AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, TBMM İçtüzüğü'nde değişiklik öngören düzenlemeye karşı çıkan ve halkı göreve çağıran CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı "dargörüşlü" olmakla suçlayarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa ile güvence altına alınmış olan rejiminin en büyük güvencesinin AK Parti'dir. Halk, devlete sahip çıkmak için AK Parti'yi iktidara getirmiştir. Eğer Baykal halkın kendi lafına itibar edeceğini düşünüyorsa, anketlerdeki oy oranının izahını doğru yapsın" dedi.
Fırat, katsayı düzenlemesinden geri adım atmayan ve hükümete "Üniversiteler ayağa kalkar" uyarısını yapan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'i de "demogoji" yapmakla suçladı. Fırat, "Türkiye'de hiçbir kurum ve şahıs milletin temsilcisi olan Meclisi tehdit etme lüksüne sahip değildir. Teziç'e şunu sormak lazım "Türkiye'de başında bulunduğu üniversitelerden hangisi dünyada ilk 700'ün içerisindedir? Sayın Teziç'in cevaplandırması gereken soru budur. Kalkıp demagoji yaparak, 'İnsanlar çocuklarını ABD'ye gönderemiyor' demek basiretsizlik ve görevini yapmaktaki ihmalini örtemez" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fırat, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e sert çıktı. AK Parti'nin TBMM İçtüzüğü'nde değişiklik öngören teklifi Meclis gündemine getirmesine tepki gösteren CHP lideri Baykal'ı rejimle sistemi birbirine karıştırmakla suçlayan Fırat, AK Parti'nin daha iyi eğitim, daha iyi yasama faaliyeti ve daha etkin sosyal adalet yaklaşımı gibi konularda sistemin işleyişini iyileştirmeye yönelik çabalarını bir "rejim" meselesi gibi sunma çabalarının çarpıtma düzeyine geldiğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa ile güvence altına alınmış olan rejiminin en büyük güvencesinin AK Parti olduğunun altını çizen Fırat, bu konuda tereddüdü olmadığını, rejim konusunu spekülasyon malzemesi yapmaya çalışanların karşılarında en önce AK Parti'yi bulacağını bildirdi. Buna rağmen Baykal'ın sürekli olarak sistem tartışmalarını rejim tartışması gibi sunmaya çalıştığını ifade eden AK Partili Fırat, "Şimdi sayın Baykal'a sormak gerekir. Bu çabanızla sistemin işlemeyen tarafından beslenenleri himaye ettiğinizin farkında mısınız? Amacınız, sistemin vatandaşa daha kaliteli hizmet üretmesi için rehabilite edilmesini engellemek ve kötü işleyen bir sistemden nemalananları beslemek midir? Meclis'teki yasama faaliyetlerinin daha dinamik ve verimli hale getirilmesi için girişilen düzenlemeyi 'Cumhuriyetin kazanımlarını feda etmek olarak' niteleyen bu zihniyetin kazanımları ve esasları konusundaki dargörüşlülüğü ürkütücüdür. Aynı işlem daha önce yapılmış, kıyamet kopmamış, rejim bunalımı olmamış, sistem işlemiştir. Rejim CHP'lilerin zannettiği gibi kırılgan bir şey de değildir" tepkisini gösterdi.
AK Parti'nin İçtüzük değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi'nin önceki iptallerindeki tereddütleri giderdiğini belirten Fırat, "İsteyen yeniden Anayasa Mahkemesi'ne götürür" dedi.
