Danıştay'ın, çocukların etkileneceği gerekçesiyle okula geliş gidişte türban
takan bir öğretmenin müdürlük yapamayacağına yönelik kararı, kadın milletvekilleri
arasında görüş ayrılığı yarattı. CHP'li kadın parlamenterler karara destek verirken,
AKP ve ANAP'lı vekiller tepki gösterdi. İşte meclisteki kadın milletvekillerinin
kararla ilgili VATAN'a yaptıkları değerlendirmeler...
Tepki gösterenler
Bu mantıkla mini etek de yasaklanır!
* Reyhan Balandı (ANAP Afyon Milletvekili): Danıştay kararı dengeleri koruyup
çözüm üretmek yerine, sorun yaratıyor. At gözlüğü takarak Türkiye'yi globalleştiremezsiniz.
Gerekçe yersiz. Bu gerekçeye temel oluşturan Danıştay mantığından gidersek,
bir öğretmenin özel hayatında mini etek ya da dekolte giymemesi, hatta sigara
içmemesi de gerekir. Dışarıda başörtüsü takmak bireysel özgürlüktür. Bireysel
özgürlükler sınırlandırılamaz. İktidar partisi ANAP'ın çağrısına kulak verip,
başörtüsü sorununu TBMM'de bir an önce çözmelidir.
Baş örtmek korkulacak davranış mı?
* Zeynep Tekin (AKP Adana Milletvekili): Danıştay'ın kararını basında yer aldığı
kadarıyla gördüm. Detaylı bilmiyorum ama kadın olarak beni tatmin etmedi. Çocukların
mantıklı düşünceye sahip olmadıklarından hareketle, öğretmenlerinin dışarıda
bile başını örtse etkilenecekleri ifade
edilmiş. Sanki baş örtmek çok korkulacak bir davranışmış gibi...
Erkeklerden de karara tepki var
'Türbanlı yaşamasın' demek bu
* Ersönmez Yarbay (AKP Ankara Milletvekili): Danıştay aslında "Türbanlıların
yaşama hakkı yoktur" demek istiyor, ama kendisine böyle bir başvuru yapılmadığı,
önüne böyle bir karar gelmediği için diyemiyor. Danıştay'ın türbanla ilgili
kararı, hukuk, Anayasa zorlanarak alınmış bir karardır. Devlet memurlarının
dışarıda ne giyip, içtikleri, nasıl dolaştıkları mahkemenin konusu değildir.
Yetki aşımı, yetki gaspı var.
Özgürlüğü kısıtlıyor
* Resul Tosun (AKP Tokat Milletvekili): Bu
karar laikliğin tam anlamıyla ihlalidir. Laiklik insanların din ve vicdan özgürlüğünü
hedef almıyor mu? Bu karar, sokakta, dışarıda, insanların bu özgürlüğünün olmadığını
vurguluyor. Hukukla adaletle ilgisi yok.
İnsanları takip mi edeceksiniz?
* Burhan Kuzu (TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı): İnsanların özel hayatıyla ilgili
bir takım hususları, onun mesleğiyle ilgili olarak da kullanacak olursak, dünyayı
insana dar ederiz. Eğer bir öğretmen, okuldaki yönetmeliğe uyuyorsa, dışarıda
başını açmış, kapatmış ne olacak? İnsanları evinin içine kadar takip mi edeceksiniz?
Dedektif gibi arkasına takılıp, erkekler için de kahveye gidiyor mu, içki içiyor
mu, kumar oynuyor mu diye mi bakacaksınız? Bu şekilde takibin sonu gelmez. Böyle
bir anlayış ancak komünist sistemlerde olur. Bana göre bu Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne kadar gidecek bir karar.
Hukukçular da karşı çıkıyor
Erkek memur da meyhaneye mi gidemeyecek?
* Ankara Barosu Başkanı Ahsen Coşar: Danıştay'ın bu kararma göre herkesin kamusal
alan-özel alan tanımını gözden geçirmesi gerek. Bu karar fazla müdahaleci. Bu
mantığa göre, bir devlet memuru mesaiden sonra meyhaneye de gidemez. Bu anlayış
yeni tartışmaları da beraberinde getirir.
AK Parti'nin ekmeğine yağ sürüyor
* Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz: İnsanlar dilekdiklerini giyebilmeli.
Resmi kurumlarda kurallar olmalı ama sokağa da müdahale edemezsiniz. Kamusal
alanın sınırlarını genişletmek yanlıştır. Danıştay bu kararıyla, AKP'nin ekmeğine
yağ sürüyor. Keşke bu karar verilmeseydi.
Kararı destekleyenler
'Kamudakiler laikliğe uygun giyinir'
* Canan Arıtman (CHP İzmir Milletvekili): Doğru bir karar ve iddia edildiği
gibi kamusal alanı genişletme anlamı taşımıyor. Burada vurgulanmak istenen,
öğretmenin kamu görevi yaptığı ve çocuklara örnek olması gerektiğidir. Sadece
okulda türbanı çıkarması yeterli değil, okula gelirken de laik bir ülkenin kamu
görevlisinin buna uygun kılık kıyafet içinde olması lazım. Kamu görevlilerinin
herkese eşit mesafede olduğunu, kimseye ayrım yapmayacağı mesajını vermesi lazım.
Kamu görevi yapanlar, hiçbir dini etnik simge taşımamalı. Son 30 yıla kadar
Türkiye'nin böyle sorunları yoktu. Çünkü herkes çağdaş giyim içindeydi. İşte
türbanın sakıncası bu. Ayrımcılık ve toplumsal huzursuzluk yaratıyor. Bir hakimin,
savcının mahkemenin kapısına kadar türbanla gelip, mahkemede kafasını açması
doğru olur mu? AB'ye girmek istiyoruz demekle AB'li olunmuyor. Yaşam biçimiyle
Avrupalı olunuyor.
Yargı ne diyorsa o olur
* Oya Araslı (CHP Ankara Milletvekili): Yargı kararlarını hiç tartışmam. Yargı
kararları tartışılmaz. Yargı ne diyorsa o olur.
vatan