Japonya Büyükelçisi Solmaz Ünaydın: Kadınım diye tam 8 yıl büyükelçi yapmadılar.
AYRIMCILIK YAPILIYOR
Türkiye'nin ikinci kadın büyükelçisi olan Solmaz Ünaydın, Dışişleri'nin elçilik
kriterlerini sıraladı: Galatasaraylı, Mülkiyeli ve erkek olacaksınız. O kadar
büyük rekabet var ki, bir de kadınlarla uğraşmak istemiyorlar. Çünkü kadınlar
çok daha başarılı oluyor. Gruplar oluşuyor, oyunlar dönüyor.
Sırf kadın olduğum için 8 yıl büyükelçi olmayı bekledim
Türkiye'nin Japonya Büyükelçisi Solmaz Ünaydın: "Dışişleri'nde kadın olmak zordur. Erkekler 3-4 yılda büyükelçi olurken ben tam 8 yıl bekledim. Oyunu kuralına göre oynadım. Dışişleri'nde rekabet çok, bu yüzden kadınları istemezler".
O Türkiye'nin ikinci kadın büyükelçisi. O Dünya Basketbol Şampiyonası'nı en önde izleyen, top potaya her atılışında nefesini tutan, oturduğu yerde kendi kendine uğurlar yapıp, takımımız için dualar eden bir kadın. Güleryüzü, samimi davranışları ile Japonları kendine hayran bırakmış bir isim. Taa uzaklarda bir yerlerde bakımlı saçları, en az Türkçesi kadar iyi olan İngilizcesi, şık görünüşü, profesyonel tutumu ve misafirperverliğiyle Türkiye temsil eden birinden bahsediyorum. Bugünkü Pazartesi Sohbeti konuğu Türkiye'nin Japonya Büyükelçisi Solmaz Ünaydın. Ünaydın Ankaralı avukat bir anne ile doktor bir babanın tek çocuğu. TED Ankara Koleji'ni okul birincisi olarak bitirdikten sonra, Amerika'daki Ivy League'in yedi kız mektebinden biri olan Byrn Mawr Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve hukuk okumuş. Türkiye'ye dönüşte Dışişleri Bakanlığı'nın giriş sınavlarını kazanan Ünaydın, dönemin sayısı oldukça az olan kadın diplomatları arasında yer almış. Önce Ortadoğu Dairesi'nde uzman olarak çalışan Ünaydın'ın ilk yurtdışı görevi BM'deki Türk Daimi Temsilciliği'nde olmuş. Kahire'de ikinci katiplik, BM'de müsteşarlık ve Dışişleri Bakanlığı'nda Ortadoğu Dairesi Başkanlığı... 1992 yılında ise Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi Filiz Dinçmen'in ardından, kendi deyimiyle ikinci kadın büyükelçi olma şansına erişmiş. İlk görev yeri İsveç, ardından Polonya... Ünaydın bugün Türkiye'nin Japonya büyükelçisi. Solmaz Ünaydın, zorlukları seven, mücadeleci, bir o kadar da tuttuğunu koparan bir kadın. İşin yokuşlu tarafını tercih edenlerden. Dışişlerinde kadın olmanın zorluğunu, yaşadıklarını anlattı. Herkesin belki de çok iyi bildiği ama asla dillendirilmeyen gerçekleri onun ağzından ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Solmaz Ünaydın "Bir kadın olarak ayrımcılığa her zaman karşı çıktım ama ayrımcılığı da yakından yaşadım." diyor. "Mücadelemi öyle uluorta sürdürmedim. Oyunu kuralına göre oynadım. Sabrettim ve kazandım. Kimse kusura bakmasın ama hep kadınları kolluyorum."
SADECE ÜÇ ÖZELLİK GEREKLİ
* Dışişleri'nde kadın olmak zor mudur?
-Hem de nasıl. Amerika'dan döndükten sonra hemen imtihana girmedim çünkü kendimi
buranın kurallarına göre hazırlamam gerekiyordu. 6 ay çalıştım ve sınava hazırlandım.
Benim dönemimde Dışişleri'ne girmek için sadece üç özellik lazımdı ve onların
hiçbirine sahip değildim.
* Nedir o özellikler?
-Galatasaraylı olacaksınız, Mülkiyeli olacaksınız ve erkek olacaksınız. Bu üçü
önemli.
* Şaka ediyorsunuz.
-Hayır asla. Tabii şimdi ODTÜ ve Bilkentlileri de alıyorlar ama hâlâ bu söylediğim
özelliklere sahip olanların etkin olma durumu var. Benim zamanımda üç kadın
vardı, sonra üç kişi daha girdik. Tabii ben kriterlere aykırıydım. Kolejliydim,
Amerika'da okumuştum ve kadındım.