"CHP KENDİ KIYAMETİNİ GENEL KIYAMETE ÇEVİRMEYE ÇALIŞIYOR"
Baykal'ın AK Parti iktidarını normal dönemlerin dışında bir düzen olarak tanımlamasının,
kendisinin ve partisinin demokrasi bilinç eşiğinin düşüklüğünü gösterdiğine
işaret eden Fırat, Baykal'ın son açıklamasının CHP'nin Meclis'e nasıl baktığını
gösterdiğini bildirdi. "Meclis savaş kararı verirken ne kadar saygınsa,
başka bir karar verirken de o kadar saygındır" diyen Fırat, muhalefeti
statükocu, dünyadan kopuk, gelişim ve değişimden korkak bir politika izlemekle
suçladı. Baykal'ın halkı devlete sahip çıkmaya davet etmesini de değerlendiren
Dengir Mir Mehmet Fırat, bunun trajik bir yaklaşım olduğunu vurguladı. Halkın
devlete sahip çıkmak için AK Parti'yi iktidara getirdiğini dile getiren Fırat,
şunları söyledi:
"Eğer Baykal halkın kendi lafına itibar edeceğini düşünüyorsa, anketlerdeki
oy oranının izahını doğru yapsın. Milletimizin laik, demokratik sosyal bir hukuk
devleti olan ülkemizin, bu esasları sonsuza kadar koruyacak, aynı zamanda küresel
rekabete açık, güçlü, dinamik ve modern bir ülke olmasını istemektedir. CHP'nin
suyu bulandırma gayretlerine rağmen bu vizyonu hayata geçireceğiz. Sayın Baykal,
demode yöntemlere başvurarak parti içinde oluşan gerilimi bastırabilmek için
dışarıda gerilimi yükseltmeye çalışıyor. Meclis tatile girdiğinde CHP'nin halkla
yüzleşecek yüzü olmadığı için son bir çırpınışla siyaset üretmek yerine gerilim
üretmeye çalışıyor. Halkımız bu 50 model siyaset anlayışına hiç ama hiç itibar
etmeyecektir. Kimse kendi kıyametini genel kıyamete, kendi zaaflarını genel
bunalıma çevirmeye kalkışmasın."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fırat, konuşmasında katsayı düzenlemesi konusunda
geri adım atmayan ve hükümeti "Üniversiteler ayağa kalkar" diye uyaran
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'i de sert bir dille eleştirdi. Bazı Anayasal kurum
olan YÖK'ün hükümete karşı tehditkar bir tavır sergilediğini belirten Fırat,
açıklamaları "hayret verici" olarak nitelendirdi. Bir Anayasa hukukçusu
olarak YÖK Başkanı'nın Anayasayı doğru bir şekilde algılaması gerektiğine dikkat
çeken Fırat, "Sayın Teziç'in kafasından şunu kesinlikle çıkarmaması gerekir
ki, Türkiye'de hiçbir kurum ve şahıs milletin temsilcisi olan Meclisi tehdit
etme lüksüne sahip değildir. Bu lüksü kendilerinde görenlerin bundan önce olduğu
gibi hayal kırıklığına uğradığını herkes görmelidir. Sayın Teziç öğretim üyesi.
Teziç'e şunu sormak lazım, "Türkiye'de başında bulunduğu üniversitelerden
hangisi dünyada ilk 700'ün içerisindedir. Sayın Teziç'in cevaplandırması gereken
soru budur. Kalk Meclis'teki yasama faaliyetlerinin daıp demagoji yaparak, "İnsanlar
çocuklarını ABD'ye gönderemiyor" demek basiretsizlik ve görevini yapmaktaki
ihmalini örtemez. Üniversitemizi çağdaş dünya üniversitesi seviyesine çıkartmak
onların görevleridir" tepkisini gösterdi.
Fırat, Türkiye'deki yüksek öğrenimi çağdaş düzeye getirecek altyapıyı bu Meclis'in yapacağını kaydetti. Teziç'in "Üniversiteler ayağa kalkar" ifadesinden bir Anayasa hukukçusu olarak hicap duyduğunu ve yakıştıramadığını belirten Fırat, bir Anayasa profesörünün devlete karşı ayaklanma tabiri kullanmasının üzücü olduğunu kaydetti. YÖK'ün tesis edildiği dönemden bu yana hep problem olduğunu kaydeden Fırat, tepkisini şöyle dile getirdi:
"Bu kurum hemen hemen her yıl değişikliğe uğramıştır, ancak artık yama tutmayacak hale gelmiştir. Bazılarının yaşama ve egemenlik alanı olarak üniversiteleri görmeleri ve koltuklarına yapışmış oldukları için kalkmamaları üniversiteleri bu hale getirmiştir. Toplum, bu kuruma sahip çıkacaktır."