Devletin asli görevlerinden biridir eğitim.
Ama bu ülkenin çocukları, okullara kayıt yaptırmak hakkından yoksun bırakılmaktadır.
Devletin okullarının müdürleri, "Kayıt parası" denilen insanlık dışı
bir sistem üretmişlerdir.
Milli Eğitim Bakanı "Yasak" demekte...
Müdürler diretmektedir.
"Yasak" denildiği halde kayıt parası almak, Milli Eğitim Bakanı'na
meydan okumak değilse nedir? Bakanını dinlemeyen okul müdürlerinden daha tehlikeli
ne olabilir! Böyle disiplinsiz müdürlerin okullarında, öğrencilerden disiplin
ve ahlak savunması beklenebilir mi?
***
Bu ülkede, çocuklarımızın okumasını istemiyorlar.
Ya da, bizleri "yolunacak kaz olarak" gören sistemin müritleri, suskunluğumuzun
keyfini çıkartıyorlar.
Sizlerden kayıt parası isteyen müdürlere haykırın!
"Siz eğitimci misiniz? Veznedar mısınız?" diye...
Pişkin pişkin gülenleri, Allah'a havale edin. Çünkü, her ne kadar "Kayıt
parası yasak" diyenler mevcutsa, o yasakları dinlemeyenlere işlem yapmamak
da bu yolsuzluğun cesaret sebebidir.
***
Bir çocuğun okula yazılması için kayıt parası istemek, alenen rüşvet almaktır.
Rüşvetin bedeli yasalarda bellidir. Bu okul müdürleri hakkında soruşturma açılmasını
istesek, bize gülerler.
Tıpkı korsan CD, kitap satanların sırtını sıvazladıkları gibi.
Çünkü korsanlık da yasal bir meslektir artık. Rüşvetçi müdürlük de...
***
Eğitim, sağlık ve güvenlik adına görevlerini yerine getiremeyen sistem, kayıt
parası adı altında, insanını cinnetin eşiğine sürüklemektedir.
Dargelirli aileleri "insandan saymayanlar", onların çocuklarının okumasını
da istemiyor.
Kayıt parası alan müdürler hakkında "rüşvet ve yolsuzluk" iddiasıyla
soruşturma açılmadıkça, bu ülkenin vatandaşlarının çocukları okumak yolundan
sapacaktır.
O yüzden tinercilere bayram yeri olacaktır İstanbul... O yüzden her gün kadınlarını
kurban verecektir bu şehir.
***
Her yıl aynı masala yem edilmekten bıktı insanlar. Yasaksa yasak olduğunu göstersinler
bizlere.
Dargelirliler suskun olabilir ama... Ahmak değil!
Hakkı YALÇIN/Takvim