Anasayfa

'7 bin öğrenci telafi eğitimlerini başka illerde alıyor'

Numan Kurtulmuş, Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığımızın ciddi bir şekilde telafi eğitimlerini tamamladığı ve şu anda operasyonların devam ettiği ilçelerde 7 bin öğrencimizi, yani 8. ve 12. sınıfta olan öğrencilerimizin de telafi eğitimlerinin başka şehirlerde başka ilçelerde sürdürülmesini Milli Eğitim Bakanlığı başarıyla yerine getiriyor.

Haber Giriş : 2016-03-28T19:47, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Pakistan'daki terör saldırısına ilişkin, "Bu saldırıyı yapanlar, çoğu çocuk, önemli bir kısmı da kadınlardan müteşekkil olan bu masum insanları öldürenler değil Müslüman, insan dahi olamazlar. Bu saldırının hiçbir gerekçeyle, hiçbir mazeretle izah edilebilmesi mümkün değildir. İnsanlığa karşı yapılmış olan saldırıdır, insan onuruna karşı yapılmış olan bir saldırıdır. Bütün dünyadaki herkesin bu saldırıyı lanetlemesini arzu ediyoruz" dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Pakistan'ın Lahor kentindeki terör saldırısını kınayan Kurtulmuş, "Dün Lahor'daki elim, vahşi ve hain bir saldırıda hayatını kaybedenler dolayısıyla kardeş Pakistan halkına en teessürlerimizi, taziyelerimizi, başsağlığı dileklerimizi ifade ediyoruz. Hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına da sabırlar diliyoruz. Her birisine hükümetimiz, milletimiz adına taziyelerimizi ifade ediyoruz" diye konuştu.

Kurtulmuş, Pakistan halkının yaşadığı bu derin acının, aynı zamanda Türkiye'nin de derin bir acısı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Her zaman her konuda yan yana, kardeşçe durduğumuz Pakistan halkının böyle bir zor gününde, uzaktan, Türkiye'den kendilerine bu derin teessürlerimizi bildirerek acılarını paylaştığımızı, acılarını hafifletmek için her türlü desteği verdiğimizi bir kere daha en yüksek sesle ifade etmek istiyoruz.

Bu saldırıyı yapanlar, çoğu çocuk, önemli bir kısmı da kadınlardan müteşekkil olan bu masum insanları öldürenler değil Müslüman, insan dahi olamazlar. Bu saldırının hiçbir gerekçeyle, hiçbir mazeretle izah edilebilmesi mümkün değildir. İnsanlığa karşı yapılmış olan saldırıdır, insan onuruna karşı yapılmış olan bir saldırıdır. Bütün dünyadaki herkesin bu saldırıyı lanetlemesini arzu ediyoruz. Terörle uzun yıllardır karşı karşıya kalan, son zamanlarda da kitlesel terör eylemleriyle derin acılar yaşayan milletimiz bir kere daha görmüştür ki terörün dini, dili, milleti ve haysiyeti yoktur. Bu haysiyetsiz, şerefsiz, namussuz saldırıyı bütün benliğimizle kınadığımızı açıkça ifade etmek istiyorum."

- "Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı"

Bakanlar Kurulunun yoğun bir gündeminin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, toplantıda altı ana maddeyi ele aldıklarını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıda, "Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı"nın gelmiş olduğu son noktanın görüşüldüğünü, eylem planı çerçevesinde operasyonlardan sonra terörden temizlenen ilçelerde yürütülen çalışmaların koordinasyonu, çalışmalardan sonra başlatılacak kentsel dönüşümle ilgili çok detaylı tartışmaların yapıldığını aktardı.

Operasyonlarla ilgili sahadaki çalışmaları Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın özetlediğini anlatan Kurtulmuş, şu bilgileri aktardı:

"Kentsel dönüşümle ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanımız Fatma Güldemet Sarı Bakanlar Kurulumuza bilgi verdi. Bütün arkadaşlarımızla bu tartışmalara katıldık. Bendeniz de Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planının son geldiği nokta, bakanlıklar arasında atılan adımlarla ilgili Bakanlar Kurulumuzu bilgilendirdim. 81 maddelik bir eylem planı hazırlanmıştı. Aşağı yukarı ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşları, bütün bakanlıklarımız, bu 81 eylem planından kendi üzerlerine düşeni ilk günden itibaren titizlikle yerine getiriyor. Bunların bir kısmı zaten uygulamaya konuldu. Bir kısmının sonuçları alınmaya başlandı. Bir kısmı da orta ve uzun vadede sonuçları alınacak olan çalışmalardır.

