Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, "Hayatımda hiçbir zaman Adil Düzen'ci olmadım, sadece sustum, Refah'ı eleştirmedim" diyor ve ekliyor: "AKP'nin yanlışlarını söylüyorum çünkü burada benim kurduğum bir parti var, müsaade edin de eleştireyim.".
Refahyol döneminde de kabinedeydiniz. Hakkınızdaki haberleri okuyunca, şunu
anladım. O gün bugündür söyleminizde hiçbir değişiklik olmamış.
-Yani bravo. Çok şükür beni anlayan birine rastladım. Kutluyorum sizi. Ne ikram
edeyim size?
Düşüncelere açığım
Kutlamayın. Hoşunuza gidecek bir soru sormayacağım. O gün aleyhinizde konuşanlar,
sizi "Adil Düzen"ci olarak suçlayan kesimler, ne oldu da bugün sizi
alkışlıyor? Yani ne yaptınız da askere, Cumhurbaşkanı'na, laik kesime ve muhalefete
kendinizi bu kadar çok sevdirdiniz? Kötünün içinde iyisi misiniz?
-Yani şunu tespit edebilir miyiz. Değişen ben değilim sadece beni gözlemleyenler
değişti. Ben öğrencilik yıllarımdan beri hep farklı ve yeni düşüncelere açık
olmuşumdur. 5 kez teorik düşüncelerden ötürü mide kanaması geçirdim. Arayış
içindeydim.
"Bugün demokratik düşünüyorsunuz ama zamanında Adil Düzen'ciydiniz"
diyen çıkmıyor mu peki? Siz Erbakan'ın ekibindeydiniz, onun bakanıydınız.
-Çıkıyor tabii. Onu da şöyle anlatayım. Ben eskiden de hiç Adil Düzen'den bahsetmezdim.
Hatta üniversitedeyim, milletvekilliğine hazırlanıyorum. O zaman bir araştırma
kurulunun organizasyonunda Adil Düzen hakkında konuşma yapmam istenmişti. O
konuşmada Adil Düzen eleştirisi yaptım.
Neyini eleştirdiniz?
-Bunun bir toplum mühendisliği olduğunu anlattım. Bu da doğru değil Türkiye
için. Hayatımda hiçbir zaman "Adil Düzen"ci olmadım, Adil Düzen nutukları
atmadım. Hayatımı o kurallara göre belirlemedim. Kimseyi ona yönlendirmedim.
İyi de Adil Düzen'i savunan bir partinin en önemli adamlarından biriydiniz.
Madem bu kadar karşıydınız o zaman, bugün AKP'yi eleştirdiğiniz gibi niye onları
da eleştirmediniz?
-Adil Düzen partinin programında vardı. Ben sustum sadece. O konuyu görmemezlikten
geldim. Susmanın zor tarafı var ama yapacağım başka bir şey yoktu. O partiyi
ben kurmamıştım.
Hep farklılıkları sevdim diyorsunuz. AKP'de de farklı çıkışlarınızla, parti
eleştirilerinizle ön plana çıkıyorsunuz. Bağlı olduğunuz topluluktan bu kadar
farklı olmak zor değil mi? Yalnızlık getirmez mi?
-Getirir tabii. Zor olmasına zor. Zorluğunu şöyle yaşıyorum. Herkesin az çalışarak
elde ettiğini ben çok çalışarak elde ettim. Hayatta hiçbir zaman kendime zaman
ayıramadım. Hayatımı istediğim gibi düzenlediğimi, yaşayabildiğimi söyleyemem.
İnsanların çok az enerji vererek elde ettiklerini ben hayatımı vererek elde
edebildim.
Neden? Farklı sesler susturulmaya mmı çalışılır?
-Tabii. Destek görmezsiniz. Yeri gelir bazen birinin küçük bir iteklemeye ihtiyaç
duyarsınız, ama o hiçbir zaman gelmez. İlkesel olarak yalpa yaparak kolayı seçmedim.
Bir misafir gibiydim
Demin "Adil Düzen'i eleştirmedim, sustum" dediniz. Bugün partinizi
zora sokacak açıklamalar yapıyorsunuz. Neden susmuyorsunuz?
-Doğru, onu da iyi görmüşsünüz. Siyasete girmeyi hiç planlamadığım bir safhada,
benim kurmadığım, düşüncelerini benim oluşturmadığım, programını benim yazmadığım
bir partideydim. Programı zaten çok önceden belirlenmişti. Bir misafir gibi
girmiştim.
Sonra bir parçası oldunuz ama... Hatta ev sahibi bile diyebilirim.
- Evet doğru. Orada kamuoyu önünde partiyi eleştirmek hakkım değildi. Ama burada
benim kurduğum bir parti var. Benim kurduğum bir partide müsaade edin de eleştirmek
hakkım olsun. Bu parti şöyle olmalı, bunlar yapılmalı, bunlar yanlış, deme hakkım
olsun. Hakkımın var olduğuna inanıyorum.
sabah