek ve üniversiteleri özgür, demokratik bir ortamda bilim üreten kurumlara dönüştürmek zorundadır. "Üniversiteye yerleştirme sistemi, mesleki ve teknik eğitime talebi düşüren, haksız ve adaletsiz uygulamalara sebep olmaktadır. Sınavlar, yarışmayı teşvik edecek ve adaleti sağlayacak şekilde değiştirilecektir." Kaldı ki bu sınavın tek eleştirilecek yönü adaletsizliklere sebebiyet vermesi olmayıp, kişinin bütün bir mesleki kariyerini ve geleceğini iki saatlik bir süreye sıkıştırmak gibi trajik bir yönü de bulunmaktadır. Sistem hayata değil sınava hazırlamaktadır. ÖSS mutlaka lise müfredatı ile uyumlu hale getirilmeli, sistem dersane baskısından kurtarılmalıdır." şeklinde ifadelere yer verdi.
Meslek liseleriyle ilgili ilk yapılacak işin, hiç şüphesiz katsayı adaletsizlipine
bir son vermek olduğunu savunan Gündoğdu, "sistem, bugün uygulandığı biçimiyle
kendi alanını seçmeyeni cezalandırıcı değil, kendi alanını seçeni ödüllendirici
bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir .Bu konunun çözümü de yine YÖK konusunun
çözümüne bağlıdır. Geçen yıl YÖK kanununda yapılan kısmî değişiklik özellikle
meslek liselerinin yıllardır yaşadığı bu mağduriyeti bir nebze olsun giderme
ümidi doğurmuşken. Cumhurbaşkanlığının vetosu üzerine hükümetin de konuya "şimdilik''
bir nokta koyması, yıllardır yaşanan büyük haksızlığın bu yıl da varlığını sürdürmesine
sebep olmuştur. Millî Hğitim Bakanlığı'nın açıkladığı 2005 yılı hedefleri içinde
"YÖK Yasası değiştirilerek meslek lisesi mezunlarının önündeki engeller
kaldırılacaktır" ifadesine yer verilmekledir. Eğitim-Bir-Sen olarak bu
hedefin, söz verildiği gibi mutlaka 2005 yılı içinde gerçekleştirilmesinin takipçisi
olacağız.Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması, küçük ve orta boy sanayici
ve işletmeler açısından da bir aciliyetir. Kaçak veya sigortasız işçi çalıştırmayı
engellemek ve meslek lisesi mezunlarının istihdamını sağlamak üzere, meslekle
ilgili işyerlerinin diplomalı eleman istihdamı şartını getiren yasal düzenleme
de yapılmalıdır." dedi.
EĞİTİM HAKKININ ENGELLENMESİ
Eğitim Bir-Sen, Kılık kıyafet üzerindeki kanunsuz baskılar da mutlaka sona
erdirilmesi gerektiğini çünkü bu hukuksuz engellemenin, onbinleree genç kızın,
kadının eğitim ve çalışma hakkı gibi en temel insan haklarının zorbaca engellenmesinden
başka bir şey olmadığını belirtti.
Gündoğdu, "Haydi Kızlar Okula kampanyalarında ısrarla gözardı edilen iki temel hususun toplumsal duyarlılıklara saygısızlık, ekonomik imkânsızlıklardır. Kız lisesi uygulaması mutlaka yaygınlaştırılmalı, yatılı bölge okullarının sayısı artırılmalıdır.Hizmetli, memur ve idari hizmetlerde çalışan diğer personelin farklı bakanlıklarda farklı ücretler alması uygulaması, personel reformu içinde de olsa bir an önce düzeltilmeli, görev alanlarının tarifi yapılmalı, çalışma saatleri ve ek çalışma ücretleri belirlenmeli, giyim yardımlarının nakden ödenmesi sağlanmalıdır." ifadelerine de yer verdi.