Bu çerçevede gıda ve barınma yardımlarının organizasyonundan, vergi ve SGK primlerinin borçlarının ertelenmesine kadar, 2015 yılı Aralık ayından 2016 yılının Aralık ayına ertelenmesine kadar ilk anda bu planda yer alan konuların bir kısmı zaten uygulamaya konuldu. Ayrıca toplum yararına çalışma gibi konularda fevkalade önemli adımlar atıldı. Sur'da üç bine yakın kişi bu kapsamda istihdam edilecek. Cizre'de bin 200 kişi bu kapsamda istihdam edilecek.

Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığımızın ciddi bir şekilde telafi eğitimlerini tamamladığı ve şu anda operasyonların devam ettiği ilçelerde 7 bin öğrencimizi, yani 8. ve 12. sınıfta olan öğrencilerimizin de telafi eğitimlerinin başka şehirlerde başka ilçelerde sürdürülmesini Milli Eğitim Bakanlığı başarıyla yerine getiriyor. Yine ulaştırma alanında atılması gereken adımlarla ilgili olarak da gerekli düzenlemeler ve çalışmalar yapılıyor. Operasyonlar dolayısıyla kapalı olan Şırnak Havaalanı açılmıştır. Şırnak-İstanbul seferleri başlamıştır. İnşallah 4 Nisan'dan itibaren yaz tarifesiyle birlikte Şırnak-Ankara seferleri de başlayacaktır."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin, "AK Parti olarak bu konuda diğer partilerle uzlaşı sağlanması, ortak bir noktaya gelinmesi için samimiyetle üzerimize düşeni yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Sonuç itibarıyla bu mesele ilanihaye beklenecek mesele değildir" dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş, "Milli Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı"nın 81 maddesinin bütününe bakıldığında, her birisinin kendi istikametinde, yolunda yürüdüğünü ifade ederek, ilgili bakanlıkların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini söyledi.

Özellikle terörden tamamen temizlenen Silopi'de örnek çalışma modelini ortaya koyduklarını ifade eden Kurtulmuş, "Ne yapılacağı, nasıl yapılacağı, hangi adımların atılacağı, zarar ziyan tespitlerinden kentsel dönüşüm planlarına kadar nelerin yapılacağını biliyoruz. Bunların uygulamasında, model oluşturduktan sonra bunu diğer ilçelerimizde de uygulayacağız ancak Sur ve Cizre, özellikle Sur'un tarihi dokusunun korunmasında büyük hassasiyet gösteriyoruz. Önümüzdeki günlerde, bu perşembe günü Çevre Bakanımız, Kalkınma Bakanımız ve Kültür Bakanımız Diyarbakır'da olacaklar. Sur'daki çalışmalarımızı bir kere daha, son kez orada gözden geçirecekler. O kadim şehirlerimizden birisi olan Sur'un, içindeki binlerce yıllık tarihe sahip o Sur'un bütün kültürel varlığını koruyarak, yeniden rehabilitasyonu, inşasıyla ilgili olarak adımlarımızı atacağız" diye konuştu.

Cizre'nin de her bakımdan tarihi özelliklerinin korunacağını dile getiren Kurtulmuş, "Oradaki mirasımıza, tarihsel mirasımıza sonuna kadar sahip çıkılıp bu miras yeniden onarılacak. Ümit ediyorum ki bu terör ortamı sona erdikten sonra, bütün şehirlerimizde hayat bütünüyle normale dönecek. Esnaf ve sanatkarımızın hayatından kültür hayatına kadar, binalarımızın tarihi kültürel dokuya uygun olarak yeniden restore edilmesinden şehirlerimizde evlerini kaybeden insanlarımızın yeniden evlerine kavuşana kadar bu çalışmalarımızı büyük bir koordinasyonla sürdüreceğiz" dedi.

