MB: İkinci çeyrekte milli gelir artışı, ilk çeyreğin altında bekleniyor
Merkez Bankası, 2005 yılı ikinci çeyreğinde milli gelir artışının, ilk çeyreğe
oranla düşük gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini bildirdi.
Ancak üçüncü çeyrekten itibaren büyüme hızının, tekrar program projeksiyonlarına
yakınsayacağı ve yıl genelinde ekonomik büyümenin, ''programda tahmin edilen
(yüzde 5) düzeye yakın'' gerçekleşeceği öngörüldü.
Merkez Bankası tarafından ''Ağustos ayı Enflasyonu ve Görünüm'' başlıklı açıklamada,
Türkiye ekonomisinde yaşanılan gelişmeler değerlendirildi.
2005 yılında yatırımların yeni iş sahaları yaratmaya yönelik bir nitelik kazanmasıyla,
istihdamda ciddi artışlar görüldüğüne işaret edilen açıklamaya göre, bu gelişmeler;
hem birim işgücü maliyetleri üzerindeki baskıyı artırmakta hem de iç talebe
gecikmeli olarak yansıyarak, enflasyon üzerinde risk unsuru yaratabilmekte.
Ancak sıralanan gelişmeler ve özellikle dayanıklı tüketim mallarında ertelenmiş
talebin büyük oranda karşılanmış olması, 2005 yılı boyunca iç talebin kontrollü
olarak gerçekleşeceği öngörüsünü getiriyor. Dahası, işgücüne katılım oranının
yükselme eğiliminde olması ve hızlı nüfus artışı nedeniyle işgücü arzının hızlı
artacağı ve bu durumun ekonomi genelinde birim işgücü maliyetlerini sınırlamaya
devam edeceği tahmin ediliyor.
Açıklamada, önümüzdeki dönemde birim maliyetlerin enflasyondaki düşüş sürecine
yaptığı katkının geçtiğimiz yıllara oranla düşük olacağı belirtilirken, ''bu
doğrultuda, fiyatlama davranışlarını doğrudan etkileyen bir unsur olan kamu
kesimi gelirler politikasının enflasyon hedefi ile tutarlı olarak yürütülmesi
kritik önem taşımaktadır'' denildi.
MEMUR ÜCRET ARTIŞLARI
Bu arada açıklamada, 2006 yılı memur ücretleri artışlarının enflasyon üzerindeki
etkisinin, söz konusu artışların ''bütçede getireceği yükün telafi edilmesi''
durumunda sınırlı kalacağının düşünüldüğü bildirildi.
Açıklamada, ''ayrıca telafi edici tedbirlerin kamu fiyat ayarlamaları veya
vergi artışları yerine harcama kısıcı önlemlerle karşılanması, mali disiplinin
kalitesi ve dolaylı etkilerin kontrol altında tutulması açısından önem arz etmektedir''
görüşüne yer verildi.
PETROL FİYATLARININ ETKİSİ
Son bir yıldır enflasyondaki düşüş sürecinin yavaşlamasının altında yatan en
önemli faktörün, ''petrol fiyat gelişmeleri'' olduğu kaydedilen açıklamada,
petrol fiyat artışlarının son oniki aylık birikimli enflasyon üzerindeki birincil
etkilerinin, 1 ile 1.5 puan arasında değiştiği vurgulandı.
Birincil etkilerin bir bölümünün, gecikmeli olarak 2006 yılı içinde ortaya
çıkmasının beklendiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
''Bir diğer deyişle, petrol fiyatları bugün itibarıyla sabit kalsa dahi, son
dönemdeki artışların 2006 yılı enflasyonu üzerindeki etkileri ihmal edilebilir
düzeyin üzerinde olacaktır. Bugün itibarıyla, orta vadeli enflasyon bekleyişlerinin
belirgin olarak etkilenmemiş olması, olumlu bir gelişmedir. Yıllık enflasyondaki
düşüş süreci yavaşlamış olsa da, gelecek 12 aya ait enflasyon bekleyişleri düşmeye
devam etmiştir.'' Petrol fiyatlarının ikincil etkilerinin boyutunun ise büyük
oranda talep gelişmelerine bağlı olacağı belirtilen açıklamaya göre, önümüzdeki
dönemde talep güçlü seyrettiği takdirde, petrol ürünlerini girdi olarak kullanan
sektörlerde azalan kar marjlarını telafi etmek için fiyatların yukarı doğru
ayarlanması söz konusu olabilecek.
Petrol ürünlerini girdi olarak kullanmayan sektörlerde dahi, talebin güçlü
olduğu takdirde, göreli fiyat etkisi nedeniyle fiyat artışlarının görülebileceğine
dikkat çekilen açıklamada, bu bağlamda talep koşullarının önümüzdeki dönemdeki
seyrinin kritik önem taşıdığı bildirildi.
TARIM DIŞI ÜRETİCİ FİYATLARI
Son dönemde, tarım dışı üretici fiyatlarında bir hareketlenme gözlendiğine
de vurgu yapılan açıklamada, bu hareketlenmenin ''Eylül ayında da devam etmesi
ve petrol ürünleri ile doğalgaz fiyatlarının etkisiyle artışların hızlanmasının''
beklendiği anlatıldı.
Petrol ve doğalgaz fiyat artışlarının sürmesi durumunda, üretici fiyat endeksindeki
yüksek artış eğiliminin devam edebileceği kaydedilen açıklamada, bu gelişmelerin
elektrik fiyatlarına henüz kısıtlı olarak yansıtılmış olmasının, girdi maliyetlerinin
enflasyon üzerinde yarattığı baskıları sınırladığı belirtildi.
ELEKTRİK FİYATINDA ARTIŞ OLASILIĞI
Önümüzdeki dönemde elektrik fiyatlarının artma olasılığının ise orta vadeli
enflasyon eğilimi konusunda bir risk unsuru oluşturduğu kaydedilen açıklamada,
şöyle denildi:
''Önümüzdeki dönemde de, uygulanmakta olan programın daha da güçlendirildiği
sürece, olası olumsuz gelişmelerin etkilerinin sınırlı kalacağı ve ana eğilimin
ekonomik temeller tarafından belirleneceği açıktır.
Kuşkusuz, makroekonomik istikrarın tam anlamıyla kalıcı olabilmesi, sürdürülebilir
büyümenin sağlanması ve mutlak fiyat istikrarına ulaşılması, ancak ve ancak
yapısal reformların aynı kararlılıkla sürdürülmesine bağlıdır.''
KİRA ARTIŞLARI
Açıklamada, enflasyon açısından önümüzdeki dönemde risk oluşturabilecek faktörler
sıralanırken, bunların başında ''hizmet fiyatlarının'' geldiği vurgulandı.
Hizmet grubu enflasyonundaki düşüş sürecinin, 2004 yılının son çeyreğinden itibaren duraklama eğilimi gösterdiği hatırlatılan açıklamada, kira artışlarının, geçmiş enflasyona endekslemenin de ötesinde bir katılık gösterdiği bildirildi Açıklamada, Ağustos ayında yüzde 2.63 ile son dört yılın en yüksek fiyat artışı gözlenen kira alt grubunda, yılın sekiz ayında artış yüzde 13.1 seviyesine ulaşmıştır. Kısa vadede bu eğilimin tersine dönmesi beklenmemektedir'' denildi