SPK Başkanı Cansızlar, AKP ataması üyelerin Kurul içinde personel ile 'kural dışı' ilişkileri olduğunu ileri sürmüştü. Altı üyenin ortak açıklamasında bu iddia reddedilirken, Kurul'daki kaos ortamından da Cansızlar sorumlu tutuluyor
Milliyet'in 2 Nisan 2006 tarihli nüshasında, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar'ın, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakan Abdüllatif Şener'e gönderdiği resmi yazı yer almıştı. Cansızlar'ın yazıda belirttiğine göre SPK bir 'kaosa' sürükleniyordu. Kurul'a AKP döneminde atanan üyeler, kendisine karşı küçük düşürücü, 'hakaret ve taciz'e varan tavırlar içindeydi.
Cansızlar'ın yazısında yer alan en can alıcı konu ise, üyelerin, kurul personeli ile ilişkileri hakkındaydı. Yazıda konu hakkında şöyle deniliyordu: "Kurul üyelerinin doğrudan doğruya personelle ilişki kurmaması, emir ve talimat vermemesi öngörülmüş olmasına karşın, her seviyeden personelle doğrudan ilişki kurulmakta, hizmet birimlerinin çalışmaları etki altına alınmaktadır."
Cansızlar, Milliyet'le görüşmesinde de üyelerin personel ile
'doğrudan ilişkileri'nin, sakıncasına değinirken, Kurul'un, halka açık yüzlerce
şirketin bilgisine hakim olduğunu hatırlatmıştı.
Altı üyenin yanıtı
Cansızlar'ın yazısında ileri sürülen eleştirilere yanıtları içeren açıklamanın
altında, muhatabı olan AKP döneminde atanmış beş üye (Turan Erol, Recep Bıyık,
İ. Mete Doğruer, M. Emin Özer ve Abdulkerim Emek) dışında, TOBB kontenjanı olan
altıncı üyenin de (Halil Sarıaslan) imzası var.
Bu tablo Başkan ile kalan üyeler arasında ciddi bir
karşıtlaşma olduğununu gösteriyor. Cansızlar, kaos ortamından AKP ataması beş
üyeyi sorumlu tutarken, kurulun diğer üyeleri, Cansızlar'ı sorumlu tutuyor.
Ancak, sorumlunun kim olduğundan öte, bu karşıtlaşmanın, Kurul'da gerçekten de
bir kaos ortamı yaratmakta olduğunu gösteriyor.
'Her zaman yurtdışında'
Altı üye, "DASK'a aday" konusunda asıl yetkinin Kurul Karar Organı'nda (KKO)
olduğunu ve Cansızlar'ın bu yetkiyi 'gizlice' şahsen kullandığını savunuyor. Bu
konuda önceki uygulamaları sıralayan üyeler, yetki aşımı iddiasının 'Neden
yargıya taşınmadığına' dikkat çektikten sonra, "SPK Başkanı'nın amacı çatışmayı
gidermek değil, (...) sürdürmek" diyor. Ortak açıklama özetle şöyle:
İMKB'den SPK'ya verilen '2 lüks makam aracı' SPK denetimlerinde eleştiri konusu
yapılmış, iadelerine (Başkan'ın muhalefetine karşılık) oyçokluğu ile karar
verilmiş, Kurul Başkanı kararı uygulamamıştı. İade için son tarih olan
07.12.2005'de Başkan 'her zaman olduğu gibi yine yurtdışında' olduğundan, karar
gereğini 2. Başkan yaptı.
Başkan'ın yurtdışı seyahatleri takdirine bırakmıştı. 2004 -
2005'te toplam 170 gün yurtdışında bulundu. Ancak çok fazla çıkış olunca
uyarıldı. Limit aşımı olduğundan bir toplantıya tek katılması istendi, üç kişide
ısrar edince KKO, önerisini reddetti.
Kurul üyelerinin 'toplu hareket ettikleri' eleştirisi haksızdır. Kurul kimsenin
tekelinde değil. Bu da bağımsız olduğunun bir göstergesidir.
Ayrıca, 'çok ender durumlarda' atama ve yurtdışı görevlendirmelerde uzlaşmayı içine sindiremeyen Başkan genellikle yalnız kalıyor. Bu gibi durumlarda kendisinin taciz edildiğini ya da sıkıştırıldığını söylemesi mantıkla bağdaşmıyor.
Cansızlar, Kurul Üyelerinin şirketlerle ilgili son derece
önemli bilgilere hakim olan Kurumda personelle kuraldışı ilişkiler kurduklarını
belirtmişti. Kurul üyelerinin ortak açıklamasında bu konuda şöyle deniliyor:
Önemli iddia
"Böyle bir iddia mantığa terstir. Çünkü Kurul Üyeleri görevleri gereği Kuruma
ilişkin her türlü bilgiyi isteme, inceleme, hatta istenilen bilgi yoksa bile
sağlanmasını talep etme hakkına ve yetkisine yasal olarak sahiptirler. Benzer
biçimde SPK'daki herhangi bir usulsüzlüğün ya da bir olumsuz gidişin de yasalar
önünde ilk akla gelen sorumlularıdırlar. Hal böyle iken, böyle bir ifade ile ne
amaçlandığını anlamak mümkün değildir."
Altı üyenin, Cansızlar'ın açıklamaları ile ilgili yargısı da
açıklamada şöyle ifade ediliyor: "Tüm bunların sonucu olarak, SPK Başkanı
vazgeçilmez tek adam olmayı istemektedir. Başkanın amacının bir kaos ortamı
yaratarak ve çatışarak, kamuoyunda ses getirecek biçimde görevini tamamlamak
olduğu gayet açıkça anlaşılmaktadır."
Bahçuvan: Kötü sonuçları olabilir
Kurul'da bölünmeyi ve karşılıklı eleştirileri değerlendiren Borsa Yatırımcıları
Derneği Başkanı Ali Bahçuvan, iddia edildiği gibi, uzmanlara doğrudan etkide
bulunulması halinde hazırlanan raporların da kötü sonuçlar doğurabileceğini
belirtti. Bahçuvan, "Raporlar, Kurul kararına yansır. Bu da yargıyı etkiler.
Kurul'un işleyişinde bir standart olmalı. Aksi halde siyasi erkin doğrultusunda raporlar çıkar" dedi.
milliyet