-"Siyasi Etik Yasası ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır"

Bakanlar Kurulunda ele alınan konularla ilgili bilgi veren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bakanlar Kurulunda ele alınan konulardan birisi Siyasi Etik Yasasıyla ilgili çalışmalardır. Bir yasa taslağı hazırlanmıştır. Bakanlar Kurulumuzda bu tartışılmıştır. Biliyorsunuz, Avrupa Birliği'nin Geri Kabul Anlaşması ve özellikle buna bağlı olarak Türkiye'nin vizesiz Avrupa adımı atabilmesi için öngörülen önemli adımlardan birisi Siyasi Etik Yasasıydı. Siyasi Etik Yasası ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bunları detaylı olarak önümüzdeki günlerde tartışacağız. Parlamentoya gittikten sonra orada da tartışmalar yapılacak. Ana hatlarıyla şunu ifade edeyim, TBMM'de grubu bulunan bütün siyasi partiler, kendi içlerinde bir siyasi etik kurulu kuracak. Bu siyasi etik kurulunun dışında, TBMM Başkanının başkanlığında 10 kişiden oluşan bir etik komisyonu oluşacak. Bu siyasi etik kurullarında, etik davranış kalıplarından mal bildirimine kadar, danışma mekanizmasından işte diğer işleyişlere kadar bütün alanlarda, TBMM üyelerinin nasıl hareket edeceği, nasıl davranacakları, başka partilerin kendi etik kurullarında olmak üzere bu mekanizma içinde değerlendirilecek ve bu etik kurulları, TBMM'deki etik komisyonu, bir yasama dönemi boyunca görev yapacak."

"Siyasetin finansmanıyla ilgili bir yasa taslağı üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Yine bu çerçevede Bakanlar Kurulumuzda sağlıkla ilgili, Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu, atılacak yeni adımlarla ilgili Bakanlar Kurulumuzu bilgilendirmiştir. Dolayısıyla bütün alanlarda, her bakanlıkla ilgili olarak atılacak adımlar, gerçekleştirilecek reformlar, yapısal bir takım dönüşümler nelerse bunların hepsini eksiksiz biçimde tartışıp en açık şekilde Türkiye ihtiyaçlarını, Türkiye siyasetinin daha demokratik hale gelmesini sağlamak bakımından ne yapmamız gerekiyorsa o adımları atmaya gayret ediyoruz. Bütün bu taslakların, çalışmaların milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Türkiye bir taraftan terörle mücadelesini sürdürürken diğer taraftan da reform alanındaki çalışmalarını eksiksiz sürdürüyor. Türkiye demokratikleşme alanında atacağı adımları eksiksiz yerine getirmeye gayret ediyor."

-Yeni anayasa çalışmaları

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, yeni anayasa ve başkanlık sisteminde önerilen modelin ne olacağı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun yeni anayasa için verdiği referandum tarihinin de nasıl mümkün olabileceğinin sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Bu çok konuştuğumuz konu. Öncelikle şunu ifade etmek isterim, yeni anayasa meselesi sadece AK Parti'nin boynunun borcu değildir. Yeni anayasa meselesi Türkiye'de parlamentoda bulunan bütün siyasi partilerin en önemli siyasi sorumluluğudur. Eğer bu parlamento anayasa meselesini savsaklar, anayasa meselesini bir başka parlamentoya devrederse aslında bu parlamento siyaseten çok fazla bir şey yapmış olmaz. Dolayısıyla herkesin samimiyetle, bir kere daha ifade ediyorum, demokratik, katılımcı, çoğulcu bir anayasa yapma sorumluluğunun farkına varması lazım. Hiç kimse bu görevden kaçamaz. Dolayısıyla bu görevin hep birlikte yerine getirilmesi esastır.