ÖĞRETMENLİKTE KADEMELENDİRME
Eğitim Bir-Sen Başkanı, "Kanun Meclis'ten çıkmış. Ocak 2005'ten itibaren
uygulamaya konulacağı duyurulmuş "öğretmenlikte kademelendirme" ile
ilgili belirsizlik sürmektedir. Bugün itibariyle yönetmeliği bile hazırlanmamış
olmasına rağmen Ağustos ayında da sınavının yapılacağı söylenmektedir. Sınavın
yaz tatili ortasında yapılması durumunda eğitim çalışanları ayrı bir sıkıntı
yaşayacaklardır. Sözkonusu kademelendirmede esas alınacak ölçütlerden özellikle
sınava ve sicil amirinin değerlendirmesine verilen oranların gözden geçirilmesi
de gerekmektedir." şeklinde konuştu.
ÖĞRETMEN AÇIĞI
Gündoğdu, "Yeni öğretmen alımı ve derslik yapımı, bu alanlardaki açıkları
kapatmaktan ve eğitime her yıl katılan 500-700 bin arasındaki yeni öğrencinin
ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. YÖK ile Bakanlık arasındaki koordinasyonsuzluk
sebebiyle öğretmen yetiştiren fakültelerin kontenjanları, gelecekle duyulacak
ihtiyaç doğrultusunda belirlenmemekte, kimi branşlarda fazlalık oluşur ve mezunlarının
işsiz kalmasına sebep olunurken, kimi branşlarda da büyük açıklar meydana gelmektedir.
Öğretmen açığının vekil ve ücretli öğretmenle karşılanması uygulaması, vekil
öğretmenin, aldığı ücretin son derece düşük oluşu, okuttuğu dersin eğitimini
almamış olması, öğrencilerin "öğretmen" gibi algılamaması gibi sebeplerle
eğitimde kaliteyi ve verimi düşürmektedir. Aynı dersi okutan ve biri 300 milyon
diğeri 750 milyon alan iki eğitim çalışanının öğretmenler odasında yan yana
otururken yaşadıkları psikolojik sıkıntılar da gözden uzak tutulmaması gereken
bir sonuçtur.
Eğitime % 100 Destek kampanyası çerçevesinde hayırsever vatandaşların desteğiyle
yapılan ve mimari bakımdan da yenilikler taşıyan okulların çok kısa bir sürede
tamamlanması olumlu ve sevindirici gelişmelerdir. Mecburi temel eğitimin yeterince
planlanmadan 8 yıla çıkarılması ve ideolojik bir yaklaşımla "kesintisiz" olarak
tasarlanması, derslik açığını daha da büyütmüş olduğundan, gösterilen tüm gayretlere
rağmen açık kapatılamamıştır. Eğitime bütçeden mutlaka daha fazla pay ayrılmalı
ve öncelikle derslik açığı kapatılmalıdır."dedi
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK
Açıklamada bu yıl başlatılmış olan "sözleşmeli öğretmen" uygulamasının,
çalışanların devlet memuru olan öğretmene nazaran çok daha düşük ücret alması,
kanunî güvencelerden mahrum olması, tayin, atama, görevde yükselme ve sendikal
örgütlenme gibi haklardan mahrum olması gibi önemli sakıncaları beraberinde
getirmiş olması hasebiyle, hiçbir yasal dayanağı olmayan sözleşmeli öğretmen
uygulamasının, "eğitimin özelleştirilmesi"ne giden lehlikeli kapıyı
da aralamış olduğunu ve bu uygulamadan vazgeçilmesi, öğretmen alımında KPSS'yi
kazanmış öğretmen adayları tercih edilmesi konularına da değinildi.
Açıklama da ayrıca Eğitim calışanlarının/Ekonomik. sosyal ve mesleki beklentileri
bakımından ciddi bir iyileşme henüz gözlenmediği, komik duruma gelmiş olan kira
yardımları artırılacağına, bir el çabukluğuyla tümden kaldırılmış olması, Ek
ders ücretleri erimesi, tayinlerde yolluk ücretinin kaldırılması, büyük sıkıntıların
doğmasına sebep olmuştur.problemleri beraberinde getirdiği ve böylece mevcut
ücretlerin öğretmenin mesleki saygınlığına yaraşır bir hayat standardına ulaşmasını
sağlayamamasından yakınıldı.