KADINLAR BAŞARILI
* Şansınız azdı yani.
-Azdı. O güne kadar ben okuduğum okullarda hep birincilikler almışım, başarılı
olmaya alışmışım. İmtihanda başarı kazanmam bile zor oldu. Erkeklere 15 dakika,
kadınlara 45 dakika soru soruyorlardı.
* Neden farklı?
-İşi zorlaştırmak, kadınları almamak için. O zamanlar bayağı bir tepki vardı
kadınlara karşı. Filiz Dinçmen ilk kadın büyükelçimiz, ben ikinciyim. Tabii
onun durumu biraz farklı. Kenan Evren döneminde büyükelçi oldu. Kolay geldi
demiyorum ama bizim mücadelemiz çok daha farklıydı. Dışişleri "Bir kadın
büyükelçi yeter" diye bakıyordu. Sayıyı sınırlı tutmak istiyorlardı. Büyük
rekabet vardı. Bugün de büyük rekabet var aslında. Oyunlar dönüyor, gruplaşmalar
yaşanıyor.
* Kadınları niye istemiyorlar?
-Zaten büyük bir mücadele var, herkes rekabet içinde bir de kadınlarla mı uğraşalım
diye bir anlayış vardı. Bir de bence kadınlar erkeklere göre çok daha başarılı.
Neden başarılıyız biliyor musunuz? Erkekler dünyasında ayakta kalabilmek ve
yaşayabilmek için çok büyük güç sarf ediyoruz.
KOCAM EN YAKIŞIKLI ELÇİYDİ
* O yüzden mi Ortadoğu alanında uzman olmayı seçtiniz?
-Tabii. Zoru başarırsam istediklerime daha kolay ulaşırım diye düşündüm. Beni
kimse zorlamadı ben hep zoru seçtim. Bana kadın muamelesi yapılmasını da istemedim.
Hep erkeklerle eşit olmayı, onlarla aynı koşullarda çalışma hatta daha ağır
sorumluluklar yüklenmeyi seçtim.
* Her ne kadar belli etmeseniz de içinizde bir yerlerde kırıldığınız, incindiğiniz
olmuştur. Gözyaşlarınızı sakladığınız, mecburen güçlü gözüktüğünüz hiç olmadı
mı?
-Olmaz olur mu? Hiç ağlayan bir tip olmadım ama içime attığım çok oldu tabii.
Eşim Tevfik Ünaydın da Dışişleri'ndeydi. Hatta en yakışıklı elçiydi diyebilirim.
Şimdi emekli oldu. BM'ye ikinci kez görevli olarak gittiğimizde arkamdan çok
dedikodu yapıldı, hakkımda büyük yalanlar söylendi. Eğer erkek olsaydım böyle
negatif bir kampanya asla yapılmazdı. Üstelik göreve ben talip olmamıştım bana
teklif gelmişti. Meslek hayatımda içimde kocaman bir ukde olarak kalmıştır.
OYUNUN KURALLARI VAR
* Peki madem Dışişleri'nde kadınlara karşı bu derece bir ayrımcılık vardı. Siz
nasıl oldu da büyükelçi atandınız?
-Sonunda pes ettiler. Tam 8 yıl merkezde kaldım. Erkekler üç ya da dört yılda
büyükelçi oluyorlardı ben tam 8 yıl bekledim.
* Gerekçeleri neydi?
-Biraz daha beklemen lazım vs... Gerekçelerin hiçbir tutar tarafı yok. O seni
seviyor bu seni tutmuyor gibi saçma sapan laflar. Ama işin aslı düpedüz ayrımcılık.
Allah'tan Hikmet Çetin ve rahmetli Özal gibi önemli iki isim vardı. Öyle bir
noktaya gelinmişti ki ikinci kadın büyükelçi ya çıkacaktı ya da çıkmayacaktı.
Yeni bir kadın elçi olmasın diye büyük mücadele sürdüren bir ekip vardı. Ama
sonunda oldu.
* Siz bütün bu olanlar sürüp giderken hiç isyan etmediniz mi?
-Etmedim. Dışişleri'nde oyunu kurallarına göre oynamanız gerekir. Dayandım, sabrettim, oyunu kurallarına göre oynadım ve geç de olsa kazandım. İlk görev yerim İsveç'ti. Önce bozuldum çünkü ben ortadoğu bekliyordum. Yanıldığım gördüm çünkü İsveç o dönemde en az ortadoğu kadar zor bir bölgeydi.
sabah