Biz AK Parti olarak bu konuda diğer partilerle uzlaşı sağlanması, ortak bir noktaya gelinmesi için samimiyetle üzerimize düşeni yapıyoruz, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Sonuç itibarıyla bu mesele ilanihaye beklenecek mesele değildir. Biz kendi açımızdan aylar öncesinden söylüyorduk. Şimdi uygulamaya koyacağız, biz kendimize göre olgunlaştırdığımız, önümüzdeki dönemde muhtemelen nisan sonuna kadar olgunlaştıracağımız anayasa taslağımızı TBMM'ye sunar ve bu taslağın TBMM'den geçmesi için yani 367'yi bulması için gerekli çalışmayı yaparız. Bulamazsak 330'u bulup millete gitmesi için gerekli çalışmayı yaparız. Önce şunu ifade edeyim, anayasa çalışmalarında bildiğiniz gibi partiler grup kararı alamazlar, dolayısıyla her bir milletvekili kendi yorumuyla aklıyla kendi siyasi algısıyla anayasa tekliflerine oy verir. Lehinde verebilir, aleyhinde verebilir. Bizim üzerimize düşen bunu parlamento içerisinde çözebilecek çalışmayı ortaya koymaktır. Bu sadece parlamento içerisinde yapılacak çalışma da değil. Aynı zamanda toplumdaki yeni anaya algısının artırılması için, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, araştırma merkezlerinin, toplumda fikir, kanaat sahibi grupların hepsinin ne tür anayasa istiyorlarsa bunları toplumla paylaşabilecek çoğulcu mantıkla hareket etmelerini öngörüyoruz. Bu çalışmalar sonucunda ümit ederim parlamentoda sonuç alınır ve millete gidip en kötü ihtimalle milletten bunun geçirilmesi mümkün olur."

Yeni anayasada başkanlık sistemi tipinin nasıl olacağına ilişkin konunun parti içinde ilgili kurullarda bir kere daha tartışılacağını dile getiren Kurtulmuş, "Şimdi anayasanın, başkanlık sisteminin tipi, nasıl başkanlık sistemi olacağı, kontrol mekanizmalarını nasıl oluşturulacağı, bütün bunlarla ilgili tabii ki parti içerisinde de tartışılacak, Genel İdare Kurulumuzda, Merkez Karar Yürütme Kurulunda, bu konu bir kere daha gündeme gelecek. İlgili komisyondaki arkadaşlarımız çalışıyorlar, parti en sonunda net bir formu ortaya çıkaracak, anayasa teklifini ortaya çıkaracak. Ondan sonra parlamentoda gerekli çalışmaları yapacağız" ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "PYD'nin Münbiç'in batısına yerleştirilmesiyle ilgili tavrımız da çok nettir, çok açıktır. Yani Türkiye PYD'nin Fırat'ın batısında yerleşmesinin Türkiye'nin milli menfaatleri bakımından son derece sakıncalı olduğunu başından beri ifade etmektedir. Gelişen olaylar da bizim bu tedirginliğimizde, hassasiyetimizde ne kadar haklı olduğumuzu da ortaya koymuştur. Dolayısıyla biz ABD'nin Türkiye ile dostluk ilişkilerini uzun yıllardır sürdüren bir devlet olarak Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetine saygı göstereceğini ümit ediyoruz" dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin terörizmle mücadelede AB ile ortak bir çalışma yapacağı ve bu doğrultuda bir irtibat bürosunun açılacağına ilişkin haberlerin doğru olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, çeşitli Avrupa ülkeleriyle konuyla ilgili bir bilgi alışverişinin zaten bulunduğunu hatırlattı.

"Özellikle terörizmin finansmanıyla ilgili olan alanda, Avrupa Birliği'nin vizesiz Avrupa sürecinde öngördüğü adımlardan birisi de bu yasanın çıkartılmasıdır" ifadesini kullanan Kurtulmuş, yasanın Türkiye'de herhangi bir ofis kurulması, süreci kontrol edecek elemanların bulunması gibi durumları öngörmediğini bildirdi.

Kurtulmuş, "Nihayetinde bu konu karşılıklı bilgilerin aktarılmasıyla ilgili bir meseledir. Şu anda bizim için önemli olan terörizmin finansmanıyla ilgili yasa çalışmasını bitirmek ve bu anlamda zaten fiilen devam eden, ülkelerle bire bir ve Avrupa Birliği ile devam eden bilgi alışverişini daha akışkan bir hale getirmektir" dedi.

ABD'de tutuklanan iş adamı Rıza Sarraf'ın Türkiye'deki malvarlığına ilişkin söz konusu ülkeden bir talep gelip gelmediğini ve hükümetin konuya bakışının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Söz konusu dava ABD'de yani yurt dışında başlamış olan hukuki bir süreçtir. Bu hukuki süreçle ilgili şu ana kadar herhangi bir şekilde söz konusu ülkeden, bu söz konusu davayla ilgili resmi bir bilgi talebi ya da resmi bir talep Türkiye'ye aktarılmış değildir, gelmiş değildir" diye konuştu.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın terör ve terörist tanımının yeniden yapılmasına ilişkin çağrısı hatırlatılarak, bu yönde bir çalışma olup olmadığı sorusu üzerine, "Eğer ihtiyaç ortaya çıkarsa, talep ortaya çıkarsa bu konuyla ilgili Adalet Bakanlığımız gerekli çalışmaları yapar, bunları arkasından Bakanlar Kuruluna getirir ancak henüz bu konuyla ilgili üzerinde çalışılan bir çalışma yoktur, netleşmiş bir çalışma yoktur" yanıtını verdi.