Bilgisayar konusuna da değinen Gündoğdu, "Öğretmenlerin "piyasaya
göre çok avantajlı şartlarda bilgisayar sahibi olmaları" projesi heyecanla
karşılanmış, ancak özellikle KDV'nin % 18'den % l'e düşürülmesi beklentisinin
gerçekleşmemesi, bir yıllık ücretsiz ADSL hizmetinin verilmemesi.İlgili bankanın
peşin almak isteyenlerin taleplerini karşılamaması ve faizinin emsallerine göre
çok yüksek olması gihi sebeplerle hayal kırıklığı yaşanmıştır." dedi.
Öğretmenevlerinin, öğretmenler için ayrıcalıklı, avantajlı bir hizmet birimi
olamaması, Aidat ödeyen öğretmenden ayrıca kimlik kartı ve bandrol ücreti alınması
uygulaması da tümüyle yönetmeliğe aykırı olduğu belirtilen toplantıda aidatsız
ama hizmet veren bir yapı beklentisi içinde olunduğu vurgulandı.
MÜDÜR YARDlMCILIĞI SINAVI
Gündoğdu, "Müdür yardımcılığı sınavlarında sınava girenlerin kendi alanlarıyla
ilgili olmayan sorulara da yer verilmesi, bu durum haklı yakınmalara sebep olması
ve beş yanlış soru uzmanlarca tespit edilmiştir. Buna ilişkin yanlış sorular
iptal edilmeli ve yeni sınavlarda sınava girenlerin eğitim yönetimi ile ilgili
alanları göz önünde bulundurulmalıdır." diye ekledi.
MÜDÜRLERİN YER DEĞİŞTİRMESİ
Gündoğdu,"Eğitim yönetiminde verimliliğin artırılması için kurum müdürlerinin
yerlerinin değiştirilmesi uygulaması, çok ağır işlemektedir. Bulunduğu yerde
5 yıl hizmet süresini tamamlayan müdürlerin yer değiştirmeleri bir an önce tamamlanmalı,
bir idarecinin 15-20 yıl aynı kurumda kalmasının yol açabileceği muhtemel sakıncaların
önüne geçilmelidir." dedi.
MÜFREDAT
Gündoğdu" Yenilenen müfredatın başarıyla uygulanması ve çocuklarımızın
daha üstün vasıflarla yetişmelerine hizmet edebilmesi herkesin temennisidir.
Müfredatın bütün dersler için hazırlanması ve ilgili ders araç gereçlerinin
üretilmesi henüz tamamlanmamıştır. Bu alanda yapılan çalışmaların beklenen başarı
ve verimi sağlaması için öğretmenlerin kurum içi eğitimleri, yeni müfredata
uyum çalışmaları daha titizlikle sürdürülmeli, pilot illerdeki uygulama sonuçları
raporların tamamı eğitim kamuoyuyla paylaşılmalıdır.Çocukların zararlı alışkanlıklardan
korunması, yanlış ve sapkın davranışlardan konulmasıyla birlikte ele alınmalıdır.
Bu çerçevede özellikle misyonerlik, şeytana taparlık, Avrupa ve Amerika kökenli
yarı gizli lions. rotary gibi masonik örgütlenmeler, eğitim kurumlarından uzak
tutulmalıdır.
Eğitim verdiğimiz, çocuklarımızın "bizim" olmaktan çıkmaması için
milli ve manevi değerlere, tarih ve yurt bilincine sahip kişiler olarak yetişmelerine
özen gösterilmeli, yeterli ve etkin din eğitimi verilmelidir. Unutulmamalıdır
ki arlık, bu mübarek topraklarda kendi çocuklarımıza Peygamber Eiendimiz'in
"örnek şahsiyet" olarak gösterilmesini eleştiri konusu bile yapabilecek
kadar gözü dönmüş kişiler bulunmaktadır."ifadelerine de yer verdi.
Gündoğdu,"Bu sene öğrenci kayıtları okullarda derslerin bitiminden itibaren
başlatılmıştır. Özellikle eğilim yöneticilerinin iş yükünü hafifletmesi ve ailelerin
tatillerini kesmeyi önlemesi bakımından çok isabetli bir uygulama olmuştur.
Fakat kayıt parası konusunda yine velilerimizin bilinçli ve kararlı olmaları,
kurumları ve yöneticilerini şaibe altında bırakmanın aracı durumuna düşmemeleri
gerekmektedir." ifadeleriyle konuşmasına sonverdi.