Üniversiteli gençlerin uygunsuz davranışlarının polis tarafından takip edilerek,
rektörlüklere rapor edilmesini öngören genelgeyi eleştirince, Bakan Aksu arayıp
genelgedeki eksiklerin yeni bir genelge ile giderileceğini söylemişti. Çünkü
benim en önemli itiraz konum "Uygunsuzluk" kriterinin ne olacağına
kimin karar vereceğiydi. Üstelik de polis sanki asayişle ilgili işlerini mükemmel
yapıp tamamlamıştı da, şimdi sıra üniversiteli gençlerin "Fişlenmesine"
gelmişti.
Aslında Bakan'ın "Yeni bir genelge ile konuya netlik kazandıracağız"
demesi bile devletin nasıl "Lakayıt düzen" içinde çalıştığını gösteriyordu.
Ankara'da bu haberi ortaya çıkaran başarılı muhabir arkadaşım "Düzeltilecek
olan" genelgeyle ilgili şu bilgileri aktardı:
"Sizin de belirtiğiniz gibi olayın perde arkasında ise ilginç olaylar var.
Ülkesinin gençliğini ve gençliğin kendi geleceğini doğrudan ilgilendiren bir
genelgeyi ilgili birimde bir polis memuruna yazdırıyorlar sonra da bakanın önüne
gelinceye kadar büro amiri, şube müdürü, daire başkan yardımcısı, daire başkanı,
genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşarın onayından (tam 8 makam) geçiyor.
Ne hikmetse bu kişiler de hiç dikkat etmeden paraf atıp, ardından da bakan imzayı
atıyor. Bunun ardında iyi niyet aramak mümkün mü?. Sözde AB'ye gireceğiz, bir
polis memurunun yazdığı genelge ortalığı karıştırıyor."
Devletin yönetilme ciddiyeti bu sevgili okurlar..