Bir gazetecinin, "ABD'nin PYD'yi Münbiç'in batısına yerleştirmek istediği yönünde bir takım iddialar var. Ankara'dan bu yönde bir talep oldu mu, böyle bir durumda Ankara'nın vereceği yanıt nedir?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"PYD'nin Münbiç'in batısına yerleştirilmesiyle ilgili tavrımız da çok nettir, çok açıktır. Yani Türkiye PYD'nin Fırat'ın batısında yerleşmesinin Türkiye'nin milli menfaatleri bakımından son derece sakıncalı olduğunu başından beri ifade etmektedir. Gelişen olaylar da bizim bu tedirginliğimizde, bizim bu hassasiyetimizde ne kadar haklı olduğumuzu da ortaya koymuştur. Dolayısıyla biz ABD'nin Türkiye ile dostluk ilişkilerini uzun yıllardır sürdüren bir devlet olarak Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetine saygı göstereceğini ümit ediyoruz ve PYD'nin de Türkiye bakımından özellikle Kuzey Suriye'de oldukça tehlikeli bir örgüt olduğunun bilinmesini bir kere daha ifade ediyoruz."

Kurtulmuş, "Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısının bir açıklaması oldu, çok tartışıldı, 'Kemalist ruhu, Kemalist ideolojiyi müfredatımızdan ciddi bir şekilde arındırıp, medeniyet değerlerini içselleştirmiş bir müfredatı getirmeliyiz'. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya karşılık, konuyu ilk defa duyduğunu belirterek, "Kim, nerede, ne şekilde bu konuşmayı yapmış bilmiyorum. Memleketin bu kadar meselesi varken bu konuyu konuşmayı uygun bulmuyorum" dedi.

- "Ne Türkiye Rusya'yı gözden çıkarır ne Rusya Türkiye'yi gözden çıkarır"

Genelkurmay Başkanlığının bir Rus heyetinin İzmir'e geleceğini açıkladığı hatırlatılarak, bu heyetin 2-5 Şubat tarihlerinde yapılması planlanan ancak yapılamayan gözlem uçuşu için mi Türkiye'ye geldiğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, Rus uçağının düşürülmesinin ardından ilişkilerin gerginleştiğini ancak diğer taraftan da çeşitli vesilelerle ilişkilerin sürdürülmeye çalışıldığını anımsattı.

Kurtulmuş, "Ne Türkiye Rusya'yı gözden çıkarır ne Rusya Türkiye'yi gözden çıkarır. Uzun yıllar boyunca birbirleriyle yakın komşuluk ilişkisi bulunan, zaman zaman rekabet ilişkisi olan ama bir çok alanda da iş birliği halinde olan iki ülke, ekonomik olarak ilişkileri olan iki ülke, ticaretten turizme kadar bir çok alanda ilişkisi olan iki ülke öyle çok kolay herhangi bir krizi bahane ederek ilişkilerini ortadan kaldırmaz. Bunu biz baştan beri söylüyorduk ve Türkiye olarak da tansiyonun düşürülmesi, ilişkilerin normalleştirilmesi için üzerimize düşen sorumlulukları da yapmaya gayret ettik" değerlendirmesini yaptı.

Çeşitli vesilelerle görüşmeler gerçekleştiğine işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

"2-5 Şubat tarihleri arasında rutin olarak her yıl yapılan, sınırlarımızda, sınır bölgelerimizde yapılan Rus uçaklarının uçuşları rotadaki bir anlaşmazlık dolayısıyla o zaman yapılmamıştı. Şimdi Rus askeri heyetinin gelmesi bu anlamda önümüzdeki dönemde belki oluşacak uçuşların yapılması bakımından da meselenin normalleşmesine katkıda bulunur diye ümit ediyoruz. Heyet gelsin bakalım, ne konuşulacak, ne yapacaklar ondan sonra daha net konuşuruz."

Memurlar.Net