Çiçek, "Vatandaşı tahrik edip saygısızca davranmışlardır. Olayları tehlikeli mecraya sürükleyerek, tehlikeli oyun oynanmaktadır. Vatandaşlarımız şer odaklarının oyununa gelmemeli, dikkatli davranmalılar" dedi.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye'nin, terörle mücadelede
kararlı olduğunu belirterek, "Bu iş için gereken düzenleme neyse, yapılması
gereken iş, atılması gereken adım neyse bunu sonuna kadar atacaktır, atmaktadır.
Bunda da en ufak zafiyet söz konusu değildir" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun ardından, toplantıda ele alınan konulara ilişkin
bilgi verdi. Asayiş ile ilgili konuları da değerlendirdiklerini belirten Çiçek,
"Vatandaşı tahrik edip saygısızca davranmışlardır. Olayları tehlikeli mecraya
sürükleyerek, tehlikeli oyun oynanmaktadır. Vatandaşlarımız şer odaklarının
oyununa gelmemeli, dikkatli davranmalılar" dedi. Bu olayları anlayışla
karşılamanın mümkün olmadığını kaydeden Çiçek, hiçbir terör örgütünün hükümetleri
tarafından himaye göremeyeceğini vurguladı.
"Şundan herkesin emin olması gerekir ki; Türkiye, terörle mücadelede kararlıdır"
diyen Çiçek, "Bu iş için gereken düzenleme neyse, yapılması gereken iş,
atılması gereken adım neyse bunu sonuna kadar atacaktır, atmaktadır. Bunda da
en ufak zafiyet söz konusu değildir. Bu noktada kararlılığımız da devam ediyor"
diye konuştu.
Terörle mücadelenin, sadece ceza hukuku düzenlemesinden ibaret olmadığına işaret
eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Yaptığımız düzenlemede toplumu aşırı bir beklentiye sokarak ya da aşırı
bir gerginliğe sokarak... Yani öyle bir kanun çıkaralım ki bu iş jilet gibi
kesilsin, bu aşırı bir beklentidir, sonra, 'çıka çıka bu mu çıktı' şeklinde
çıta yükseltiliyor. Bugüne kadar yazılanlardan bu biraz böyle oldu. Biz burada
suç işlenmesi halinde, Terörle Mücadele Kanunu'ndaki suçların işlenmiş olması
halinde, bunlara verilecek cezalar ve bunların yargılanma usulleri, bir de terörün
finansmanı gibi.. Zaten bir terörle mücadele yasasında olması gereken hususları
düzenliyoruz. Bunların bir kısmı zaten Ceza Kanunu'nda da var. Bu kanuna, çok
aşırı bir anlam yüklemek bence çok doğru olmaz. Yani her zaman olduğu, 'ben
olsam bir kanun çıkarır, bu işi kökünden kaldırır atarım' gibi bir mantık genellikle
bizim analizlerimizde vardır ama işin diğer boyutlarını da unutmamak gerekiyor.
Terör olgusu söz konusu olduğunda, dış destek olmadan hiçbir terör örgütünün
uzun süreli yaşaması söz konusu olmaz."
Tasarı üzerinde uzun süredir çalıştıklarını, bir taslak metin oluştuğunu anlatan
Çiçek, şöyle devam etti:
"Biz Terörle Mücadele Yasası'nı hazırlarken, bir şeye dikkat etmeye çalıştık,
suç işlendikten sonra suçun tabiri, suçun unsurları, soruşturma usulleri cezalandırılacak
fiiller, bunların ağırlaştırıcı halleri, terörün finansmanı ve bununla ilgili
düzenlemeler... Bir de önleyici tedbirler dediğimiz suç işlenmeden önce mümkün
olduğu kadar suçun işlenmesini caydırıcı bir kısım tedbirlerin alınması da gerekiyor.
Tartışılan konu esas itibariyle suç işlendikten sonraki kısımdan daha ziyade
önleyici tedbirler...Bunların önemli bir kısmı bizim olağan hal yasamızda ya
da olağanüstü hal valisinin yetkilerini düzenleyen kanun hükmünde kararnamede
mevcuttur. Böyle bir düzenlemeye tekrar gerek var mıdır, yok mudur. Bu düzenleme
yapılacaksa Terörle Mücadele Yasası içerisinde mi yapılmalı, yoksa geçmişte
bir başka düzenlemede olduğu gibi önleyici tedbirleri, önleyici kolluk hizmetlerini
düzenleyen, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda, jandarmada görev yetki
ve sorumluluklarıyla ilgili yasada ya da sahil güvenlikle ilgili yasada mı düzenlenmesi
lazım.'
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "3 Ekim'de müzakerelerin başlayacağı kanaatindeyiz" dedi.
Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklama yapan Çiçek, AB ile ilgili gelişmeler üzerinde durduklarını belirtti ve İngiltere'de geçen hafta AB ile ilgili olarak gayri resmi dışişleri bakanları toplantısının yapıldığını anımsattı. Çiçek, Türkiye'nin, bu toplantıda önemli ölçüde gündem konusu oluşturduğunu söyledi.
Çiçek, 17 Aralık'a giden süreçte, siyasi kriterler olarak belirlenen ne varsa, bunların hepsini yerine getirdiklerini, bu ifadenin, sadece kendi tespitleri değil, AB makamlarının da dile getirdiği husus olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin 17 Aralık sürecinde, üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini yineleyen Çiçek, şöyle konuştu:
"17 Aralık'a giderken, iki önemli husus vardı. Bunlardan biri, 6 yasanın çıkarılmasıydı. 6 yasa, ceza hukuku alanıyla ilgilidir. Bu ceza hukuku alanıyla ilgili, doğrudan ya da dolaylı 6 yasayı çıkarmadığı sürece, müzakerelerin başlamayacağı açıkça ifade edilmişti. Türkiye, bunu yerine getirmişti. İkincisi Gümrük Birliği ile ilgili ek protokol onaylanmıştır. Türkiye, ahde vefa göstererek, verdiği sözde durarak, bunların hepsini gerçekleştirmiştir. 3 Ekim müzakere tarihi söz konusu olduğunda, önümüzdeki meseleler bunlardır. Biz, 3 Ekim'de müzakerelerin başlayacağı, başlaması gerektiği kanaatindeyiz. AB'nin de verdiği bu sözün arkasında durması gerektiğini düşünüyoruz."
Öte yandan toplantıda, çiftçilere, kimyevi gübre desteği konusunda ödeme yapılmasına dair kararnamenin imzaya açıldığını söyledi.
Buna göre, sebze, meyve, süs bitkileri, çayır, mera ve orman ürünü yetiştirilen alanlar için dekar başına 1 YTL, hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkilerinin yetiştirildiği alanlar için dekar başına 1,6 YTL, yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkilerinin yetiştirildiği alanlar için dekar başına 3 YTL kimyevi gübre desteği sağlanacak.